Korkusuz
Can Ataklı

Ne kadar çabalasalar da yine skandalı örtmeyi beceremiyorlar

ANALİZ

Ne kadar çabalasalar da yine skandalı örtmeyi beceremiyorlar


Herkes gerçeği biliyor ama iktidar aksini anlatabilmek için çırpınıyor da çırpınıyor.

Üstelik bu işe Silahlı Kuvvetler’i de alet ediyor, oradaki birtakım görevliler iktidarı haklı çıkarabilmek için aynı şeyleri tekrarlıyorlar her gün.

Ama ne çare, tutmuyor işte.

Korkunç depremde ordu ilk 4 gün sahaya çıkmadı.

Çünkü çıkmasına izin verilmedi.

Ama bu gerçek kamuoyu tarafından da öğrenilince skandalın üzerini örtmek için ne yapacaklarını bilemiyorlar.

Milli Savunma Bakanı, birkaç kere anlamsız açıklamalar yaptı, kimi saray yazarları bunu ballandırarak kamuoyunu yanıltmaya çalıştılar.

Ama olmuyor işte.

Bunun çok basit bir nedeni var, siz istediğiniz kadar saatler dakikalar vererek “Askerimiz depremin ilk anından itibaren görev başındaydı” deyin, görgü tanığı yok.

Deprem bölgesinde yüzbinlerce insan var, herkes can derdinde, askerin yardıma koşup koşmadığını hatırlamaz mı?

O yüzbinlerce kişi de mi hafıza kaybına uğradı?

Üzülüyorum çünkü kendilerini temize çıkarmak için şerefli Türk ordusunun adını kullanarak halkı yanılmak için açıklamalar yaptırıyorlar.

Doğal olarak AKP iktidarının emrindeki Savunma Bakanı’na halk pek inanmadı.

Bunun üzerine, halkın ordusuna olan güveninden yararlanılmak isteniyor.

Bakanlığın Lojistik Genel Müdür Yardımcısı Muhammed Mahmud Ötegen’e bir sunum yaptırmışlar.

Vatandaş ne bilsin bu kişinin kim olduğunu, ordu adına konuştuğunu düşünüyor.

Bu kişinin anlattığına göre o sabaha karşı 04.30’da TSK İnsani Yardım Tugay Komutanlığı’na ‘Hazır olun’ emri verilmiş, 04.35’te İslahiye’de ve Kahramanmaraş’ta depremzede vatandaşlar kışlaya alınmış, 05.00’de bakanlık bünyesinde Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi teşkil edilmiş, Antakya 2. Hudut Alay Komutanlığı arama kurtarma ve halka yardım faaliyetlerine başlamış.

05.10’da Erdoğan’a haber verilmiş 05.15’te 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı Yardımcılığı İslahiye’de Müge Sitesi’nde arama kurtarma faaliyetlerine başlamış, 05.45’te Malatya’daki 2. Ordu askerleri arama kurtarma faaliyetlerine başlamış, iki sağ afetzedeye ulaşılmış, 06.00’da 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı Kahramanmaraş’ta, 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı da İskenderun’da arama kurtarma faaliyetlerine başlamış.

06.17’de sekiz kişi enkazdan sağ olarak çıkarılmış, 07.15’de iki gemiye hareket emri verilmiş, 07.54’de 3 adet A400M uçağı, Ankara, İstanbul ve İzmir’e hareket etmiş, 08.00’da İskenderun’da Pera Palas, Sahil ve Eda apartmanlarından 26 depremzede sağ olarak çıkarılmış.

09.03’te 39. İskenderun Devlet Hastanesi enkazında beş kişi kurtarılmış.

Bu kadar.

Açıklamalar muhtemelen doğru, ama devamı yok, çünkü çok az sayıda sahaya çıkarılmış olan askerlere “geri dönün” emri geldi.

Kamuoyunda çığlıklar artık dayanılmaz hale gelene kadar da asker bir daha sahaya sürülmedi.

Bunları yalanlayabilirler mi?

Mümkün değil.

Örneğin Malatya’da daha ilk dakikalarda yıkılmış binaların içine koşan askerlerin kısa bir süre sonra nasıl geri çekildiğini gören yüzlerce tanığı ne yapacaklar?

ÇOK GÜLDÜM

Diploma işini yüzlerine gözlerine bulaştırdılar




AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın diplomasının cumhurbaşkanlığı için yeterli olmadığı bu nedenle kendisine bir sahte diploma hazırlandığı yıllardır söylenir.

Her konuda hemen cevap veren ve üste çıkan Erdoğan bir tek bu diploma konusunda hep sessiz kaldı.

Bu da kuşkuları daha artırdı.

Birkaç yıl önce yine diploma konusu çok konuşulunca Marmara Üniversitesi Rektörü’ne bir talimat verdi ve “Gösterin şunlara diplomayı” dedi.

Rektörlük bu emri derhal yerine getirdi ve ortaya Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari İlimler Fakültesi adına düzenlenmiş bir diploma koydu.

Tuhaflık şurada, Erdoğan bu okulda hiç okumadı, öğrencisi olduğu İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ne bağlı Aksaray Maliye Muhasebe Yüksek Okulu’ndan Marmara Üniversitesi açılmadan 2 yıl önce mezun olmuştu.

Koca üniversite sırf Erdoğan istedi diye sahtecilik yapmakta sakınca görmedi, hiç utanmadan sıkılmadan Erdoğan için Marmara Üniversitesi diploması düzenledi.

Şimdi etekler tekrar tutuştu.

Çünkü eski YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, “Marmara Üniversitesi’ne sordum, Erdoğan’ın öğrenciliği ile ilgili tek kayıt bile yok” dedi.

Bunu söyleyen eski YÖK Başkanı olunca paniğe kapıldılar, işin çorap söküğü gibi gideceğinden korkarak ortaya birbiriyle çelişkili sözde belgeler koydular.

Şimdi işler daha da Arap saçına döndü.

Seçimi Erdoğan kazanırsa elbette yine hiçbir şey olmaz.

Ama muhalefet kazanırsa, Marmara Üniversitesi’nin ve YÖK’ün başı ciddi derde girer.

ŞAŞIRDIM

Depremde ölenlerin sayısı kafa karıştırıyor


Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde ölenlerin sayısı 50 bin olarak açıklandı.

Yıkılan bina sayısına bakıldığında bu rakamın doğru olmadığı konusunda kamuoyunda ciddi şüpheler var.

Aralarında bilim insanlarının da bulunduğu birçok kişi “Sabaha karşı olan bir depremde dev apartmanlar tamamen yıkıldı, enkazın altından bu kadar ölü çıkması mümkün değil, daha fazladır” diyor.

Buna karşı “Binaların çoğunun gündüz saatlerinde meydana gelen ikinci depremde yıkıldığını” söyleyenler de “Bu depremde yıkılan binalar hasarlı olduğu için boştu, çok fazla kişi ölmedi” görüşünü savunuyor.

Elde başka veri olmadığı için elbette açıklanan resmi rakamlara inanmak durumundayız.

Ancak Turan Çömez; birkaç gün önce bir tweet atarak, “Bölgedeki 300 bine yakın cep telefonundan deprem saatinden bu yana sinyal alınmadığını, ayrıca yine bölgedeki vatandaşlara ait 184 bin kredi kartının 6 Şubat’tan bu yana hiçbir işlem görmediğini” öğrendiğini bildirdi.

Mobil telefon şirketlerinden ve bankalardan henüz bu konuda resmi bir açıklama gelmedi.

Elbette susan her telefonun ve işlem yapmayan her kredi kartı sahibinin öldüğü sonucu çıkmaz bundan.

Kişiler kurtulmuş ama telefonları ve kredi kantları enkaz altında kalmış olabilir.

Yine de şaşırtıcı bir bilgi bu.

KOMİK

Muharrem İnce mahsusçuktan ilk üç gün 100 bin imzayı bulamamış


Sonunda muradına erdi Muharrem İnce ve cumhurbaşkanı adayı olabildi.

İlk üç gün 100 bin imzayı bulamayan İnce’ye cumartesi günü AKP’den yoğun bir destek geldi ve imzalar tamamlandı.

İnce üç gün sonunda ortaya çıktı ve “Biz bunu bilerek yaptık, istesek ilk günde 100 bin imzayı çok geçerdik, her şey planladığımız gibi gitti” diye konuştu.

Peki İnce neden özellikle ilk gün 100 bin imzayı tamamlatmamış?

Efendim o zaman “İnce için AKP’liler oy verdi” derlermiş.

Demek hırs ve intikam duyguları, insanda zeka da bırakmıyor.

Asıl ilk gün yoğun bir ilgi olsa herkes, “Muharrem İnce gerçekten çok güçlü bir desteğe sahipmiş, seçimlerde bunun etkisi yüksek olur” diye düşünürdü.

Oysa şimdi artık herkes biliyor ki Muharrem İnce 100 bin imzayı bulamadı, bunun üzerine saraydan gelen talimatla AKP teşkilatları otobüslerle vatandaş taşıdılar ve imzaları tamamlattılar.

Artık bundan sonrası için İnce’nin bir hükmü kalmadı.

İnce’nin alacağı oyların muhalefete bir etkisi olmayacağı ortaya çıktı.

Muharrem İnce’ye oy verecek olanlar AKP ve MHP’liler, ola ki seçim ikinci tura kaldı o zaman İnce’ye oy verenler kendi partilerine dönecekler.

Bunu bizzat İnce söyledi zaten, yani işin muhalefeti ilgilendiren bir yönü yok.

İnce bir kere daha kendini gömdü.