Ekrem İmamoğlu dün “Turpun Büyüğü” başlıklı bir basın toplantısı yaptı. CHP’li belediyelerle ilgili davalarda ve soruşturmalarda bilirkişi görevinin hep aynı şahsa verildiğini söyledi. Bu bilirkişinin de kendi belediyeleri hakkında sürekli olumsuz rapor verdiğini söyledi.

Hani; Cumhurbaşkanı “Turpun büyüğü daha heybede” demişti ya... İmamoğlu asıl büyük turpun, adını verdiği bu bilirkişi olduğunu öne sürdü.

★★★

İmamoğlu daha kürsüden inmemişti ki tıpkı geçen Pazartesi günü olduğu gibi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeni bir soruşturma açıldı.

İmamoğlu’nun “Başsavcılıkça yürütülen bir kısım soruşturmalar ile kamu davalarında görevli bilirkişilerden biri olan şahsı alenen hedef gösterdiği” iddia edildi.

Bu yüzden İmamoğlu hakkında hem bilirkişiyi, hem de yargıyı etkilemeye çalışma suçlarından yeni bir soruşturma açıldığı bildirildi.

★★★

Yetmedi:

Yazılı ve görsel medyada da...

Bu yönde...

Söylemlerde bulunanlar için de...

Gerekli tespitin yapılarak...

Soruşturma başlatılması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verildiği belirtildi.

★★★

Bu son paragrafın adı... Sansürdür!

İmamoğlu’nun açıklaması daha yeni bitmiş...

Yazılı ve görsel medya olayı anlamaya çalışıyor.

Başsavcılık yumruğu masaya vuruyor ve...

“Bu yönde söylemlerde bulunamazsınız. Bulunursanız, sizi de yakarım” diye gazetecileri ve yorumcuları tehdit ediyor!

Tam 44 yıllık gazeteciyim, 12 Eylül dönemini de yaşadım; böyle bir uygulama görmedim.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, daha gazeteciler ya da yorumcular konuşmadan Emniyet Müdürlüğü’ne talimat vererek susturuyor.

Yani sansür uyguluyor!

Ondan sonra da haber kanalları, adı geçen bilirkişinin ismini bile veremiyor.

★★★

Ayrıca Sayın Savcı’nın “bu yön” derken neyi kastettiğini anlamadım.

Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarının yönü mü?

“O yön”de yorum yapmak, yani bilirkişiyi eleştirmek yasak da...

“Bu yönde” yorum yapıp “övmek” serbest mi?

O zaman kullanabilir miyiz kendisinin adını?

★★★

Demokrasilerde üç kuvvet vardır:

Yasama ile yürütme garipleşirse halk sandığa gider, sorunu çözer...

Ama yargı garipleşirse... Bunun çözümü yoktur.

O andan sonrası kaostur!

Ne yazık ki ülkemiz, hızla bir kaos ortamına sürükleniyor.

Ve ben ilk kez gerçekten korkuyorum!

Büyük sınav!

Bu hafta son derece önemli bir karar açıklanacak. İki senedir edilmeyen subay yeminini ettikleri, “Atatürk’ün askerleriyiz” diye slogan attıkları ve kılıç çattıkları için disipline sevk edilen teğmenlerimiz hakkında verilen karar belli olacak...

Tanıdığım onlarca “muvazzaf” subay var. Hepsi bu gençlere yapılanın büyük bir haksızlık olduğunu söylüyor.

Bana göre karar çoktan verildi, o yüzden ben karardan çok Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki Mustafa Kemal’in askerlerinin vereceği tepkiyi merak ediyorum. Kapalı kapılar arkasında konuşmak kolay:

“Bize dokunmayan bin yaşasın” mı diyecekler, yoksa genç teğmenlerin yanında olduklarını bir şekilde belli mi edecekler?

★★★

“Bekara boşanmak kolay, sen olsan ne yapardın?” mı diyorsunuz?

İlk iştimada, aynı yemini bütünü askerlerime ettirirdim.

GÜNÜN SORUSU

İstanbul Çekmeköy’deki 1 milyon metrekarelik askeri alan mahkeme kararına rağmen imara açılmış... AKP iktidarında bu kentteki askeri alanların yüzde 46’sı bu statüden çıkarılmış. Yerleşime açılan bu alanların toplam büyüklüğü, 10 bin futbol sahasına eşitmiş... Sorum iktidara:

Bu arazileri hangi yandaşlara sattığınızın listesini siz mi açıklayacaksınız, yoksa sizden sonraki iktidarlar mı?

Fıtrat meselesi!

AKP Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, partisinin Muğla İl Kadın Kolları Kongresi’nde konuşmuş ve “Türkiye siyasetinde kadın hareketini başlatan bizim liderimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır” demiş...

Kızmayın!

Hani onlardan önce Türkiye’de elektrik yoktu, MR cihazını bunlar icat etti, buzdolabını ilk kez bunlar Türkiye’ye getirdi, Türkiye’yi ambulansla bunlar tanıştırdı, kırk yıldır hizmet veren havaalanlarını, üniversiteleri bunlar açtı ya...

Onun gibi bir şey!

★★★

Kızmayın diyorum; çünkü sinirlerinize yazık!

Sen, kadınlara Avrupa’dan bile yıllarca önce seçme ve seçilme hakkını kazandıran Atatürk gibi bir liderin ülkesinde “kadın siyasetçi” olacaksın, sonra çıkıp “Türkiye siyasetinde kadın hareketini başlatan Recep Tayyip Erdoğan’dır” diyeceksin...

Onların deyişiyle söyleyeyim:

Yalan yanlış bilgi verip milyonları inandırmaya çalışmak, bunların fıtratında var!