Ortadoğu’da yaklaşık 5 gündür süren ve karşılıklı intikam almaya dönüşen savaşın taraflarından biri İsrail...

İsrail’in en bilinen ve kendisini bölgedeki diğer devletlerden ayıran farkı:

Demokratik bir cumhuriyet olması...

İsrail’i bölgedeki ülkelerle kısmen eşitleyen özelliği ise?..

Kısmen din devleti oluşu...

İsrail halkının yarısından çoğunun dünyevî (Seküler) yaşıyor oluşu kimseyi yanıltmasın...

Din ağırlıklı kamu uygulamaları, İsrail’i “kısmen din devleti” yapıyor...

Aynen...

“Kısmen din devleti” oluşu gibi...

İsrail’in, Hamas’ın vahşi saldırılarına hedef olmasının temelinde yatan sebeplerden biri de:

Netanyahu döneminde, din devleti özelliğinin daha da yoğunlaşmış olması...

İsrail’in yeniden Filistin Devleti’nin kurulmasına zemin hazırlayabilmesi için:

Netanyahu ve zihniyetinin iktidardan gitmesi şart...

 

Diğer yanda Filistin halkı da artık Hamas’ın arkasından çekilmeli...

Ancak...

Filistinlilerin yarısından çoğu:

1994 yılında kurulan ve...

2005 yılından bugüne kadar iktidarda olan (Yaşı 90’a yaklaştı) Mahmud Abbas ve iktidarının:

Fakir ülke hazinesini soyduğuna ve hırsızlıktan da asla vazgeçmeyeceğine inanıyor...

Yani bu partiye güvenmediği için:

Katil Hamas’ın yanında ve arkasında duruyor...

Yani canlarım...

İsrail’de bu kanlı savaşları bitirecek anlayışa sahip siyasi yapılar ve halk olsa da...

Filistin’de halkın güvenebileceği:

“İşte beni barışa ve huzura kavuşturacak siyasi parti ve lider kadrosu” diyebileceği bir siyasi kurum yok...

“Bizi yönetirlerse çalmazlar” dedikleri ise...

Bölgede “iki devlet” değil...

İsrail’i haritadan kazıyıp o toprakların tamamında:

Sadece “Filistin İslâm Cumhuriyeti” kurmak isteyen İslâmî İntikam Tugayı Hamas...

Yani canlarım...

İsrail ile yapılacak görüşmelerde Hamas’ın değil Mahmut Abbas yönetiminin olması...

Filistin halkının yarısından çoğu için çözüm değil...

Çünkü o seçmen yığınları:

“Bu hırsızlar, ülkenin bir kısmını daha satarlar” endişesi taşıyor...

Görüşmelerin Hamas’la yapılması ise:

Gelişmiş demokrasilerin korkulu rüyası...

Peki çözüm ne?..

İki devletli konfederasyon...

Olur mu?..

İsrailli seçmenler Netanyahu’ya rıza göstermeseydi...

Diğer yanda Filistin Ulusal Yönetimi temiz ahlâklı politikacılardan oluşsaydı:

Elbette olabilirdi...

Neden olmadı?..

“Du bakali n’olcak?..” başlığıyla yayımlanan yazımda kısaca anlattım...

Günün sözü

“Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez...”.

Cemil Meriç

NE YAPAYIM?

Canlarım...

Bu sütunlarda sık sık ırkçılığı ve dinciliği eleştirmekte ne kadar haklı olduğum sanırım samimi dindarlar tarafından da görülmüştür...

Sadece Türkiye’de değil...

Tüm dünya ülkelerinde, başta devletleri yöneten siyasetçiler olmak üzere tüm medya:

Dincilik ve ırkçılığın en ağır cezalarla yargılanacağına ilişkin kanunlar çıkarma zamanının geldiğini ülkelerin halklarına anlatmalılar...

Benimki elbette çok romantik bir talep...

Ama...

Romantik diye gerçek görüşlerimden vazgeçip...

Sahte görüş mü belirtmeliyim?..

ÇIKARLARI UYUŞUYOR

Canlarım...

İkinci Dünya Savaşı’nın bittiği tarihten (1945) bugüne:

Birbirleriyle savaşan demokrat ülke gördünüz mü?..

Görmediniz...

Ancak...

Bazı demokratik ülkelerin, demokratikleşmek isteyen pek çok ülkede:

“Solcuları iktidara getirdikleri için” askerî darbe yaptırdıklarına...

Ya da...

Bizzat ordularıyla müdahale ettiklerine tanık oldunuz...

Sebep?..

Demokratik bile olsalar o ülkeleri de politikacıların yönetiyor olduğu...

Ve:

Makul ama sessiz çoğunluğun değil...

Azgın ama etkin ve hamasi azınlığın etkisinde kaldıkları için...

Ve tabii ki...

Azgın ama etkin hamasi azınlığın ekonomik çıkarlarıyla...

Kendi çıkarları uyuştuğu için...

NE DERSİNİZ?..

Birlik Komutanı az sonra yapılacak birebir savaş için son konuşmasını yapıyordu...

“Hepiniz, Allah Allah diyerek karşınıza çıkan düşmanınızla göğüs göğse savaşacak...” dediğinde Hüsmen elini kaldırdı...

Komutan kızdı ama belli etmedi:

“Söyle Hüsmen...”.

“Kumandanım be ya” dedi Hüsmen: “benimkini gösterseniz, belkilim barışmaya ikna ederim...”.

Ne dersiniz...

Bu savaşlar halkların savaşları mı?..

Yoksa:

Politikacılarla ortak çalışan silah üretici ve tacirlerinin savaşları mı?..

DU BAKALİ N’OLCAK?..

Ne İsrail’de çağdaş demokratik hukuk devleti isteyen seçmen çoğunluğu var...

Ne de Filistin’de:

“Bu topraklarda İsraillilerle birlikte yaşayabiliriz” diyebilecek kadar aydınlık zihniyete sahip bir seçmen çoğunluğu...

İki tarafın da seçmen çoğunluğu:

Örümcek kafalı, ırkçı ve dinci olunca...

Barış ve huzurun gelmesi imkânsızlaşıyor...

Sonuç?..

Aziz Nesin’in ünlü hikâyesi gibi:

Du bakali n’olcak?..

DUA ETMİYORLAR

Tanrı vardır, hep var olacaktır...

Yarattığı insana:

İrade, duygu ve vicdan verdiğine göre...

Kendisinde de bu duygular olmalı...

Ve...

İnanan için Tanrı’nın en bilinen özelliklerinden biri:

İnsan yüreğinin samimi özlemlerine yani dualarına cevap vermesidir...

Ancak...

Ve belli ki...

Bu, kitaplı dinlerin Tanrısı:

Ya kullarının dualarını duymazdan geliyor...

Ya da:

Bu dinlerin müminleri:

“Bitsin bu savaş” diye dua etmiyor...

ÇILGINLAR

Sosyal medyadaki paylaşımlar ve videolardan kan fışkırıyor...

“Durun, kesin şu savaşı” diyen üç kişiyse...

“Vurun pis Yahudilere!” diye cihat ilân eden azgın Müslümanlar...

Ya da:

“Filistin’i haritadan silin” çığlığı atan delirmiş Musevilerin sayısı 3333...

Çıldırmış bu:

Allahsız...

Kitapsız...

Dinsiz...

İmansızlar...