Korkusuz
Ümit Zileli

Ölüler oy kullanmak için mezarından kalkar mı?!

2010 referandumunun hemen öncesiydi...

O referandumu ve sonuçlarını gayet iyi anımsayacaksınız; aynı yolda beraber yürüyen iktidar ve FETÖ, o referandumu kazanmak için çok uğraşmış ve yüzde 58 ile kazanmıştı! Halkın önüne “elma şekeri” misali konulan maddelerin dışında, yargıyı gayet güzel biçimlemekti asıl amaç...

-Hakim ve Savcılar Kurulu’na FETÖ’cülerin blok halinde girip yargıyı ele geçirmesi!

Gerçekten de, referandum sonrası “blok halinde” girişler kolaylıkla halledildi! Sonrası, FETÖ egemenliğinin yargıya çökmesi olarak tecelli etti ne yazık ki!

İşte Türkiye, tarih olarak 12 Eylül gününün tam isabetle seçildiği referanduma giderken Pensilvanya’dan Fethullah Gülen’in sözleri yükseldi; bu referandumun demokrasi için ne kadar önemli olduğunu, darbe dönemlerinde binlerce masum insanın işkencelerden geçtiğini anlatan emekli vaiz sözlerini şöyle bağladı:

-İmkan olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda ‘Evet’ oyu kullandırmak lazım. Ben zannediyorum kalkarlar da. Ben zannediyorum ruhları koşar da!

Bu sözler çok tartışıldı, Fethullah’ın “hileye daveti” olarak değerlendirildi... Mezardakiler kalkıp ‘Evet’ oyu kullandı mı, ruhları bile koşa koşa sandık başına gitti mi, elde net delil olmadığı için bilemiyorum!

Ancak o konuşmadan sonra her seçimde manipülasyon korkusu ve kuşkusu hep varoldu! Hatta, uzun yıllar AKP üst düzeyi içinde yer alan, ekonomiden sorumlu bakan olan Ali Babacan da, geçtiğimiz aylardaki bir açıklamasında yıllar içinde yapılan seçim ve referandumlarda manipülasyon varlığını dile getirdi!

-Bir daha “trafoya kedi girmesi”, “oyların çöplüklerden çıkması” gibi olayların tekrarlanmadığı, muhalefetin bu tür durumları önleyecek mekanizmaları geliştirdiği bir seçimde oy kullanmak dileğiyle diyelim!

CHP’deki seçmen listesi!


Yukarıdaki örneği neden paylaştığıma gelince...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen gün şöyle bir açıklama yaptı:

-Bizdeki seçmen bilgileri Yüksek Seçim Kurulu’nun(YSK) elinde yok!

Bu açıklamanın ardından iktidar cephesi hop oturdu hop kalktı! AKP’li Cumhurbaşkanı, Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinin araştırılması talimatı verdi... İktidar, CHP’nin söz konusu bilgileri “yasadışı” yollardan elde ettiğini savundu. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, acilen bir açıklama yaparak “YSK’nın elinde olmayan bilgilere sayın Kılıçdaroğlu nasıl erişti?” diye sordu! İçişleri Bakanlığı durur mu, vakit geçirmeden “Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusu” yapacaklarını duyurdu!

Şu paniğe bakar mısınız?! İktidar ve uzantılarını bu denli korkutan ne ola ki acaba? Bir tahminim var tabii:

-Uzun yıllardan sonra CHP ve Millet İttifakı, ilk kez kendilerine duydukları özgüveni net biçimde ortaya koyuyor! Seçimlerde hile, hurdaya, sahtekarlığa, kedilere, ölülere göz açtırmayacaklarını gayet açık biçimde dile getiriyor hem de ülkenin her tarafında, her sandıkta bunu gerçekleştireceğini yüksek sesle ilan ediyor!

Bir ya da birkaç partinin YSK’dan ham olarak aldıkları bilgileri zenginleştirmesi, mesela bir hanede 50 kişinin yaşadığını, 100 yaşını geçen kişilerin ilk kez oy kullandığını, bir diğer deyişle “mezarından kalkmış ölüler” bulunduğunu tespit etmesi yani seçim güvenliğine katkıda bulunması başta iktidar her kesim tarafından alkışlanacak bir çalışma değil mi?

-Yoksa değil mi, ben mi çok romantik davranıyorum!

Yasaklar ülkesinden “yazık” manzaralar!


Senaryo hep aynı şekilde sahneye konuyor...

İzlenen yol çok basit:

-Önce, dernek kılıklı bir yobaz tekkesi ruhunun derinliklerine kadar karşı olduğu, nefret ettiği bir yaşam biçimini hedef alan ve o kesime nefret kusan bir açıklama yaparak yıllardır düzenlenen festivalin iptal edilmesini istiyor...

Bu arada festivalin tarihi açıklanmış, konser verecek sanatçılar ilan edilmiş, biletler satışa çıkarılmıştır. Ancak bu yapılanların zerre kadar önemi yoktur! Nitekim balyoz, tam da festivalin heme öncesinde iner:

-Kaymakamlık ya da valilik iptal kararı verir!

Niçin iptal kararı verildiği de aynı “klişe” açıklamayla duyurulur:

-Toplumun güvenliği, kamuoyunun huzuru
vesaire...


Eskişehir’de, Zonguldak’ta, Tunceli de böyle oldu! Öyle ki, mesela Tunceli’de, bırakın festivalin yasaklanmasını, gelen sanatçılar bile kente sokulmadı!

Mesela, Kozlu Müzik Festivali’ni yasaklayan Zonguldak Valisi, “Bizim festival ruhumuzla onlarınki farklı demek ki” dedi! Valiye göre açık açık alkol satılıyordu ve bu hukuka aykırıydı; “Ruh farkı” buydu yani!

Son olarak, Burhaniye Kaymakamı İlyas Memiş’in kararıyla Zeytinli Rock Festivali de yasaklandı. Bu seferki gerekçede “trafik ve çevre sorunları ile halkın yoğun şikayeti” de yer aldı!

-Zeytinli Rock Festivali talebiniz, daha önceki yıllarda yakın bölgede düzenlediğiniz Zeytinli Rock festivallerinde yaşanan güvenlik, asayiş, trafik, çevre sorunları, ortaya çıkan bu tür istenmeyen durumlar dolayısıyla vatandaşlarımız tarafından yapılan yoğun şikâyet ve yakınmalar göz önüne alınarak kamu güvenliği ve sağlığı, toplumun huzuru, çevrenin korunması amacıyla uygun görülmemiştir. 

Kaymakam açıklamasında İlim Yayma Cemiyeti isimli derneğin şu hedef gösteren, nefret saçan duyurusuna ise hiç değinmedi:

-Alkolün, uyuşturucuların kullanıldığı, taciz, tecavüz, fuhşun aleni şekilde yapıldığı bu tür festivaller gençlerimizi fesada sürüklüyor, değerlerimizle örtüşmüyor...