Korkusuz
İbrahim Daş

Milliyetçiler ve sözde mülteciler!

AKP Suriye’de BOP’u uygularken medyayı hatta demokratik kitle örgütlerini dahi devreye sokmuştu.

Angelina Jolie’den BM’ye hatta Temmuz 2010’da, 17. Başkanlar kurulunu Şam’da yapan Eğitim-bir-sen’e kadar herkes devredeydi.

Mart 2011’de iç savaş başlatıldı ve bir ay demeden ilk sözde mülteciler Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan girdi.

BOP, bölgede ve Türkiye’de ilerlerken deşifre olunca ABD, BOP’a yeni kılıf buldu.

Yine Müslüman Kardeşler Teşkilatı’ın eşbaşkanlığı eliyle “iklim krizi” ve “düzensiz göç” adı altında BOP ilerlemeye devam etti.

Sonuç olarak Türkiye’ye bilerek ve isteyerek sözde mülteciler getirildi.

Gelenler sadece Suriyeli mülteciler değildi.

Dünyanın dört bir yanında ABD’ye hizmet eden kim varsa düzenli olarak getirildi.

Çin’den, Ukrayna’dan, Irak’tan, Rusya’dan, Sudan’dan ve daha onlarca ülkeden gelenler, Türkiye’nin dört bir yanına bir program çerçevesinde yerleştirildi!

Birçoğu İçişleri Bakanlığı’nın genelgeleri ile adlarını değiştirdiler.

Seçimlerde oy kullandılar hatta kullanırken hır gür çıkardılar.

14 Mayıs’ta, Antalya’da sandık başlarında en çok homurdananlar Ukrayna’dan ve Rusya’dan gelenlerdi!

28 Mayıs öncesi en çok konuşulan konuların başında, milliyetçilerin sözde mülteciler konusunda ne yapacağı yer alıyor.

Kılıçdaroğlu seçilir seçilmez Suriyelileri göndereceğini açıkladığı bugünlerde Erdoğan ise göndermeyeceklerini açıkladı.

Kamuoyunda Sinan Oğan’ın yıllardan beri özellikle Suriyeliler konusundaki tavrı da biliniyor.

Suriye geçen hafta Suudi Arabistan’daki Arap Birliği Cidde Zirvesi katıldı.

Cidde Zirvesi’nin bildirgesine ve Esad’ın konuşmasına bakılırsa Suriye’de BOP tamamlanmıştır.

Arap Birliği’nden atılan Suriye’nin tekrar alınması ve bildirgede dolaylı olarak İran’a yönelik söylemlerin yer alması bunun göstergesidir.

Türkiye’de ise AKP tarafından yapılan karartma nedeniyle Suriye’de Esad, kazanmış gibi gösteriliyor.

Oysaki Esad, kendini kurtarmak için çaresizce Suriye’nin parçalanmasına boyun eğmiş görünüyor.

Esad’ın zirvede, Müslüman Kardeşler Teşkilatı’na yönelik eleştirileri ise bir anlam taşımamaktadır.

Gelinen noktada Suriye parçalanmıştır.

Esad, Şam merkezli kalan parçaya çaresizce evet demiştir.

Fırat’ın doğusunda da bir devletçik daha kurulmuştur.

Fırat’ın batısın da ise iktidar tarafından hastane, okul, organize sanayi bölgesi, karakol ve Gaziantep Üniversitesi eliyle fakülte ve yüksekokullar açmıştır.

Sanki bize vermişler gibi imar edilmiş hem de Türkiye’de vatan bölünmesin milletim parçalanmasın diyen herkesin vergileriyle yapılmıştır!

Türkiye’de 2002’den beri BOP eşbaşkanlığı, milliyetçilerin/Atatürkçülerin vazgeçilmezlerini yok etmek için yeni anayasaya yapmaya çalışıyor.

Son şansı olan 28 Mayıs’ta da bunun yetkisini istiyor.

28 Mayıs’ta; arkasında ABD’nin olmadığı Kılıçdaroğlu kazandığında tüm milliyetçilerin kırmızıçizgileri korunacak.

Erdoğan kazandığı takdirde ise koltuğunu altındaki yeni anayasa ile ilk dört madde dâhil tüm kırmızıçizgilerimiz yok edilecektir…