Korkusuz

Meral Akşener, İzzeddin Vapuru’nu Bekletiyor!

Meral Akşener, İzzeddin Vapuru’nu Bekletiyor!
Osmanlı’nın en kudretli sadrazamlarından Mithat Paşa’nın görevden alındıktan sonra bindirildiği vapurun adı İzzeddin Vapuru’dur.

Paşa, Taif Adası’na sürgüne gönderilecektir.

Ancak vapur hemen hareket etmez. Sultan Abdülhamid, İzzeddin Vapuru’nun beklemesini ister.

Çünkü tepkileri ölçecektir.

Eğer halkta bir tepki olursa hemen vapuru limana çekecek ve Mithat Paşa’yı geri indirecektir.

İzzeddin Vapuru tam 6 gün Sarayburnu açıklarında bekler.

Halkta hiçbir tepki olmadığı görülünce Taif’e doğru yol almaya başlar...

★★★

Siyasette bu tip tepki ölçme hamlelerini İzzeddin Vapuru’na benzetirim.

Öyle açıkta bekler... Ölçer tartarsın... Ona göre karar verirsin...

Ya limana gerisin geri...

Ya da sürgün adasına
dosdoğru...

★★★

HDP’li vekillerin fezlekeleri genel kurula geldiğinde İyi Parti’nin ne yapacağı merak ediliyor.

Yavuz Ağıralioğlu, İzzettin vapurunun makine dairesini çalıştırdı.

“Biz HDP’yi problemli görüyoruz, terörün gölgesinde görüyoruz. Dolayısıyla TBMM’de bu üslupla siyaset yapmalarını uygun bulmuyoruz. ‘Evet’ diyeceğiz” dedi.

★★★

[caption id="attachment_240874" align="alignnone" width="500"] Meral Akşener[/caption]

Meral Hanım ise emir verdi vapuru bekletiyor.

“Hakkın ve hakikatın yanında duracağız”

Her yöne çekebileceğiniz bir cümle...

Meral Hanım şimdilik tepkileri ölçüyor.

★★★

Eğer çok büyük bir reaksiyon oluşmazsa...

İyi Parti belki açıktan fezlekelere evet verdik demeyecek.

Ama milletvekillerini serbest bırakırsa...

O zaten “evet” demek olacak.

İnsandan İnsana Bulaşmıyor! Rahat Olun!


Covid 19 belasıyla tanışalı 1 yıl oldu.

Türkiye’de ilk vaka 11 Mart 2020’de görülmüştü.

Dünya ise 2019’un Aralık ayından bu yana bu virüsle boğuşuyor.

Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir ‘salgın korkusuyla’ yaşadık koca bir yılı.

Kimse ne yapacağını bilemedi.

Ne insanlar... Ne devletler... Ne de doktorlar...

Dünya Sağlık örgütü bile afalladı...

★★★

14 Ocak 2020’de Dünya Sağlık Örgütü şu tweeti attı.

“Çin otoriteleri tarafından yapılan ön çalışmalara göre Wuhan’da bulunan covid hastalığı için insandan insana geçiş gözlemlenmemiştir.”

Bu tweet halen duruyor...

İnanmayan girip bakabilir.

★★★

Mayıs ayında ise WHO (Dünya Sağlık Örgütü)nün Başkanı Fauici’nin yardımcısı “Maske konusunda kesin bir bilgiye sahip değiliz. Takılıp takılmaması konusunda kesin bir şey söyleyemeyiz”

Dedi...

Vallahi dedi.

★★★

Bu arada geçen ay WHO’dan bir heyet Çin’i ziyaret etti.

Ve Çin’e tam not verdi.

Salgını bitirmişler.

★★★

Yorum yapmıyorum.

★★★

Gelelim bize...

★★★

Gerçekten canhıraş ve ölümüne çalışan bir sağlık ordumuz var.

Ölümüne lafı söz gelişi değil...

Gerçekten öldüler.

385 sağlık çalışanımızı bu salgında şehit verdik.

Onların cansiperane çabasıyla salgını biraz olsun frenleyebildik.

★★★

Minnetarız...

★★★

Ama iş laboratuvara gelince durum değişti.

Pek çok hocamız, birbirinden çok farklı açıklamalar yaptılar.

Dokunduğumuz her yerden virüs bulaşacağını söylediler.

Elmaları çamaşır suyuna yatırdık...

Makarna paketlerini sabunla yıkadık...

Meğerse...

Bulaşı çok büyük oranda nefes yoluyla oluyormuş...

Yine onlardan öğrendik...

★★★

Daha önce yazmıştım...

İlk günlerde hastalara verilen ‘Plaquenil’ şimdi verilmiyor...

Dünyanın pek çok ülkesinde yasaklandı bile...

Tek ilaç olarak protokole sokulan Favipiravir ise halen tartışmalı...

Dünyanın yarısı kullanıyor yarısı kullanmıyor.

★★★

Aşıda ise tam sınıfta kaldık.

Sadece 1 ülkeden aşı alabildik.

Çin...

Oysa Peru bile 3 değişik aşıdan sepet yapmayı başardı.

Kanada her vatandaşına yetecek aşının 3 katını temin etti bile...

Biz ise nüfusumuzun ancak % 20’sine yetecek aşıyı zar zor bulduk.

Onu da kaplumbağa hızıyla yapmaya çalışıyoruz.

Ne zaman herkes aşılanmış olacak... Kimse bilmiyor.

★★★

Aşının etkinliği ve koruyuculuğuna hiç girmiyorum.

Koruyuculuğuna güvenip ya “Ya Allah” deyip vurduracağız.

Ama mesela...

Hastalığı atlatanlar...

Aşı olacak mı?

Olacaksa ne zaman?

★★★

Kimseyi suçlamıyorum...

Tıp dünyası çaresiz kaldı... Biraz da hazırlıksız yakalandı...

Kabul...

Ama lütfen halkımıza da kızmayın...

★★★

Kafası karışmakta haksız mı?

24 Nisan’da Acı Sürpriz!


Ali Çınar’ı hatırlayacaksınız...

ABD seçimlerinde sık sık ekranlarda izlemiştik onu.

Objektif ve doğru haberciliğiyle tam not almıştı.

Kısa bir süreliğine ABD’den Türkiye’ye gelmiş.

Bana uğradı.

Gürkan Bey, ABD Türkiye ilişkileri hiç olmadığı kadar kötü” dedi. “Biden yönetimi Türkiye’yi gözden çıkarmış diyemem ama epey ötelediğini görüyorum.”

Peki ne bekliyorsun” diye sordum.

Valla 24 Nisan’da kötü bir sürprizle karşılaşırsak şaşırmam” dedi.

24 Nisan sözde Ermeni soykırım saçmalığının yıldönümü...

Kongrenin kabul ettiği “sözde” soykırım tasarısı Başkan onayına gelmiş ve öylece kalmıştı.

Yani Trump imzalamamıştı.

Ali Çınar’a göre Biden o tasarıyı imzalayabilirmiş.

24 Nisan’ı ABD ermeni ‘soykırm’ günü ilan edebilirmiş.

Vah ki vah...