Demokrasinin esası “Kuvvetler ayrılığı” prensibidir. Yani:
Yasama (Meclis), Yürütme (Hükümet) ve Yargı... Bu 3 kuvvet birbirini denetler.
Oysa Türkiye’de Cumhurbaşkanı en büyük güç... Hiçbir kurum onu denetleyemiyor. Diğerleri onun karşısında geçersiz güç...
Böyle bir yönetim tarzına asla “Demokrasi” denilemez.
Her şeye tek başına Cumhurbaşkanı karar verdiğine göre diğer güçlere ne gerek var?
Böyle bir yönetim tarzının adına “Otokrasi” denir.
Güzel yaşamak isteyen demokratik rejime oy verir.
Cumhurbaşkanı öyle büyük yetkilere sahip ki, dilerse Meclis’i bile feshedebilir!
Ülkemizde Meclis hukuken ikinci plana atılmış durumda... Cumhurbaşkanı’nı denetleme yetkisi olmayan, sadece Saray’ın hazırladığı yasa tasarıları için el kaldırıp, el indiren bir kurul durumunda...
Tek Adam sistemine göre Meclis olsa da olur, olmasa da... Cumhurbaşkanı, tek imzayla kanun hükmünde kararnameler çıkarıp ülkeyi yönetiyor.
Koca Meclis ne halde? Cumhurbaşkanı’nın yürürlüğe soktuğu kararnameleri onaylayan bir kurum durumunda, ne yazık ki!
Böyle bir yönetim tarzıyla ülkenin iki yakası bir araya gelir mi?