Konut fiyatlarının alım gücünü aşması, özellikle dar gelirli kesim için ev sahibi olmayı neredeyse imkansız hale getirdi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu soruna çözüm üretmek adına 30 ila 50 yıl vadeli konut satışını masaya yatırdı. AK Parti’nin Kızılcahamam’daki istişare kampında gündeme gelen bu model, hem kamuoyunun hem de sektör temsilcilerinin ilgisini çekti.

DÜNYADA UYGULANIYOR, TÜRKİYE’DE NEDEN OLMASIN?

ABD, Almanya ve Japonya gibi ülkelerde uzun vadeli konut kredisi uygulamaları yıllardır başarıyla sürdürülüyor. Bu ülkelerde mortgage sistemleriyle vatandaş, düşük aylık taksitlerle ev sahibi olabiliyor. Türkiye’de ise bu modelin hayata geçmesi için finans sektörü ve devletin iş birliği gerekiyor.

UZMANLARDAN UYGULAMA ÖNERİLERİ

Sistemin işlerlik kazanabilmesi için bazı adımların atılması gerekiyor. İşte uzmanlara göre olası çözüm önerileri:

-Uzun vadeli kredi sağlayacak bankalara vergi avantajı sunulabilir.
- Mortgage kağıtlarına yatırım yapan fonlara stopaj indirimi getirilebilir.
- Konut kredisi kullanan vatandaşlara gelir vergisi indirimi sağlanabilir.
- Devlet destekli bir konut finansman kurumu kurulabilir.
- Devlet, konut kredisi faizinin bir kısmını sübvanse ederek yükü hafifletebilir.

KİRA ÖDER GİBİ EV SAHİBİ OLMA MODELİ

Bir diğer önerilen sistem ise “Kira öder gibi ev sahibi ol” projesi. Bu modelde devlet, projeye ortak olarak vatandaşın yükünü hafifletiyor. Peşinatsız şekilde başlayan bu süreçte, 30-40 yıl boyunca kira öder gibi ödeme yapan birey tapusunu alabiliyor.

EKONOMİYE KATKI, VATANDAŞA NEFES

Bu model sadece vatandaşa değil, ekonomiye de katkı sağlayabilir. Konut üretimi desteklenirken, piyasalarda hareketlilik oluşur. Ayrıca banka bilançoları rahatlar, yeni bir finansman döngüsü başlar. Tüm bu gelişmeler, konuta erişimi kolaylaştırırken, sosyal dengeleri de güçlendirebilir.