İnsanlık tarihinin en büyük filozoflarından biri olarak kabul edilen Sokrat:

“Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir” demişti...

Amacı mütevazılık yapmak değil...

Her şeyi bilebilmesinin mümkün olmadığını anlatmaktı...

Sokrat’ın bu samimi itirafından sonra şöyle diyebilirim:

“Kişinin bilmediğini bilmesi erdem, bilmediği halde bilgiçlik taslaması ukalalıktır...”.

Bu tatil gününde...

Çocukluğumuzda bilgiçlik tasladığımız zaman...

Anneciğimizin bana ve iki kız kardeşime anlattığı kıssayı sizlerle paylaşmak istiyorum...

Zamanın birinde, genç gelin, kayınpeder ve kayınvalidesiyle beraber yaşıyormuş...

Orta yaşlı kayınvalide, genç gelinin bilmediğini fark ettiği konularda, yardımcı olmaya çalışıyor...

Ama...

Ne zaman gelinin yaptığı işin aslında nasıl yapılması gerektiğini tarif etmeye kalksa...

Genç gelin:

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyordum” diyerek bilgiçlik taslıyormuş...

Bir akşam yemeğinde kaynana, oğluna:

“Oğlum sana yarın yaprak sarma yapayım mı?” diye sormuş...

Gelin hemen atılmış:

“Sanki ben kocama yaprak sarma yapmasını bilmezmişim gibi... Otur oturduğun yerde” diye kaynanasını azarlamış...

Kadın sesini çıkarmamış...

O zamanlar Google Teyze yok...

Şimdi olsa kolay...

Girer internete:

“Söyle bana ey Google teyze; yaprak sarması nasıl yapılır?” diye sorar, Siri devreye girer...

Ve...

Gelin Hanım’a, bin bir çeşit yaprak sarma tarifi anlatır...

Ertesi sabah gelin, yaprak sarma için malzeme hazırlığı yaparken, kaynana anlamış ki:

Gelinin bir b.k bildiği yok...

Ocak başından kalkmış gelinin yanına giderek:

“Kızım” deyip malzemeleri saymaya başlamış, “üzüm yaprağı, yarım çay bardağı zeytinyağı, bir adet soğan, pirinç, bulgur...”.

Gelin her zaman olduğu gibi kaynanasının lafını yarıda kesmiş:

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyordum...”.

Kaynana geçmiş ocak başındaki yerine oturmuş...

Bir yandan da gelini izlemeye devam etmiş, yanlış yaptığında uyarmış...

Gelin hem:

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyordum” demiş ama hem de kaynanasının dediği şekilde yapmaya devam etmiş...

Sarmalar pişirilme düzeyine geldiğinde kaynana, ocağın yanında yerde duran tezekleri göstermiş:

“Şimdi şu tezekleri al, çömleğin üzerine koy, tezeğin üstünü de kapakla ört ki sarmalar piştikten sonra soğumasın...”.

Gelin kaynanasını terslemiş:

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyordum...”.

Ve...

Kaynanasının dediğini yapmış...

Akşam yemeğinde yaprak sarmayı sofraya koymuş...

Tencerenin kapağını açınca içeriyi b.ok kokusu sarmış...

Genç adam karısına öfkeyle bağırmış:

“Yaprak sarma tenceresinde tezeğin ne işi var?..”.

Gelin, kaynanasını göstermiş:

“Anan dedi ‘tezek koy’ diye ben de koydum...”.

Genç adam anasına dönmüş:

“Ana yaaa, bu yaptığın sana yakışır mı?..”.

Kaynana gülümsemiş:

“Napayım be kızanım?.. Senin karına ne zaman yemek tarifi yapsam her seferinde ‘sanki sen söylemesen ben bilmiyordum’ deyip durur; bu sefer ben de ‘bir şeytanlık yapayım’ dedim yaptım ve gördüğün gibi, karın her tarafı bok içinde bıraktı...”.

İçinde bulunduğumuz felâketin sorumlusu...

Her uyarıldığında ve doğru anlatıldığında:

“Ben ekonomistim, sanki sen söylemesen ben bilmiyordum” diyen Erdoğan’a:

“Faiz sebep enflasyon netice” dedirten danışmanın muzipliği olabilir mi?..

TALİHSİZ ÜLKE...

Murat Kurum’un Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde...

Erzincan İliç’teki Anagold Çöpler Altın Madeni şirketi...

Kapasite artırımı talebinde bulundu...

Talebin kabul edilebilmesi için ÇED raporu gerekiyordu...

Şirket yetkilileri Kurum’un bakanlığına müracaat etti...

Maden hakkında:

“ÇED raporuna gerek yok” kararı verildi...

Bakan Kurum’un imzasıyla (Tabii ki soğuk imzası yok ama imzalayan yetkili “bakan adına” diye notunu düşmüş) rapor onaylandı...

Maden alanı 3 katına çıkarıldı...

Çevre halkı AYM’ye dilekçe vererek haklarının ihlal edildiğini savundu...

AYM, başvuruyu esastan görüştü:

Tarım ve hayvancılığın, çevreye verilebilecek olası zararların yüzeysel biçimde araştırıldığı...

Gerekli özenin gösterilmediği sonucuna vardı...

Ve:

Hak ihlali olduğuna hükmederek:

Kapasite artırım kararına karşı açılan ve fakat yerel mahkeme tarafından reddedilen davanın:

Yeniden görülmesine karar verdi...

Ama...

AYM kararlarını dinleyen yerel mahkeme nerede görülmüş?..

Türkiye:

Üstünlerin hukukunun geçerli olduğu...

Güzel ve fakat talihsiz ülke...

ALLAH KORUMUŞ

Padişah Abdülaziz’in Avrupa seyahati sırasında Mehmet Cemil Paşa, Fransa sefiri idi...

Sultan’ın heyetinde yer alan İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) Ömer Faiz Efendi’ye, şehrin imarıyla ilgili şunları anlattı:

“Buraya geldiğimden beri inşaat devam eder. Şu koskoca Paris adeta yeniden yapılıyor. Hiç acımadan koskoca binaları yıkıyorlar, bir hizaya getirerek yeniden yapıyorlar. Başlarında bir Mösyö Hussman var ki, onun olduğu yerde imparatorun sözü dinlenmez. Hiç kimsenin işine karışmayacağına söz almış, sonra işe girişmiş...”.

Mösyö Hussman’ın Paris’i imar ettiği dönemde...

Erdoğan zihniyetinde birinin:

Fransa Kralı olduğunu düşünebiliyor musunuz?..

Allah, Fransızları korumuş...

HERBOKOLOG...

Halkımızın geneli, “bilmediğini bilmez...”.

Ya da...

Bilmediğini kabul etmez...

Bir konudaki görüşü sorulduğunda:

“Bilmiyorum” demeye utanır...

Yani canlarım...

Halkımızın geneli:

Her b.ku bilir...

Gençler buna:

“Herbokolog” diyorlar...

Buradaki “log” eki, epistemolojik olarak:

“Logi”den gelir...

“Logi” yazılır “loji” okunur...

Tıpkı:

“Tayyip” diye yazıp:

“Cumhurbaşkanı” olarak okumak gibi...

Eğer biri için:

“Herbokolog” sıfatı kullanılmışsa...

Anlaşılır ki o kişi:

“Psikolog” gibi...

“Biyolog” gibi...

“Sosyolog” gibi:

Herbokolog’dur...

HARIL HARIL

En az 9 işçinin altında kaldığı toprak kaymasına ilişkin soruşturmada...

Maden sorumlularının da aralarında olduğu 8 kişi gözaltına alındı...

Ama...

Felâketin en hakiki iki sorumlusundan biri para peşinde koşarken...

Diğeri, kadim şehrimize başkan seçilip o şehrimizi de yok edebilmek için:

Harıl harıl çalışıyor...

DÜNÜN X’İ

CEM TOKER

@tokcem

Almanya, Japonya’yı geçerek dünyanın 4. en büyük ekonomisi oldu.

Almanya gibi devlet isteyen önce Almanlar gibi millet olacak!!!

DÜNÜN HABERİ

Bill Gates:

“Et tüketimini 2030’a kadar sıfıra indirmeyi planlıyoruz” demiş...

Türkiye bunu başardı bile.

Hükümetimizin muhteşem ekonomi plânları sayesinde et tüketimini sıfıra indirdik.

Bu konuda da zirvedeyiz çok şükür.

Kaynak:

abdullah naci

@abdullahnaci

Günün sözü

“Bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır...”.

Atasözü