Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Kanımın son damlasına kadar bu mücadelemi sürdüreceğim...

Canlarım...

Zannederim hemen hepiniz “Sanal Gerçeküstülük nedir” sorusunun cevabını biliyorsunuz.

Kimilerinizin henüz bilmediğinizi tahmin ederek kısaca hatırlatayım...



Sanal gerçeküstücülük güzel hayalleri, olumlu ve mutluluk veren rüyaları; takılan gözlüklerle yaşatmak demek...

Meselâ...

Sanal gerçeküstülük yaşatan bir gözlük takıyorsunuz ve cennet bahçelerinde yürüyorsunuz...

O anda yürüdüğünüz yolun taş, toprak, dikenlerle dolu olması umurunuzda bile değil...

Çünkü...

Gözleriniz muhteşem bir yeşilliği görüyor...

Her taraf rengârenk çiçek...

Gökyüzü pırıl pırıl...



Rusya sanal gerçeküstünü yaşatan gözlükleri ineklere takıyor...

Gözlüğü takan hayvancıklar kendilerini çayırda otlarken görüyorlar, yeşil ot yediklerini sanıyorlar...

Oysa...

O sırada kuru ot ya da saman yiyorlar...

İneklere bunu yapmak ne kadar ahlâkî bilemem...



Bu gözlükleri bilerek takan ve hayal aleminde dolaşmak isteyenleri de anlarım...

Zira...

Gördüklerinin sanal gerçeküstü olduğunu bilirler...

Tuzları kurudur ve...

Amaçları eğlenmektir...

Ama...



“Hasan Sabbah yöntemi” dediğim bu sanal uyuşturucunun ineklerde olduğu gibi...

Cahil, eğitimsiz, fukara, görgüsüz, dünyadan haberi olmayan zavallı insanlarda da kullanılıyor oluşunu kabul edemem...



Kabul edemediğim için...

Attıkları yalanlarla milyonlarca zavallı seçmeni sanal gerçeküstü gözlükle aldatanlarla mücadele ediyorum...

Kanımın son damlasına kadar da bu mücadelemi sürdüreceğim...

AKP’Lİ SEÇMENİN GÖZLÜKLERİ...


AKP siyaseti, insanları gerçekten mutlu etmek üzerine kurulu değil...

AKP (Bilhassa kendi seçmenleri için) sanal bir dünya yaratıyor...

Ve...

O insanları da yarattığı o sahte ve sanal dünyanın var olduğuna inandırıyor...

Çünkü...



AKP’li seçmenin geneli zaten “cennet/cehennem” gibi iki gerçeküstü ölüm ötesi dünyasıyla umutlandırılıyor ya da korkutuluyor...

Haliyle...

Öbür dünya cennetini bu dünyada veremeyince...

Onlara imge yoluyla veriyor cenneti...



Son zamanlarda o kadar abartılılar ki Türkiye’nin siyasi, sosyal ve iktisadi durumunu...

Sanki...

Sadece kendi seçmenlerine değil...

Bütün herkese birer tane “sanal gerçeküstülük” gözlüğü vermişler...

DİKKATLİ OLURSAK BULURUZ


İktidar partisi sözcülerinden biri bir siyasetçi için “dış güçlerin kontrolünde” dediğinde o siyasetçiye daha yakın hissediyorum kendimi...

“Hah işte aradığım siyasi lider” diyorum... “Uzlaşmacı, yardımlaşmayı biliyor... iletişimci... Paylaşımcı... yaratıcı zekâya sahip ve iktidarın öfkesini çektiğine göre modern biri...”.



Evet canlarım...

Acilen uzlaşmacı, iletişimci, paylaşımcı, yardımlaşmayı bilen, yaratıcı zekâya sahip

Siyasi kadrolara ihtiyacımız var...

Bu kadroların iktidar partileri içinde olmadığını artık bütün dünya biliyor...

O halde aramamız gereken yer; muhalefet partileri...

Dikkatli olursak kolayca bulacağız da...

GAZETECİLİK YAPMAYI ÖĞRENSİNLER...


İktidara fazla yakın acayip yakın bir yazar diyor ki: “Yunanistan ateşle oynuyor.”

Yunanistan gazetelerinden birinin yazarı ise sadece ülke adını değiştirip aynı çığlığı atıyor:

“Türkiye ateşle oynuyor.”



Bunlar (Bizimkisi de Yunanınkisi de) yazar değil olamaz...

Bunlar insan değil olamaz...

Bunlara tavsiyem; Netflix’te yayınlanan “Official Secrets” isimli filmi izlesinler...

Ve...

Gazetecilik yapmayı öğrensinler...



Gazeteci kendi devleti adına da olsa amigoluk yapmaz...

Kışkırtmaz...

Gazeteci haber verir...

Ne Yunanlı yazarın yaptığı gazetecilik...

Ne bizim yazarın yaptığı...

KENDİNİ YAKAN YURTTAŞ...


Haber şöyle:

Bursa’da Uludağ Milli Parkı Bakacak Seyir terasında çay ocağı işleten Fikret Güven, iş yerine giden yol kapatılınca ekmeğinin elinden alınmak istendiğini belirterek, valilik önünde kendini ateşe verdi. Güven’e olay yerindeki polisler yangın söndürme tüpleri ile anında müdahale etti.



Fotoğrafından anladığım kadarıyla; neredeyse göğsüne kadar inen kara sakallarıyla yurttaş AKP’ye yakın...

Belli ki o da bir süre “sanal gerçeküstülük” gözlüğü kullanmış...

Ve gözlükleri çıkarınca acı gerçeği fark etmiş...

UCUZ EMEK YÜZÜNDEN...


Suriye’nin nüfusu iç savaş patlak vermeden önce 23 milyondu.

Geçen süreçte, 5.5 milyon kişi canlarını kurtarmak için Türkiye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelere kaçtı.



4.5 milyon Suriyeli “Ucuz emek” oldukları nedeniyle Türkiye’ye getirildi.

Kendi yurttaşlarına “ihanet” sayılabilecek bu kararın alınmasında en büyük pay sahiplerinden biridir TOBB başkanı Hisarcıklıoğlu...

Dönemin başbakanına 25 milyon dolarlık helikopter hediye etmiş olmasını bugün daha iyi anlıyorum...