İzlememiştim...
Bahar Feyzan izlemiş ve Twitter hesabından Fatih’e cevap vermiş...
Fatih’ten öyle bir söylem beklemezmiş gibi şaşırmış...
Hatta öfkelenmiş de...
★
Fatih demiş ki:
“İşte burada zaten artık bir ben, bir sen, bir de Flu TV var...”.
Fatih’i tanıyan cümle âlem bilir ki bunun tercümesi şöyledir:
“Youtube platformunda sen, ben ve Flu TV’den geri kalanı bir b.ka yaramaz...”.

★
Tanırım...
Bilirim...
Fatih iyi bir gazetecidir...
Ama...
Kibirlidir...
★
Canlarım:
Kibir hastalıktır...
Ve...
Tüm dinlerde en büyük günahlardan biridir...
İyi değil, kötü insanlarda bulunur...
★
İyi (başarılı) gazeteci olmak...
İyi (başarılı) futbolcu olmak...
İyi (başarılı) sanatçı olmak kişiyi “iyi insan” yapmaz...
★
Çok kötü (Başarısız) bir gazeteci...
Mükemmel bir insan olabilir...
Ya da:
Attığı şutlarla dağı taşı döven bir futbolcu:
Herkesin sevip saydığı bir kişi olabilir...
★
Fatih kibirli ve kötü bir insan...
Çünkü...
Kendi başarılarını anlatabilmek için:
Rakiplerini düşmanlaştırıyor...
Onları itibarsızlaştırmak amacıyla:
İftira atmaktan bile çekinmiyor...
★
Biliyorsunuz...
Ben bu tür gazetecilere:
“Ad Hominem” diyorum...
★
Geçtiğimiz günlerde KORKUSUZ’daki köşemde bu konudan söz ettiğimi hatırlayacaksınız...
Oysa...
Fatih kendisine rakip gördüğü meslektaşlarına:
Bilgi birikimi ile cevap verebilecek kadar entelektüel bir gazeteci...
Ama...
Dedim ya:
Hem kibirli...
Hem ad hominem...
Rakip gördüğü kişileri itibarsızlaştırmazsa...
Kendi değerini anlatamayacağını...
Kendini yüceltemeyeceğini:
Sanıyor...
Günün sözü
Meşe gölgesinde filizlenen yosunlar çok kere kendilerini meşe fidanı sanırlar.
Lâedrî
Seçim kazanamaz
Abdülkadir Selvi dedi ki:
“Benim tanıdığım Erdoğan söz verdi mi dünya üzerine gelse sözünden vazgeçmez. Sözü senet olan bir liderdir”.
★
Abdül be...
Senin tanıdığın Erdoğan öyle olabilir...
Zira...
Sana verdiği her sözü tutmuştur...
Ama...
Dünyanın ve halkımızın yarısından fazlasının tanıdığı Erdoğan:
Verdiği hiçbir sözünü tutmuyor...

★
Meselâ...
Erdoğan, seçimleri kazanmadan önce:
“Mülakatı kaldıracağız” demişti...
★
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise mülakatların kaldırılmadığını açıkladı...
Canlı canlı kulaklarımızla duyduk...
★
Kemal Öztürk hatırlattı:
“Sayın cumhurbaşkanı mülakatın kaldırılacağını vaat etmişti.”
Yusuf Tekin cevap verdi:
“Tam olarak öyle değil. Mülakatlar artık mülakat gibi yapılacak.”
★
Sayın Bakan yeme bizi...
Ne demek bu:
“Mülakatlar artık mülakat gibi yapılacak...”.
Yazılı sınavları kazananlar bugüne kadar yapılan mülakatlara atsız geliyordu...
Şimdiden sonra atla mı gelecek?..
★
Kazananlar atlarına binip görev yerine giderken...
Kaybedenler:
Mülâkı alacak...
Atları DMO’ne mi bağışlayacaklar?..
Tövbe tövbe...
★
Yani ve sözümün özü Abdül...
Recep Bey verdiği sözleri asla tutmaz...
Tutarsa da:
Seçim kazanamaz...
Zırt diyen en son delik
Fatih’in iyi insan, iyi yurttaş olmak gibi bir hedefi yok...
Fatih’in tek amacı var:
Para kazanmak...
Ve o amacına ulaşabilmek için:
Her aracı meşrulaştırabilecek kadar da münasebetsiz...
★
“Münasebetsiz” diyorum çünkü...
Dün, Bahar Feyzan ve Enver Aysever’e neden cevap vermediğini soran beyefendiye:
“Ne yani?” diyerek başlayıp devam etti: “sokakta yürüyorum, köşe başında iki köpek bana havladı diye ben de onlara havlayayım mı?..”.

★
Bence bu cevabı:
Ayıptan öte...
İnsanlık dışı bir metafordu...
★
Oysa...
Bu iki arkadaşın isimlerini vererek ya da vermeyerek...
Kendisini neden eleştirdiklerini anlayamadığını...
Eğer yanlış anladıysa da bunun kusurunun kendilerinde olduğunu söyleyerek ve gülümseyerek: “kıskanmayın ne olur çalışın sizin de olur” diyebilirdi.

★
Hem böyle yapmadı...
Hem de köpek metaforunu yaptıktan sonra...
İki değerli meslektaşının kendisini kıskandıklarını...
Soru soran ama...
Bir türlü kendisini göstermeyen (Çok çirkin olabilir mi?) beyefendiye söyletti...
★
Sözümün özü canlarım...
Fatih bundan sonra da...
Zurnanın “zırt” diyen en son deliği olarak:
Ötüşünü sürdürecek...
Bundan eminim...
Kırk yıllık Kâni’nin “Yani” olacağını boşuna beklemeyin...
Umarım milleti yakmazlar...
Erdoğan’a tutkuyla bağlı genç akademisyenlerden biri...
Recep ve Mehmet beylerin resimlerini iliştirip diyor ki:
“Kafaya koydular, enflasyonu bitirecekler...”.
★
Elbette o genç akademisyen enflasyonun nasıl bitirileceğini açıklamıyor...
Ama...
Ben tahminimi...
Bir “Süleyman Demirel” fıkrasıyla anlatayım:

★
Başbakanın eşi, oturdukları yaşlı ve ahşap konutta (Eskiden 1150 odalı saraylarımız yoktu, fakirdik) bir fare görür...
Konuttan taşınmayı, o farenin de hemen yakalanıp öldürülmesini ister...
Devlete ait bir başka eski binaya taşınırlar...
Bir süre sonra yetkililerden biri Başbakan’ın huzuruna çıkar:
“Bir tek fare bile kalmadı hepsi öldürüldü Sayın Başbakanım” diye tekmil verir...
Başbakan sorar:
“İyi yapmışsınız kardeşim; bunu nasıl başardınız?..”.
Yetkili cevap verir:
“Konutu yaktık efendim, konut yanınca fareler de yandı...”.
★
Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra:
“Enflasyon fare gibidir, insanı rahatsız eder, huzursuz eder ama fareden kurtulmanın yolu nasıl ki konutu yakmak değilse, enflasyondan kurtulmanın yolu da milleti, memleketi yakmak olmamalıdır” derdi...
★
Demek istemem o ki...
Umarım, enflasyonu bitirmek için:
Milleti, memleketi yakmazlar...
Adam olamayacağı kanaatindeyim
Kendini meslektaşlarından üstün görüşü nedeniyle...
Yıllarca köşesinde:
“Ne zaman adam oluruz?” diye sorup...
Kendince “işte böyle yaparsak adam oluruz” diye yazan Fatih:
Kendisi bir türlü adam olamadı...
★
Yakında:
“Türkiye’nin en çok izlenen en çok takipçisi olan YouTube içerik sunucusu” olabilir...
Ama...
Bu kafayla giderse...
Hiçbir zaman adam olamayacağı kanaatindeyim...
Günün fıkrası
Adamın biri Kayseriliye alay edercesine sormuş:
“Yahu sizin orada eşek etinden pastırma yapıyorlarmış, bu doğru mu?..”.
Kayserili soruya soruyla karşılık vermiş:
“Sen Gayseri’ye gidecen mi ağam?..”.
Adam:
“Evet bir iş seyahati için gitmeyi düşünüyorum...”.
Kayserili gayet sakin:
“O halde gorkma ağam, habar iderim sağa dokunmazlar...”.
★
Münasebetsiz insan...
Eşek yerine konmayı göze almalıdır...
Dünün tweeti
Ahmet YAVUZ
@yvzah
AKP’nin yaptığı her anayasa değişikliği halkın fakirleşmesine ve hukuk devletinin zayıflamasına yol açtı.
Yeni bir anayasa gelirse elde olan da gider!
Yediğimiz kazıkları unutmayalım!