Yıl 1959...
İlkokul 2. sınıf öğrencisiydim...
10 Kasım gününden önceki cumartesi günü olmalı...
Öğretmenimiz Fatma Dülgerbaki (Sağlık ve sıhhat diliyorum):
“Önümüzdeki hafta 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinde, kim şiir okumak ister?” diye sorduğunda ilk parmak kaldıranlardan biriydim...
“Tamam” demişti öğretmenim...
Ve...
Adımı not olarak defterine yazmıştı...
★
Ertesi gün tatildi...
Şiiri ezberlediğim günden sonraki gün ise 9 Kasım olmalı...
Çünkü...
Kırklareli’nin Kurtuluş günüydü ve ben de “Yavru kurt/İzci” olarak törenlere katılmıştım...
★
Orhan Seyfi Orhon
Hafta sonunda Anneciğim bana, Orhan Seyfi Orhon’un:
“Gidiyor” isimli şiirini ezberletmişti...
Şiiri birkaç kere okuduktan sonra kitabı anneciğim almış...
Ezbere okuyup okuyamayacağımı kontrol etmişti...
Önce:
“Tamam işte bak oldu” dedikten sonra şöyle devam ettiği hala kulaklarımda:
“Sen yine de aklına geldikçe yüksek sesle oku, tekrar et ki aklına iyice yerleşsin...”.
★
10 Kasım 1959 tarihinde yani Atatürk’ün vefatının 21. yıl dönümünde büyük bir heyecanla okuduğum şiir şöyleydi:
★
GİDİYOR
Gidiyor, rast gelmez bir daha tarih eşine;
Gidiyor on yedi milyon kişiyi takmış peşine!
Gidiyor, sonsuz olan kudreti sığmaz akla;
Gidiyor, göğsünü çepçevre saran bayrakla...
Gidiyor, izleri üstünde birikmiş yaşlar;
Gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar...
Gidiyor, harbin o en korkulu aslan yelesi;
Gidiyor, sulhun ufuklarda yanan meşalesi!..
Yine bir devir açacakmış gibi en başta o var;
Haykıran seste o var, sessiz akan yaşta o var...
Siliyor ruhunun ulviliği fani etini,
Çiziyor ufka batan bir güneşin heybetini...
Büyüyor, gökten inip toprağa yaklaştıkça;
Büyüyor gitgide gözlerden uzaklaştıkça...
★
Bugün 10 Kasım 2023...
İnsanlık tarihinin en büyük lideri...
Gücünü:
Haklılığından...
Ve...
Milletinden alan:
Büyük devlet insanı, muhteşem komutan Mustafa Kemal Atatürk’ün sonsuzluğa uçtuğu günün 85. Yıl dönümü...
Kendisini minnet ve şükranla anıyoruz...
★
O’nu bugün kaybetmiş gibiyiz milletçe...
Acımız 85 yıl önceki kadar derin...
Bir kez daha:
Milletimizin ve tüm insanlığın başı sağ olsun...
Günün sözü
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır...”.
Mustafa Kemal
Atatürk
ADALET; HEPİMİZE ADALET
Hukuk tarihimizde Yargıtay ilk kez böyle bir skandal karar alıyor...
Hatta büyük ihtimalle...
20 ve 21. yüzyıl hukuk tarihinde...
Dünyada ilk kez böyle skandal bir karar alındı...
★
Bunun adı:
AYM tarafından verilen bir hükmün...
Bir başka ve yetkisiz yargı organı tarafından gasp edilmesidir...
★
Canlarım...
Hak ve hukuk, felsefî olarak birbirlerinin tamamlayıcılarıdır...
Hukuk, hak aramak için oluşturuldu...
Ancak...
Hukuk yargılar...
Adalet ise haklıyı bulur...
★
Bir mahkeme yargılamayı adalet değil...
Muktedire sadakat...
Yargılanana ise nefret duygusuyla yapınca...
Adalet yerini bulamaz...
★
Oysa...
Adalet:
Hepimize adalet...
ADALET ÇÖKÜNCE DEVLET DE ÇÖKER
Ord. Prof. Sulhi Dönmezer
50 yıl kadar önce, öğrencisi olmaktan onur duyduğum İ.İ.T.İ.A. Sosyoloji öğretmenimiz büyük hukukçu Ord. Prof. Sulhi Dönmezer:
“Hukuk eylem ve söylemi yargılar, kişiyi değil” diye öğretmişti...
★
Yargıtay üyeleri ise:
Eylem veya söylemi değil...
Kişiyi...
Yani Can Atalay’ı mahkûm ettiler...
★
Bu son yargı kararı bana...
Roma hukukunun ve hukukçularının...
2300 yıl önceki hak, hukuk ve adalet anlayışlarına hayran olmakta haklı olduğumu...
Bir kez daha hatırlattı...
★
Roma Cumhuriyeti’nde de:
İlerleyen yıllarda...
Adaletin yerini:
Nefret...
Ya da...
Merhamet alınca:
Önce adalet...
Sonra da Devlet çökmüştü...
SAKLAMAK İÇİN Mİ?
Bu arada ekonomideki sefaleti unuttuğumuzun farkında mısınız?..
Oysa...
Hem:
Sosyal medya fenomenlerinin çocuk yaşta edindikleri servetin kaynağını...
Hem:
İsrail’in Gazze faciasını...
Hem:
CHP’deki Kurultay depremini...
Ama hem de:
Ekonomimizin perişan halini tartışabiliriz...
★
Peki...
İlk üçü üzerinde bol bol ahkâm keserken...
Ekonomimizdeki rezaleti, neden tartışmıyoruz?..
★
Enflasyonla cilveleşince...
Onu hamile bırakan ekonomi yönetiminin ayıbını:
Gözlerden saklamak için mi?..
(“Enflasyonla cilveleşmenin sonu onunla evlenmeye mecbur kalmaktır...”. George Hampton)
SAÇMALIK
Hakan Fidan-Antony Blinken
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Hakan Fidan’la yaptığı görüşmeden sonra şöyle dedi:
“Kalıcı barışın sağlanması için bir Filistin devletine ihtiyaç var...”.
★
Adam yanlış bir şey söylemiş gibi itiraz edilmesini hala aklım almıyor...
Bu temenni ya da talebe “hayır” demek:
“Biz bu topraklarda İsrail’i istemiyoruz” demektir...
Ki:
Saçmalıktır...
EDEP VE HAYÂ
Devletin en tepe noktasında...
“Hukuk danışmanlığı” yapan...
“Hukuk fakültesi mezunu” olduğunu iddia eden bir devlet memuru:
“Yargıtay AYM kararına uymamakta haklı çünkü AYM anayasaya aykırı karar verdi” diye açıklama yapmaz...
Yapamaz...
★
Yapabiliyorsa eğer...
Bilin ki sadece hukuk ahlâkını değil:
Edep ve hayasını da kaybetmiştir...
HUKUK CİNAYETİ
Dünden beri “Rüyada mıyım?” diye kendimi çimdikliyorum...
Çünkü...
Yargıtay Ceza Dairesi’nin, çıkıp:
“Şaka yaptık” demesini bekliyorum...
★
Şuraya bakar mısınız?..
Ülkemizin yargı organlarından birinin (Yargıtay) üyeleri...
Anayasamızın 6. maddesini bilmiyor...
Ya da...
Anayasamızın 6. maddesinde:
“.......... Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” denildiğini unutmuş...
★
Anayasa çok net ve açık...
İlkokul dördüncü sınıf öğrencisi bile...
- maddeyi okursa...
Yargıtay ilgili dairesinin...
Anayasadan almadığı bir yetkiyi kullandığını...
Yani:
Anayasa ihlali yaptığını anlar...
Ve...
★
10 yaşındaki çocuk bile...
Anayasa’nın verdiği:
“Hak ihlali” kararına Yargıtay tarafından uyulmamasını:
İçine sindiremez...
★
Hele bir de aynı mahkeme...
“Hak ihlali” lehinde karar veren üyelerin yargılanmasını talep etmişse...
10 yaşında bir çocuk bile:
“Bu bir hukuk cinayetidir” diye itiraz eder...
★
Canlarım...
Bu son rezaletten sonra...
Hukuk:
Gözü bağlı ve elinde hassas terazisiyle bir Hanımefendi’yi değil...
Elinde tokmağıyla bir yargıcı hatırlatacaktır...
GİT İŞİNE BE YA...
Ramiz Hoca minberde vaaz veriyordu:
“Bu dünyada kayda geçmeyen sevap ve günahınız olduğunu sakın ola zannetmeyin... Görmezsiniz ama sağ omzumuzda bir melek vardır sevaplarımızı yazar; sol omzumuzda bir melek vardır günahlarımızı yazar. Namaz biterken önce sağa sonra selam verdiğinizi ve bunun sebebinin o melekler olduğunu aklınızdan çıkarmayın...”.
Vaaz bitti namazlar kılındı...
Son rekâtta Hüsmen sağ tarafına döndü:
“Esselamualeykum ve rahmetullah...”.
Sol tarafa döndü:
“Git işine be ya...”.