Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Kendini yüceltemeyeceğini sanıyor...

Fatih (Altaylı), başarılı bir genç televizyon gazetecisini konuk etmiş...

İzlememiştim...

Bahar Feyzan izlemiş ve Twitter hesabından Fatih’e cevap vermiş...

Fatih’ten öyle bir söylem beklemezmiş gibi şaşırmış...

Hatta öfkelenmiş de...



Fatih demiş ki:

“İşte burada zaten artık bir ben, bir sen, bir de Flu TV var...”.

Fatih’i tanıyan cümle âlem bilir ki bunun tercümesi şöyledir:

“Youtube platformunda sen, ben ve Flu TV’den geri kalanı bir b.ka yaramaz...”.





Tanırım...

Bilirim...

Fatih iyi bir gazetecidir...

Ama...

Kibirlidir...



Canlarım:

Kibir hastalıktır...

Ve...

Tüm dinlerde en büyük günahlardan biridir...

İyi değil, kötü insanlarda bulunur...



İyi (başarılı) gazeteci olmak...

İyi (başarılı) futbolcu olmak...

İyi (başarılı) sanatçı olmak kişiyi “iyi insan” yapmaz...



Çok kötü (Başarısız) bir gazeteci...

Mükemmel bir insan olabilir...

Ya da:

Attığı şutlarla dağı taşı döven bir futbolcu:

Herkesin sevip saydığı bir kişi olabilir...



Fatih kibirli ve kötü bir insan...

Çünkü...

Kendi başarılarını anlatabilmek için:

Rakiplerini düşmanlaştırıyor...

Onları itibarsızlaştırmak amacıyla:

İftira atmaktan bile çekinmiyor...



Biliyorsunuz...

Ben bu tür gazetecilere:

“Ad Hominem” diyorum...



Geçtiğimiz günlerde KORKUSUZ’daki köşemde bu konudan söz ettiğimi hatırlayacaksınız...

Oysa...

Fatih kendisine rakip gördüğü meslektaşlarına:

Bilgi birikimi ile cevap verebilecek kadar entelektüel bir gazeteci...

Ama...

Dedim ya:

Hem kibirli...

Hem ad hominem...

Rakip gördüğü kişileri itibarsızlaştırmazsa...

Kendi değerini anlatamayacağını...

Kendini yüceltemeyeceğini:

Sanıyor...

Günün sözü


Meşe gölgesinde filizlenen yosunlar çok kere kendilerini meşe fidanı sanırlar.

Lâedrî

Seçim kazanamaz


Abdülkadir Selvi dedi ki:

“Benim tanıdığım Erdoğan söz verdi mi dünya üzerine gelse sözünden vazgeçmez. Sözü senet olan bir liderdir”.



Abdül be...

Senin tanıdığın Erdoğan öyle olabilir...

Zira...

Sana verdiği her sözü tutmuştur...

Ama...

Dünyanın ve halkımızın yarısından fazlasının tanıdığı Erdoğan:

Verdiği hiçbir sözünü tutmuyor...





Meselâ...

Erdoğan, seçimleri kazanmadan önce:

“Mülakatı kaldıracağız” demişti...



Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise mülakatların kaldırılmadığını açıkladı...

Canlı canlı kulaklarımızla duyduk...



Kemal Öztürk hatırlattı:

“Sayın cumhurbaşkanı mülakatın kaldırılacağını vaat etmişti.”

Yusuf Tekin cevap verdi:

“Tam olarak öyle değil. Mülakatlar artık mülakat gibi yapılacak.”



Sayın Bakan yeme bizi...

Ne demek bu:

“Mülakatlar artık mülakat gibi yapılacak...”.

Yazılı sınavları kazananlar bugüne kadar yapılan mülakatlara atsız geliyordu...

Şimdiden sonra atla mı gelecek?..



Kazananlar atlarına binip görev yerine giderken...

Kaybedenler:

Mülâkı alacak...

Atları DMO’ne mi bağışlayacaklar?..

Tövbe tövbe...



Yani ve sözümün özü Abdül...

Recep Bey verdiği sözleri asla tutmaz...

Tutarsa da:

Seçim kazanamaz...

Zırt diyen en son delik


Fatih’in iyi insan, iyi yurttaş olmak gibi bir hedefi yok...

Fatih’in tek amacı var:

Para kazanmak...

Ve o amacına ulaşabilmek için:

Her aracı meşrulaştırabilecek kadar da münasebetsiz...



“Münasebetsiz” diyorum çünkü...

Dün, Bahar Feyzan ve Enver Aysever’e neden cevap vermediğini soran beyefendiye:

“Ne yani?” diyerek başlayıp devam etti: “sokakta yürüyorum, köşe başında iki köpek bana havladı diye ben de onlara havlayayım mı?..”.





Bence bu cevabı:

Ayıptan öte...

İnsanlık dışı bir metafordu...



Oysa...

Bu iki arkadaşın isimlerini vererek ya da vermeyerek...

Kendisini neden eleştirdiklerini anlayamadığını...

Eğer yanlış anladıysa da bunun kusurunun kendilerinde olduğunu söyleyerek ve gülümseyerek: “kıskanmayın ne olur çalışın sizin de olur” diyebilirdi.





Hem böyle yapmadı...

Hem de köpek metaforunu yaptıktan sonra...

İki değerli meslektaşının kendisini kıskandıklarını...

Soru soran ama...

Bir türlü kendisini göstermeyen (Çok çirkin olabilir mi?) beyefendiye söyletti...



Sözümün özü canlarım...

Fatih bundan sonra da...

Zurnanın “zırt” diyen en son deliği olarak:

Ötüşünü sürdürecek...

Bundan eminim...

Kırk yıllık Kâni’nin “Yani” olacağını boşuna beklemeyin...

Umarım milleti yakmazlar...


Erdoğan’a tutkuyla bağlı genç akademisyenlerden biri...

Recep ve Mehmet beylerin resimlerini iliştirip diyor ki:

“Kafaya koydular, enflasyonu bitirecekler...”.



Elbette o genç akademisyen enflasyonun nasıl bitirileceğini açıklamıyor...

Ama...

Ben tahminimi...

Bir “Süleyman Demirel” fıkrasıyla anlatayım:





Başbakanın eşi, oturdukları yaşlı ve ahşap konutta (Eskiden 1150 odalı saraylarımız yoktu, fakirdik) bir fare görür...

Konuttan taşınmayı, o farenin de hemen yakalanıp öldürülmesini ister...

Devlete ait bir başka eski binaya taşınırlar...

Bir süre sonra yetkililerden biri Başbakan’ın huzuruna çıkar:

“Bir tek fare bile kalmadı hepsi öldürüldü Sayın Başbakanım” diye tekmil verir...

Başbakan sorar:

“İyi yapmışsınız kardeşim; bunu nasıl başardınız?..”.

Yetkili cevap verir:

“Konutu yaktık efendim, konut yanınca fareler de yandı...”.



Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra:

“Enflasyon fare gibidir, insanı rahatsız eder, huzursuz eder ama fareden kurtulmanın yolu nasıl ki konutu yakmak değilse, enflasyondan kurtulmanın yolu da milleti, memleketi yakmak olmamalıdır” derdi...



Demek istemem o ki...

Umarım, enflasyonu bitirmek için:

Milleti, memleketi yakmazlar...

Adam olamayacağı kanaatindeyim


Kendini meslektaşlarından üstün görüşü nedeniyle...

Yıllarca köşesinde:

“Ne zaman adam oluruz?” diye sorup...

Kendince “işte böyle yaparsak adam oluruz” diye yazan Fatih:

Kendisi bir türlü adam olamadı...



Yakında:

“Türkiye’nin en çok izlenen en çok takipçisi olan YouTube içerik sunucusu” olabilir...

Ama...

Bu kafayla giderse...

Hiçbir zaman adam olamayacağı kanaatindeyim...

Günün fıkrası


Adamın biri Kayseriliye alay edercesine sormuş:

“Yahu sizin orada eşek etinden pastırma yapıyorlarmış, bu doğru mu?..”.

Kayserili soruya soruyla karşılık vermiş:

“Sen Gayseri’ye gidecen mi ağam?..”.

Adam:

“Evet bir iş seyahati için gitmeyi düşünüyorum...”.

Kayserili gayet sakin:

“O halde gorkma ağam, habar iderim sağa dokunmazlar...”.



Münasebetsiz insan...

Eşek yerine konmayı göze almalıdır...

Dünün tweeti


Ahmet YAVUZ

@yvzah

AKP’nin yaptığı her anayasa değişikliği halkın fakirleşmesine ve hukuk devletinin zayıflamasına yol açtı.

Yeni bir anayasa gelirse elde olan da gider!

Yediğimiz kazıkları unutmayalım!