Ülkemizin en deneyimli eğitim yazarı olan sevgili kardeşim Sultan Uçar dün tarihi önemde bir yazı kaleme aldı.

Sözcü’de yayınlanan bu yazıya göre tarikat ve cemaatler, radikal dinci eğitimi, kolej sıralarına taşımış...

Işıkçılar başta olmak üzere Süleymancılar, Menzilciler, Nakşibendiler, Kadiriler, Halvetiler, Rufailer, Aczmendiler, Ticaniler, Uşşakiler gibi 71 tarikat ve cemaat, başına buyruk bir şekilde kendi eğitim mevzuatını oluşturmuş...

★★★

Bunlar kurdukları 200’den fazla vakıf ve dernekle tüm yasal engelleri tek tek aşmış...

O kadar güçlenmişler ki ülkemizdeki 12 bin 042 özel okulun üçte ikisi, yani yaklaşık 8 bini tarikat-cemaat bağlantılı bu dernek ve vakıfların eline geçmiş.

Son üç yılda batan üç bine yakın kolejin yerini de mürit bağışlarıyla kasalarını dolduran tarikat kolejleri almış...

Semerkand Vakfı, İkra Çocuk Hafızlık Eğitim Derneği, İlim Yayma Cemiyeti gibi çok sayıda dinci vakıf ve dernek, özel eğitim sektörüne hakim olmuş...

★★★

Bu okullarda şimdi yeni bir uygulama başlamış:

Milli Eğitim Bakanlığı’nın başarılı öğrencilere verdiği takdir, teşekkür belgesi yerine, “İslam’ın Kızı”, “İslam’ın Oğlu” gibi uyduruk belgeler dağıtılarak çocuklar “militanlaştırılıyor”muş......

Hani, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” ya da “Atatürk’ün Kızıyım” diyenlere inat!

★★★

Sevgili Sultan, bu vahim bilgileri verdikten sonra Milli Eğitim Bakanı’na soruyor:

“Tarikat okulları İslam’ın kızı, İslam’ın oğlunu yetiştiriyor da devlet okullarında okuyan 15 milyon çocuk gavurun kızı, gavurun oğlu mu?”

Ve bir de uyarıda bulunuyor:

“Milli Eğitim Bakanlığı kapalı kapılar ardında, harem-selamlık eğitime geçmek için gaza bastı! Çok yakında kokusu çıkar!”

★★★

Sultan’ın yazısını okurken aklıma, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk kez 19 Şubat 2012’de, partisinin gençlik örgütünün toplantısında söylediği “Dindar ve kindar bir nesil yetiştireceğiz” sözleri geldi.

Ne yalan söyleyeyim; dediğini yapmak için hayli yol almışa benziyor...

Önemli olan şimdi bizim ne yapacağımız.

Öyle değil mi Sayın Özgür Özel?

CHP’nin aday sorunu!

Önümüzdeki ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde Mansur Yavaş’la Ekrem İmamoğlu arasında bir “adaylık yarışı”na sahne olması beklenen CHP, bu konuyu üyelerine bırakmaya sıcak bakıyormuş...

Özgür Özel’in de benimsediği söylenen bu formüle göre, bugünkü rakamlara göre 1 milyon 480 bin 800 üye, cumhurbaşkanı adayının kim olacağına karar verecekmiş...

Bana göre de en doğrusu bu...

Tek şartla:

O ön seçimde sadece bu iki aday değil, isteyen ve gerekli şartlara sahip olan herkes katılabilmeli.

★★★

Bana göre böyle bir seçim, partinin bu süreçten en az yıpranmayla çıkmasını sağlar ve tabandaki coşkuyu artırır.

Ama kimin aday olacağına üyeler değil de “parti oligarşisi” karar verirse, kızılca kıyametin kopmayacağını kimse garanti edemez

GÜNÜN  SORUSU?

İktidardakiler, enflasyon karşısında ezilen memurlara yeni yılda yine düşük zam vermeyi kafaya koymuş olmalı ki, ikinci işte çalışmalarının önünü açmaya hazırlanıyormuş... Sorum onlara:

Örneğin valiler, emniyet müdürleri, kaymakamlar, hakimler, savcılar da ikinci iş yapabilecek mi? Yaparlarsa ve diyelim ki bir çay bahçesine garson olarak girerlerse, bu kararı alanların yüzü hiç kızarmayacak mı?

Keser Mahmut!

“Asgari ücret artışı yüzde 25’ten fazla olmamalı” diyen iktidar yanlısı MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı’nın, yapıp sattığı villalara son bir yılda yüzde 55 zam yaptığı ortaya çıkmış...

Beyefendinin adının “Keser Mahmut” olmasını ve bundan sonra bu adla anılmasını öneriyorum.

Çünkü “keser” gibi hep kendi tarafına yontuyor!

Sakın onun yalnız olduğunu düşünmeyin; sattıkları ürünlere bir yılda yüzde 60-80 arasında zam yapan bu “işadamı” arkadaşlar, sıra işçiye gelince “Para yok” diyor...

Ve ne yazık ki piyasada hep kendine yontan o kadar çok “keser” var ki; o yüzden dar gelirlinin beli bir türlü doğrulmuyor!

MAYDANOZ

Un pahalı, şeker pahalı, yağ pahalı... 

Bu gidişle helva yemek için ancak komşulardan
birinin ölmesini bekleyeceğiz. (İ.L)