Korkusuz
Can Ataklı

Saraya müjde, Biden Brüksel’e geliyor

ANALİZ

Saraya müjde, Biden Brüksel’e geliyor


Beyaz Saray, dün akşamüzeri Başkan Biden’ın 24 Mart’ta Brüksel’de’ yapılacak NATO zirvesine “şahsen” katılacağını açıkladı.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki; düzenlediği basın toplantısında, Başkan Biden’ın ABD’nin Ukrayna’ya desteğini göstermek için Avrupa’ya giderek liderlerle görüşeceğini de söyledi.

Psaki, “Başkan, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik sebepsiz ve haksız saldırısına yanıt olarak devam eden caydırıcılık ve savunma çabalarını görüşmek üzere 24 Mart’ta yapılacak olağanüstü bir NATO Zirvesi’ne katılmak üzere Belçika’nın başkenti Brüksel’e gidecek” dedi.

NATO zirvesi olağanüstü toplanıyor bu habere göre.

Bu açıklama yapıldığında muhtemelen Ankara’nın böyle bir zirveden haberi yoktu.

NATO olağanüstü zirve yapıyorsun bu toplantıya Türkiye’yi temsilen AKP genel başkanı Erdoğan katılacaktır.

Öyle sanıyorum ki bu haber saray ahalisini hayli heyecanlandırmıştır.

Çünkü Ukrayna krizi başladığından beri Türkiye’nin “ne kadar aktif olduğu” algısı yaratılmaya çalışılıyor.

Saraydan pompalanan haberlerde Erdoğan’ın inanılmaz bir telefon trafiği içinde olduğu belirtilerek “Türkiye’nin denge politikası” uyguladığı belirtiliyor.

Denge politikası dedikleri şu; “Rusya’ya yönelik yaptırımlara Türkiye katılmıyor. Buna karşı Rusya’yı Ukrayna’ya yönelik saldırıları nedeniyle kınıyor.”

Görünen o ki, bu politika Amerika ve NATO tarafından destekleniyor.

Çünkü kısa bir süre sonra Türkiye, Rusya ile ilişkilerde “açık kapı” olarak kullanılabilir.

İçerde başta ekonomik sıkıntılar olmak üzere neredeyse tüm alanlarda çok ciddi bir sıkıntı yaşayan ve oy oranları sürekli düşen AKP iktidarı, Ukrayna krizini bir “nimet” gibi görerek her şeyin üzerini örtmeye çabalıyor.

Bu nedenle Biden’in beklenmedik bir anda Brüksel’e gidecek olması, saray için çok önemli.

Şimdi göreceksiniz “Biden’la görüşecek” edebiyatı tekrar başlayacaktır.

Zaten kısa bir süre önce yoğun talepler sonucu Biden ile bir telefon görüşmesi koparıldı biliyorsunuz.

Şimdi “yüz yüze görüşme” için çoktan harekete geçilmiştir bile.

Saray danışmanları Erdoğan’ın Biden ile yapacağı ikili bir görüşmenin çok yararlı olacağına inanıyordur mutlaka.

Bu görüşme gerçekleşirse Erdoğan, Ukrayna krizinin çözülmesinde kilit adam rolü üstlenecektir.

Zaten Ankara sürekli olarak bu algıyı yaymaya çalışıyor ve bölgede barışın mimarı olarak Erdoğan’ın öne çıktığını ileri sürüyor.

Tabii işin bir gerçeği de Amerika ve NATO’nun öyle bir niyeti olduğudur.

NATO olağanüstü toplansa da Ukrayna’ya bir askeri müdahale kararı alması çok çok uzak bir ihtimaldir.

NATO ülkeleri böyle bir askeri müdahaleyi kendi ülkelerindeki kamuoylarına anlatamazlar.

Siz bakmayın dökülen gözyaşlarına ve “Ukrayna için bir şeyler yapılmalı” diyenlere, hiçbir ülke askeri operasyona girmeye kalkışamaz, çünkü bunun üçüncü dünya savaşını başlatacağını herkes bilir.

Ancak bölgesel başka sorunlar yaratma ve bunda da Türkiye’yi kullanma eğilimi güçlü olarak karşımıza çıkabilir.

Saray kendi iktidarını sürdürebilmek için bir maceraya atılmaktan çekinmeyecektir.

İRONİ

Mehmet Cengiz yürekleri paralıyor


Sarayın en has adamlarından Mehmet Cengiz, Oda TV sitesine bir röportaj vermiş.

“Artık konuşacağım, hesap sorma zamanı geldi” diye başlığı görünce meraklandım.

Tabii insanın aklına ilk gelen şey belli; “Mehmet Cengiz o ünlü milletin a’sı konusuna bir açıklık getirecek ve bunu dile dolayanları mahkemeye verecek.”

Ama yazıyı okuyunca öyle olmadığı anlaşılıyor.

Çünkü Mehmet Cengiz yürekleri paralayacak biçimde ağlamış.

Neymiş Sözcü’de Serpil Soylu İngiltere’de ev aldığını yazmış, Mehmet Bey de buna içerlemiş.

Diyor ki “Yedi sektörde 35 şirketimiz 45 bin çalışanımız var. Bir günde birkaç yılda gelmedik buraya biz. 17 yaşından beri inşaattayım ben. Aşığım mesleğime. Ülkeme aşığım. Gelsinler metroları, tünelleri, köprüleri gezdireyim. Eti batmıştı, 1 milyar dolar harcadım. Bir gazeteci gelip gördü mü Mazıdağ’da onca güçlükle yapılan işi.”

Mehmet Cengiz 80 ülkeye ihracat yaptığını, 485 milyon dolara otel satıp bu madenlere yatırdığını söyleyerek “Bunları biriniz yazdı mı? Yüreğimi yakıyorlar” diyor.

Kahroluyormuş Mehmet Cengiz, İngiltere’de evmiş şuymuş buymuş, ne önemi varmış, İngiltere’de kobalt üreten şirket almış, İngiltere’de çok büyük ihalelere girmiş, bunlar niye yazılmıyormuş da koltuğun fiyatı yazılıyormuş.

Hani baba oğul hikayesi vardır, “Ben sana vali olamazsın demedim” diye başlayan.

Mehmet Cengiz’in olayı da buna benziyor bence.

Çünkü kimse Mehmet Cengiz’e “Sen hiç büyük işler yapmıyorsun” demiyor ki.

Söylenen şu; “Bütün bunları yapabilme kabiliyetin varken neden adam gibi yapmıyorsun da saraya yaranmak için kendini küçük düşürüyorsun?”

ÇOK GÜLDÜM

Faizler yükselirse sürpriz olmaz


Merkez Bankası, kötü gidişi görüyor.

Bu politika ile dövizi tutmak pek mümkün değil.

Kimi Arap ülkelerinden taşınan paralarla döviz fiyatları biraz olsun sabit tutulmaya çalışılıyor ama bunu sürdürmek neredeyse olanaksız.

Şimdilik tek çare faiz artırmak, ancak Erdoğan hâlâ “yüksek faiz sebep enflasyon sonuç” politikasından vazgeçmiyor.

Merkez Bankası’na kalsa çoktan faiz artıracak aslında, yapamıyor.

Erdoğan’ın elini tutan en önemli faktör tabii ki konuyu “dine bağlamış” olması.

Oradan yapacağı geri dönüşün karizmasını fena çizdireceğine inanıyor.

Ama burası Türkiye, dinci kesim kimi söylemlerinden hızla geri dönebiliyor.

Bilinen bir fıkradır ama belki de tam yerine denk geldi, anlatayım tekrar;

Caminin yanı başına bir meyhane açılınca, bundan rahatsız olan imam ne derse desin, ne yaparsa yapsın buna engel olamaz.

Başlar beddua etmeye:

Allah cezanı versin! Meyhanen yansın, yıkılsın. Sen de cehennemde yan!”

Meyhaneci aldırmaz, işine devam eder. Ama imam da beddualarına devam eder...

Derken olacak bu ya, bir yangın çıkar ve meyhane yanar, yıkılır, kül olur.

Meyhanenin sahibi de soluğu mahkemede alır. Hakim sorar:

“Şikayetiniz nedir?”

Meyhaneci:

“Bu imam sebep oldu hakim bey! Her gün beddua ede ede yangın çıkmasına neden oldu... Davacıyım. Tazminat talep ediyorum...”

Hakim, imama döner:

“Siz ne dersiniz, bu iddiaya? Meyhaneci, meyhanesinin sizin beddualarınız nedeniyle yandığını, zarara uğradığını iddia ediyor. Tazminini istiyor.”

İmam:

“Olur mu hakim bey, dua ile yangın mı çıkar? Nerde görülmüş böyle şey? Benim bir suçum yok...” der.

Hakim, davacının da davalının da yüzlerine teker teker bakar. Sonra arkasına yaslanır:

“Yaz kızım!” der katibeye.

“İNANMAYAN dua ile oldu diyor”

“İNANAN dua ile bir şey olmaz diyor.”

“Diyanet’ten bilirkişi raporu istenmesine...

YENİ ÖĞRENDİM

Kültür Bakanlığı sanatçılara maaşlarını ve farklarını ödemiyor


İlk mesajlar 10 gün kadar önce gelmişti.

Kadroları Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nde olan sanatçılar, üç aydır maaşlarını ve farklarını alamadıklarından dolayı yakınıyordu.

Konuyu araştırırken CHP Milletvekili Gazze Akkuş İlgezdi’nin konuyla ilgili bir soru önergesi verdiğini gördüm.

İlgezdi, 22 Ocak 2022’de Resmi Gazete’de yayınlanan 7351 sayılı Kanun’un 16’ncı maddesi kapsamında memurlara verilen yüzde 2.5 maaş farkının Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nde görev yapan sanatçılara ve kadro karşılığı sözleşmeli personele verilmediğini ortaya çıkararak, “Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlara maaş farkları yatarken, sanatçıların ayrılması kabul edilemez” demiş soru önergesinde.

CHP’nin sanat ve kültürden sorumlu genel başkan yardımcısı olan İlgezdi, Kültür ve Turizm Bakanı’na şunları sormuş:

Sanatçılara neden yüzde 2.5 fark iki aydır yatırılmamaktadır?

Bunun sorumlusu kimdir?

Sanatçıların ve kadro karşılığı sözleşmeli personelin mağduriyetinin sebebi iddia edildiği gibi Hazine ve Maliye Bakanlığı mıdır?

Bu sorunu neden 2 aydır çözememektesiniz?

Oluşan mağduriyet çözülecek midir? Diğer kurumlarda çalışanlara farkların yattığı günden itibaren hak ettikleri farkı alamayan sanatçı ve kadro karşılığı sözleşmeli personele yasal faizle bu paralar yatacaktır mıdır?”