Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Saksağan gibiler mübarekler...

6 yaşında, babasının müritlerinden 29 yaşında biriyle...

Ve...

İmam nikâhıyla evlendirilen kız çocuğu...

İlerleyen yıllarda (Aklı başına gelince) yaşadıklarını bir savcıya anlattı...





Savcı ifadeleri aldı...

Delilleri bilirkişiye gönderdi:

“Yeterli kanıt var” dedi...

İddianameyi hazırladı...

Mahkemeye gönderdi...



Mahkeme de:

İddianameyi kabul etti...

Çünkü...

Bilirkişi raporunda...

6 yaşında...

İmam nikahıyla evlendirilen kızın...

İmam nikahlı kocasıyla arasında geçen konuşmaların ses kaydı var...



6 yaşından itibaren tecavüze uğramış zavallı kadın...

İmam nikahlı kocasına diyor ki:

“Keşke altı yaşında ilişkiye girmeseydik, kesin mutlu olurduk biz ya, değil mi?..”



İmam nikahlı kocası cevap veriyor:

“Yani orası öyle dediğin gibi de...”

6 yaşında tecavüze uğrayan kadın devam ediyor:

“6 yaşında nikahımız kıyılmayaydı keşke... babam ilişkiye izin vermeseydi yani; bu sıkıntıların hiçbiri olmazdı...”.



İmam nikahlı kocası:

“Var mı yapacak bir şey onu söyle? Dönebiliyoz mu?” diye soruyor...

6 yaşında tecavüze uğrayan genç kadın:

“Ama telafi de olmuyor” diyerek...

Pişmanlığın...

Kendisine yapılan zulmü ortadan kaldırmadığını:

Anlatmak istiyor...



Ve...

İmam nikahlı kocası bu sefer şunları söylüyor:

“Yani tam bir hatadır, gerçekten düşüncesiz, psikoloji bilmeden yapılmış olan bir hareket, yanlış bir şey ama şu an ben kendi kız çocuğum olsa altı yaşında evlendirir miyim?.. Evlendiririm ama o şekil bir şeye müsaade eder miyim?.. Etmem...”.



Bunun üzerine...

İmam nikahlı kocası tarafından 6 yaşında tecavüz edilen genç kadın diyor ki:

“Babam nasıl düşünmedi?..”.



İmam nikahlı eşi bu soruya şu cevabı veriyor:

“Hoca Efendi her şeyi dörtdörtlük mü düşünüyor? Bırak sen de Allah Allah... geriye dönülmüyor, dönülmüyor işte...”.



İşte böyle canlarım...

Ve ahlâksız...

Ve kirli...

Ve pislik...

Bu sahte Müslüman gazeteciler...

Ve...

Dinsiz...

İmansız...

Kitapsız...

Ama...

Klavyelerini ve zihinlerini:

Muktedire satmış...

Ya da:

Kiraya vermiş yazarlar:

Güzel İslam’ı çöpe döndürmeye kararlılar...

[caption id="attachment_391394" align="alignnone" width="600"] Murat Ağrıel[/caption]



Ve...

Utanacaklarına...

Ve...

Toplumdan özür dileyeceklerine...

Gazetecilik görevlerini yerine getiren pırıl pırıl gazeteci Timur Soykan’ı suçluyorlar...

“Müzevir... ihbarcı...”

[caption id="attachment_391393" align="alignnone" width="600"] Timur Soykan[/caption]



Saksağan gibiler mübarekler...

Hem tecavüz ediyorlar...

Ama hem de:

Tecavüze uğrayan kendileriymiş gibi:

Çığlık atıyorlar...

Özür dileyeceksin?..


“Bebek gelin” olayında kardeşlerin açıklamaları...

Abdülkadir Selvi’nin kafasında soru işaretleri oluşturmuş...

[caption id="attachment_391395" align="alignnone" width="600"] Abdülkadir Selvi[/caption]



İlahi Abdülkadir...

Yahu Savcılık iddianamesinde...

Bebek geline imam nikahı kıyıp...

8 yıl tecavüz eden adamın ses kaydı var...



Zavallı kız çocuğuyla 6 yaşındayken zifafa girdiğini kabul ediyor...

Sen hala kalkmış...

Kafanda soru işaretleriyle...

Kuşkularını arttırıyorsun...



Bakalım...

Senin gibilerin utanmazlıklarından kuşku duymayanlardan...

Ne zaman:

Özür dileyeceksin?..

Du bakali n’olcek


İlk Müslümanların azılı düşmanı Ebu Süfyan ile...

Hz. Muhammed’in en sevdiği amcası Hz. Hamza’yı öldürttükten sonra...

Ciğerlerini çiğ çiğ yiyen Hind Bint Utbe’nin oğlu olan Muaviye için:

“Atın kafasına torba geçirip zavallı hayvana her istediğini yaptırır” denirmiş...



Günümüzde Muaviye’nin yolundan giden zihniyet de...

Kafalarına geçirdiği torbayla...

İnsan yığınlarını...

Diledikleri yere götürüyor...

[caption id="attachment_391396" align="alignnone" width="600"] Erbakan[/caption]



Merhum Erbakan’ın dediği gibi:

“Allah encamımızı hayreylesin...”






Ya da...

Aziz Nesin’in öyküsündeki gibi:

“Du bakali n’olcek?..”.

Ey Yüce Meclis!


Konya’da iki okul müdürü...

17 yaşındaki kız öğrenciyi:

“Seni MİT’e alacağız” diye kandırdıktan sonra...

“MİT’çi” diye tanıttıkları...

35 yaşında bir adamla...

Ve...

İmam nikahıyla evlendiriyorlar...



MİT’çinin, evli bir marangoz olduğu anlaşılıyor...

İki müdür ve marangoz tutuklanıyor...



Neydi o filim ismi?..

Hah hatırladım:

“Tanrılar çıldırmış olmalı...”.



Bizim dinimiz tek tanrılı...

“La ilahe İllallah” yani...

Ve...

Çıldırması imkânsız...



İyi de...

Bu insan yığınlarını kim çıldırtıyor peki?..



Yüce Meclis...

Bu “imam nikahı” yalanı için...

Bir şeyler yapmayı:

Düşünüyor mu?..

Aklı fikri orada


Türk Müslüman kadının namusunu apış arasında arayanlara sesleniyorum?

Türk Müslüman kadınının namusu:

Apış arasında değil:

Vicdanında...

Ve...

Beynindedir...

Ama...



Sizler...

Türk Müslüman kadınının namusunu...

Apış arasına kilitleyince...

Aklınız fikriniz de...

Orada kalıyor:

Haliyle...

Günahımız ne?


Mehmet Akif Ersoy, şiirlerinden birine:

“İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’ım?” diyerek...

Araf Suresi 155. Ayetten alıntı ile başladıktan sonra...

Şöyle diyordu:



Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?

Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!

Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!

‘Yandık!’diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!



Şiir çok uzun...

Şimdilik bu kadar...

Sizler...

Ne demek istediğimi:

Anladınız...

İhtimaldir ki


Bir de canlarım...

Haklı olarak:

Şu soruya cevap aranıyor:

“Bu tarikat rezaletinin duruşması için neden 6 ay sonraya gün verildi?..”.



Bilemem...

Bilemem...

Ama...

Belki de bu uzun sürede...

Çaldıkları minareye kılıf dikeceklerdir...



Ama bundan sonra...

İmkânsız gibi...

Ancak...

Mayısa duruşma günü verilmesinin sebebi:

Vicdanını satmış bir Yargıca:

İktidar partilerinin...

Seçimde...

Propaganda malzemesi olarak kullanmaları için...

Beraat kararı verilme talimatı:

Gönderilmiş:

Olabilir...

Kural bu


Erdoğan, AB ve ABD’ye seslendi:

“Terör örgütleriyle mücadelemizde yalnız bırakıldığımızı asla unutmayacağız...”.



Erdoğan bu siteminde haklı mı?..

Yerden göğe kadar haklı...

Ama...





Unutmasın ki...

Esad da aynı şeyi...

Suriye Devleti’nin “Terör örgütü” olarak tanımladığı ÖSO’ya yardım eden:

Türkiye için söylüyor...



Sözümün özü:

Camdan evde oturanlar...

Başkalarının evlerine:

Taş atmayacaklar...

Bu kural:

Herkes için geçerli...

Edep, ilim ve...


Hz. Ali: “Edep, ilimden öncedir” demişti...



Yeni nesil iktidar Müslümanlarında:

Çocuklara tecavüz:

Hem edepten... Hem de ilimden:

Önce mi geliyor ne?..