Dün tekrar özgürlüğüne kavuşan Nasuh Mahruki benim anlayamadığım garip bir adam!
Aileden zengin.
Üstelik Saraylı... Kaptan-ı Derya Nasuhzade Ali Paşa’nın beşinci kuşaktan torunu.
Çok iyi eğitimli, Bilkent Üniversitesi mezunu!
İstese aklınıza gelebilecek herhangi bir holdinge CEO olur, başarıyla yönetir.
Kaptan-ı Derya Nasuhzade Ali Paşa’nın servetinden bile daha büyük bir servete sahip olur!
Bir eli yağda, bir eli balda refah içinde yaşamak varken, sen tut dağa, taşa, kurda, kuzuya sevdalanıp dağcı ol!
Onlarca kez ölümle burun buruna gel...
Neden?
Dünyanın en yüksek dağının zirvesinde Türk bayrağını dalgalandırmak için...
Eee, dalgalandırdı da n’oldu?
★★★
Bununla kalsa iyi...
Eğitimsizlikten dolayı o güne kadar sık sık o dağda, bu kayalıkta ölen dağcılık meraklılarını eğitmek ve zor günlerde halkın imdadına koşmak için Arama Kurtarma Derneği’ni (AKUT) kurdu.
Beş kuruş kazanmadığı gibi bir de cebinden bir dolu para harcadı.
Körfez Depremi’nde günlerce enkaz altından depremzede çıkardı.
Adı “kahraman”a çıktı.
Eee, çıktı da n’oldu?
★★★
Baktı ki Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti bir “karşı devrim”e sürükleniyor, tüm gücüyle kavgaya girdi.
Yobazlara, Atatürk düşmanlarına, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini çökertmek isteyenlere savaş açtı. Yetmedi, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulu’na girdi.
Eee; girdi de n’oldu?
★★★
Binlerce köşe yazısı, çok sayıda kitap yazdı. Özellikle gençlere ideallerinin peşinde koşmayı öğretti, “Kendi Everest’inizi yaratın” dedi. Konferanstan konferansa koştu, “Değerlerimize sahip çıkalım” çağrısında bulundu.
Eee, bulundu da ne oldu?
★★★
Önce kurduğu ve hayatını adadığı AKUT’u elinden almaya çalıştılar. Yılmadı. Sosyal medyadan elektronik oylama sistemine geçmeye hazırlanan Yüksek Seçim Kurulu’nu eleştirdi.
Eee, eleştirdi de ne oldu?
★★★
Özgürlük tutkusunun peşinde koşa koşa dünyanın zirvesine bile çıkan bu adamı sırf bu yüzden on altı gün demir parmaklıkların arkasında tuttular.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dün üç yıla kadar hapsini istedi. Sonra, tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi.
Yine dün Korkusuz’un on birinci sayfasında küçük bir haber yayınlandı:
“Kayseri’de Atatürk Anıtı’na saldıran ve zarar veren dayı ile kadın yeğeni, sadece 4 ay hapis cezasına çaptırıldı.”
Kıyaslamayı siz yapın; YSK’yı eleştirmenin cezası üç yıl, Atatürk’e saldırmanın bedeli cezaevinde geçmeyecek dört ay...
Sana mı kaldı “adil seçim” istemek, “laik Türkiye” için didinmek, çalanlarla çırpanlarla, sahtekarlık yapanlarla uğraşmak...
Keyfine baksana!
★★★
Dedim ya; gerçekten garip bir adamdır Nasuh Mahruki...
Ama adamdır; hem de en sağlamından!
Hapislik de ona vız geldi, tırıs gitti. Geçmiş olsun.
Destek görememiş!
Henüz sekiz ay önce yapılan yerel seçimlerde Gaziantep’in Karkamış ilçesinde CHP’den Belediye Başkanı seçilen Mustafa Güzel, AKP’ye geçmiş...
Kullanılan 6 bin 678 oyun yüzde 50’sini almış...
Yani 3 bin 194 CHP’li seçmen, onu CHP’li olduğu için o koltuğa oturtmuş...
Dün partisinden istifa ederken demiş ki, “CHP Genel Merkezi’nden ve yine CHP’li diğer belediyelerden maalesef destek göremedik. Bu yüzden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın emrinde AK Parti’de siyasete devam edeceğim.”
★★★
Bunun adı seçmene ihanet ve oy hırsızlığıdır!
Neymiş destek görememiş... Ne yapacaktı CHP Genel Merkezi ve CHP’lidiğer belediyeler, onca derdin arasında seni paraya mı boğacaktı?
Bu adamlar siyaset sahnesinde cirit attıkça, bu ülkede siyaset kurumu adam olmaz!
GÜNÜN SORUSU
Tam 11 milyon kişinin kursiyer olduğu Halk Eğitimler’deki meslek edindirme kursları üç ay önce tasarruf tedbirleri bahanesiyle kapatıldı, 100 bin usta öğretici de işsiz kaldı. Sorum ekonomiyi yönete(meye)n Mehmet Şimşek’e:
Bu insanlardan ettiğiniz tasarruf, Diyanet’e yetti mi?
Asıl suçlu kim?
İstanbul’da yine bir “sahte rakı” faciası yaşanıyor. İnanması zor ama sahte rakı içtikleri için ölenlerin sayısı bu yazıyı yazdığım saatlerde 22’ye yükseldi.
Tam 24 kişi de hastanede tedavi görüyor.
Emniyet’ten yapılan açıklamalara göre piyasaya sahte içki süren 10 kişi de gözaltına alındı.
Elbette bu sahtekarlar ve fırsatçılar suçlu...
İyi de onlara bu “fırsat ortamı”nı yaratan iktidarın hiç mi suçu yok?
Piyasada bin liraya satılan bir litre rakıdan 650 lira vergi alınıyor.
İnsanlar da biraz daha ucuz olduğu için sahte rakıyı almaya ya da bizzat rakı yapmaya yöneliyor.
Eğer kitlesel ölümlerin önüne geçmek isteniyorsa, içkiden alınan vergi makul bir sınıra çekilmeli.
MAYDANOZ
Bütün muhaliflere operasyon yapılıyor...
Bakalım hava muhalefetine ne zaman sıra gelecek? (İ.L.)