Sadece son 45 günde gümrük kapılarında virüslü domates tohumu tespit etmek için altı ayrı operasyon yapıldı. Yakalanan tohumların 4’ünün Çin, 1’inin Tayland ve 1’inin Hindistan menşeli olduğu açıklandı. Yapılan analizlerde, bu tohumlarda dünya çapında tarım sektörünü tehdit eden “benekli mozaik virüsü” ve “kahverengi buruşuk meyve virüsü” tespit edildi. Her iki virüs de tarımda en tehlikeli salgınlar listesinde ilk 5’te yer alıyormuş.

Tarım Bakanı’na soruldu, Yumaklı, “Gelen ve bizim açımızdan uyumlu olmayan ürünler tespit edildi. Mahrecine iade edildi. Bu ilk kez olan bir şey değil. Farklı zamanlarda farklı ürünler ülkemize gelebiliyor. Bunların ülkemize girişi yapılmadan analizleri tamamlanır. Sağlık sertifikalarıyla karşılaştırılır, herhangi bir uygunsuzluk varsa mahrecine iade edilir. Bunun dışında bizi endişeye sevk edecek bir durum söz konusu değil” dedi.

Diğer taraftan, internet alışveriş sitelerinde sizin de önünüze düşmüştür. Pestisit ölçüm cihazları satılıyor. Geçen gün bir videoya denk geldim, sebzeyi 6 kez karbonatla yıkıyorlar ve bu cihazla ölçüm yapıyorlar. Altıncıda ancak pestisit gideriliyor.

Zaten DW Türkçe’de yer alan habere göre, Avrupa Komisyonuna  bağlı Alarm ve Dayanışma Ağı’nın (ACN) 2023 raporu Türkiye’nin, geçen yıl AB sınırlarında gıda güvenliği risklerine ilişkin yapılan geri bildirimlerde 408 bildirimle ilk sırada yer aldığını ortaya koyuyor. Türkiye’yi Çin (333) ve Hindistan (303) takip ediyor. En çok bildirim yapan ülkeler ise Almanya, Hollanda ve Belçika...

Pestisiti ilk kez duyanlar için bir not: Tarım sektörünün endüstriyelleşmesiyle birlikte ürün verimini artırmak ve bitkilerin hastalıklardan korunmasını sağlamak için kullanılmaya başlandı. Yani pestisitler, zararlıların ve hastalıkların bitkilerden uzaklaştırılmasını amaçlayan sentetik kimyasallar. 

Çok bilinen bir hastanenin internet sitesinden aldığım bilgiyi bu yazıya aynen yapıştırıyorum.

Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda pestisitlerle kanser gelişimi arasında bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Pestisitlere maruz kalma sonucunda;

Prostat,

Lösemi,

Burkitt lenfoma,

Nöroblastom,

Wilms tümörü,

Hodgkin dışı lenfoma,

Yumurtalık kanseri,

Akciğer,

Mide,

Kolon,

Mesane ve rektum kanseri gibi çeşitli kanser türleriyle karşı karşıya kalmak mümkündür. 

Pankreas kanseri, mortalite riskinin yüksek olması nedeniyle birçok uzman tarafından incelenen ve pestisitlerle ilişkisi araştırılan kanser türleri arasında yer alır. 2016 yılında yapılan bir  araştırma  pestisitlerle pankreas kanseri arasında bir ilişki bulunduğuna kanaat getirmiştir. Uzun yıllar insektisit olarak kullanılan OC’lerin pankreas kanseri riskini yüksek oranda artırdığı; yapılan epidemiyolojik çalışmalar sonrasındaysa pestisit işçilerinde, bahçıvanlarda, bahçe temizleyen işçilerde ve un değirmenlerinde çalışan işçilerde pankreas kanseri riskinin arttığı raporlanmıştır.

★★★

Elbette sadece sebze ve meyve değil, et yemek de korkutuyor. Ya kaçaksa? Ya bozuksa? Daha yeni Mersin’de Merkez Akdeniz ilçesinde kaçak kesildiği ve piyasaya sürülmeye hazırlanıldığı belirlenen kokmuş tavuk etleriyle ilgili 3 şüpheli gözaltına alındı. Ele geçirilen 1,5 ton et, kokmuş olması, hijyen ve sağlık şartlarını taşımaması nedeniyle imha edildi.

★★★

Geçmişe gitmiyorum, bugünün haberi, sahte içki nedeniyle can kaybının her geçen gün arttığı Ankara’da 61 kişi yaşamını yitirdi, 36 kişinin ise yoğun bakımda tedavisi sürüyor.

Her gün yoksulluktan yakınıyoruz. Gıdaya ulaşamadığımızı söylüyoruz. Ancak ulaşsak da güvenemiyoruz.

Biz gıdayı “Yediğimizden zehirlenir miyiz” diye tartışırken, gelişmiş ülkeler besin değerlerini konuşuyor.

The New York Times’ta okuduğum bir haberin başlığı şuydu: Sahte et sizin için gerçek etten daha mı iyi? Makale, besinleri nasıl karşılaştırabiliriz, bunun yolunu da gösteriyor. Bitki bazlı etler ile hayvansal etleri lif, doymuş yağ, protein, tuz açısından inceliyor.

Ne hoş değil mi?

Kırmızı çizgim özgürlüğüm

Bugün ‘Apolitik’in konuğu CHP Ankara Milletvekili, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Dr. Aylin Yaman oldu.

- Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?

Önce çay, sonra kahve... Bu sırada hızla haberlere bakıyorum.

- En son hangi kitabı okudunuz?

Ercan Kesal, “İsim Şehir Film Roman”.

- En son hangi filmi izlediniz?

Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kuru Otlar Üstüne’ filmi.

- En sevdiğiniz ses ne sesi?

Kalabalık aile sesi.

- En çok dinlediğiniz üç şarkı?

Cesaretsizce Olmuyor, Jabbar/ Sil Baştan, Şebnem Ferah/ Sorry Seems To Be The Hardest Word, Diana Krall.

- Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?

Zor Günler, Pinhani.

- Aşka inanır mısınız?

Çok romantik biri olmamakla birlikte kesinlikle inanırım.

- Kırmızı çizginiz nedir?

Özgürlüğüm.

- En sevdiğiniz yemek?

Makarnanın her türü.

- Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?

Kokoreç, işkembe.

- Sizi ne heyecanlandırır?

Yılbaşı dönemleri her zaman heyecanlandırır beni. Her bitiş, yeni bir başlangıçtır diye düşünürüm. İşkolik olduğum için her yeni proje de heyecan uyandırır bende.

- Yağmur mu, güneş mi?

Güneş.

- Güz mü, ilkbahar mı?

İlkbahar.

- İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?

Fırsatçılık, ilkesizlik ve yapmacıklık.

- Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?

Şu an hayatta olmayan babama siyasete girdiğimi söylerdim.

- Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?

Çok zorlanırdım. Sanırım telefon bağımlılığı var bende. Ailemle bolca sohbet ederdim.

- Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?

Kendimden memnunum aslında ama başka birini seçeceksem eğer, Yıldız Kenter gibi güçlü bir oyuncu olmak isterdim.

- Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?

Piyano çalarım.

- Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?

Kızlarımın güçlü ve mutlu bir gelecek kurduklarını, ayaklarının üzerinde durabildiklerini ve ekonomik özgürlüklerini sağladıklarını görene kadar yaşamayı dilerim. Sonrası da fena olmaz, bonus olur.

AVATAR İSTANBUL’DA SAHNEYE ÇIKIYOR

Beyazperdenin efsane filmi Avatar, Zorlu PSM Sahnesi’ne çıkıyor. James Cameron filmi için yarattığı Pandora evrenini James Horner’ın müzikleriyle büyülü bir hale getirmişti. Şimdi bambaşka bir sahne deneyimi izleyeceğiz. Avatar Live in Concert Mart ayında İstanbul’da izleyiciyle buluşacak.

25 yılı aşan kariyeri boyunca Rotterdam Filarmoni Orkestrası, Londra Senfoni Orkestrası, Kraliyet Filarmoni Orkestrası ve Moskova Devlet Filarmoni Orkestrası gibi prestijli orkestralarla yaptığı çalışmalara imza atan Şef Ernst van Tiel’i Avatar Live in Concert ile canlı izleme imkanı bulacağız. Üç saat süren sahne deneyiminde Britanya’nın en yetenekli seslerinden biri olarak anılan Eleanor Grant, 75 kişilik dev bir orkestra ve 36 kişilik etkileyici bir koro ile sahne alacak.

Ayrıca Zorlu PSM sahnesindeki Avatar Live in Concert gösterisine seyircilerin cosplay ve kostüm ile gelmesi serbest olacak. Avatar meraklılarına duyurulur.