Uzun bir yoldan geliyorum; yılanlarla çıyanlarla dolu bir yoldan... Kalleşlerle, hainlerle, gafillerle ve delilerle boğuştum durdum. 

İki nüfus cüzdanım var: 

Biri; Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu “Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti”ne ait... Diğerinde sadece “gazeteci” yazar.

***

Çok çelmeler yedim. 

Çok yargılandım, mahkum edildim. 

Bizzat ülkenin başbakanı, hatta cumhurbaşkanı tarafından hakkımda yüzlerce suç duyurusunda bulunuldu. 

Hedef gösterilip işten attırıldım. Çalıştığım gazetelere ceza yağdı, televizyonlar kapatıldı. 

Oysa meslek hayatım boyunca ne kimseye hakaret ettim, ne de sövdüm. 

Bazıları gibi sıfatlar yakıştırarak aşağılamadım da... 

Sadece okuldaki hocalarımın ve meslekteki ustalarımın öğrettiği gibi “gazeteci sorusu” sordum; o kadar.

***

Bir tek iktidardakiler değil sorularımdan korkanlar; muhalefet partilerine de sordum o zor soruları... 

“Atatürk’ün kurduğu partinin rozetini kara çarşafa niye taktınız arkadaş?” dedim. 

“Ekmeleddin’i hangi cinin torbasından çıkardınız? Başka adam mı bulamadınız?” diye sordum. 

“Aday adayları”ndan toplanan ve partinin resmi hesaplarına girmeyen avantaları yazdım! 

Bu yüzden en çirkin küfürlere, iftiralara, hakaretlere uğradım. Yumruk sallayan da oldu, parmak sallayan da... 

Aldırmadım. 

Bir “çocuk ruhu” taşıdım hep; “Kral Çıplak” diyen bir çocuk ruhu... 

Ne kralları umursadım, ne de kralın kurallarını ve soytarılarını...

***

Baştan söyleyeyim; “tarafsız” falan değilim ben...

“Yetmez ama evet”çi bazı midesi geniş arkadaşlar gibi “tarafsız” olduğumu iddia edip birilerinin kölesi olmadım. Tarafım; hem de fena halde! Kendimi bildim bileli Mustafa Kemal’in askeri; Deniz Gezmiş’in küçük kardeşiyim!

Yurtsever devrimciyim.

Emekten, adaletten, masumdan yana tarafım.

***

Ben Mustafa Mutlu...

Yanlış yazabilirim. Yanlışımı anladığımda da özür dilemesini bilirim.

Ama asla yalan yazmam.

Büyük büyük yorumlar yapmam; haddimi bilirim, sadece gazeteci soruları sorarım.

Sorduğum soruların yanıtını alıncaya kadar gerekirse yüz kere, bin kere yeniden sorarım!

***

Gazetecilikten başka iş yapmam.

Bana mikrofon uzatmayan bölücülere, yobazlara; sırf “demokratlık olsun” diye söz hakkı tanımam, propaganda yaptırmam.

Liboş değilim, hatta liberal bile değilim.

Sömürünün her türlüsüne direnirim.

Ayrıca ağacı ne kadar seversem, kediyi köpeği de o kadar severim.

Bir de dört ayaklı oğlum var; ellerinizden öper. 

Adı Alya. 

Şu anda kucağımda, tuşlara vuran parmaklarımı yalıyor!

***

Dedim ya hakaret etmem; ama sonuçta Can Yücel’in soyundan geliyorum... Gerektiğinde “.öte .öt demeyi” de iyi bilirim. Ama küfür olsun diye değil, o arkadaşların kimlik kartlarında öyle yazdığı için! Bu yıl meslekteki 43’üncü yılım...

Kazık çakmak istediğim için değil, ekmeğimi kazanmak için yapıyorum bu işi... 

Çünkü başka iş bilmem ama benim de karnım tıpkı sizin gibi günde üç kez acıkır. Beni tanıyanlarınız zaten hangi genlerden geldiğimi bilir de... Bilmeyenler için yazayım:

“Türküm, doğruyum, çalışkanım!”

Neyse...

Zaman içinde daha iyi tanırız birbirimizi...

Merhaba!

Şarkı başına 3.5 milyon!

Aradan günler geçti ama herkes hâlâ Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, Cumhuriyet Bayramı’nda kara paracı Reza Zarrab’ın eski eşi Ebru Gündeş’e verdirdiği konseri konuşuyor. Söylenenlere göre bu organizasyon 69 milyon liraya mal olmuş!

***
Mansur Yavaş, beş buçuk yıldır özellikle akçeli konularda çok iyi gidiyordu. Halkın parasını kimselere yedirmiyor, belediye ihalelerini şeffaf bir şekilde yapıyordu.

Bir eli de sürekli Ankara’daki yoksul vatandaşların üzerindeydi.

Ne yalan söyleyeyim; ben Esenyurt Belediye Başkanı’nın görevden alınmasından sonra temkinli davranmasını da yanlış bulmuyorum.

Ama bu “69 milyon liralık konser”, ona yakışmadı!

Ebru Gündeş konserde yaklaşık 20 şarkı söylemiş...

Demek ki Ankara Büyükşehir Belediyesi, üç-dört dakikalık her bir şarkı başına 3,5 milyon liraya yakın bir 
para ödemiş... Ülkenin neredeyse yarısından fazlası açlık sınırının altında bir gelirle yaşarken bu hovardalığı babam yapsa ayıplarım!

Olmadı Mansur Başkan, beş buçuk yılda yaptığınız her şeyi bir konserle yıktınız!

***

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e soruyorum:

CHP’li belediyelerin tamamı, bu yıl kaç konser düzenledi ve bu organizasyonlar için kaç lira harcandı?

Günün sorusu

Sorum daha önce milletvekili maaşlarını yetersiz bulan, şimdi de vatandaşlara hitaben, “AK Parti olmasa ekmek bulamazdınız, vatanınız olmazdı” diyen AKP Sakarya Milletvekili Lütfi Bayraktar’a: “Kafayı nereye çarptın?”