Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

İktidardan yana dönenlere her kapı açılacakmış

Günlerdir ağzına bir lokma bir şey girmemişti kurdun...

Gecenin sessizliğinde “belki bir şeyler bulurum” umuduyla yürüyordu...

Yorgun bakışlarla gözlerini sağda solda gezdirirken iri yarı ve bakımlı bir köpekle karşılaştı.

Onun bu haline imrendi:

“Ne kadar şanslısın” dedi köpeğe, “sana bakan, karnını doyuran insanlar var... Geceleri güven içinde uyuduğun bir de yuvan vardır mutlaka...”.

Köpek, kurda acıyarak baktı...

“Evet” diye başladı konuşmasına, “sahibim her gün düzenli bir şekilde yemimi veriyor... Doğru tahmin ettin, geceleri de çok rahat uyuyorum... Eğer sen de benim gibi yaşamak istersen benimle gel... Hem karnın doyar hem de kulübemi paylaşırız...”.



“Tamam” dedi kurt ve köpekle birlikte yürümeye başladı...

Ancak...

Ona yetişmesi mümkün olmuyordu...

Bir ara, önde giden köpeğe seslendi:

“Köpek kardeş halsizim ve zor yürüyorum, sana yetişemiyorum biraz daha yavaş yürüsen...”.

Köpek durdu, kurda çevirdi başını:

“Affedersin kurt kardeş, dalmışım...”.

Bu arada köpeğe iyice yaklaştı...

Gözleri boynundaki yara izlerine takıldı...

“Bu izler ne?..” diye sordu...

Köpek mahcup bir ses tonuyla konuşmaya başladı:

“Haa onlar mı?.. Onlar tasma izi... Sahibimiz ihtiyacı olmadığında, gelen dostlarına zarar vermeyelim diye bizi o tasmaya takılı zincirle kulübelerimize bağlar... Geceleri zincirlerimizi çözer ki herhangi bir saldırı olursa karşı koyalım...”.

“Yani?” diye soran bir ses tonuyla seslendi kurt...

“Yanisi şu....” diye başladı Köpek; “Karnımız tok, sırtımız pek ama bizler birer emir kuluyuz ve özgür değiliz...”.

Kurt durdu...

Geriye döndü...

Ve...

Yürümeye başladı...

Köpek, kurdun arkasından seslendi:

“Neden döndün?..”

Kurt hem yürüdü hem de arkasına bile bakmadan verdi cevabını:

“Yediklerin içtiklerin senin olsun... Benim şimdilik karnım aç ama özgürüm... Özgür olursam yine yiyecek bir şeyler bulurum... Yani karnım doyacak diye özgürlüğümden vazgeçmem... O nedenle, ben senin boynuna takılan tasmayı takmam kurt kardeş...”.



Sosyal medyaya “ölümcül yasaklar” geliyormuş...

İktidardan yana dönenlere her kapı açılacakmış...



Geçin bunları geçin...

Tasmayla girilecek olan kapı...

Cennetin kapısı olsa: İstemem...

Ekonomik kriz ve tesettür


Gazeteci hanımefendi günlük kıyafetiyle...

Üzerinde; askılı, siyah, mütevazı bir günlük elbise var...

Tesettür giyimli ve AKP’li bir Hanımefendi yurttaşa...

Mikrofon uzatıyor...

Tesettür giyimli AKP’li hanımefendi:

“Ben gördüğüm her çıplak için Ayetel Kürsi okuyorum” diyerek başlıyor konuşmaya ve devam ediyor, “senin için de okuyacağım...”.



Yani...

Tesettür giyimli AKP’li Hanımefendiye göre...

Gazeteci Hanımefendi:

“Çıplak...”.

Ve “çıplak” olduğu için...

Çevresinde şeytanlar dolaşıyor...



Gazeteci arkadaşımız:

“Biz böyle giyindiğimiz için mi ekonomi bu halde?” diye soruyor...

AKP’li ve tesettürlü hanımefendi hiç düşünmeden veriyor cevabını:

“Evet, evet öyle...”.



Oysa canlarım...

Tesettürlü kadın yurttaş sayısında...

Cumhuriyet tarihinin:

Zirvesini gördük...

Ama ilginçtir...

Ekonomik krizde ise dibe vurduk...



Tesettür giyimli AKP’li Hanımefendi’nin mantığını doğru kabul edersek...

Ekonomik krizin sebebi:

“Modern” giyinen hanımefendiler değil...

Tesettür giyimli hanımefendiler...


Zekâ ürünü...


Aksaray Eskil’de yollar öylesine bozuk ki...

Yolu kullanan bir komplo teorisyeni:

“Bu şehrin Belediye Başkanı’nın amortisör fabrikası mı var?” diye sorar...

Vatandaşın biri ya da birkaçı kalkmış...

Üşenmemiş...

O, avcı çukuru derinliğindeki çukurlara ağaç dikmiş...



AKP’li Eskil Belediye Başkanı Necati Belgemen:

“Kendini bilmez biri veya birileri devletimizin yoluna ağaç dikmiş” diyerek eylemcilere öfke kussa da...

Bana göre...

En az Gezi Parkı protestoları kadar naif ve:

Zekâ ürünü...

Şerefleri devrilmiş...


Merkez Bankası’nın beklenti anketinde...

2022 yıllık enflasyon tahmini:

%64,59’e yükseldi.

Sene başında hedef:

%5 idi...

Hedeften sapma:

%1200





Peki...

Bu haberi iktidar yağcılarının yönettikleri...

Ve...

Ahkâm kestikleri:

Gazetelerde...

İnternet sitelerinde...

Ya da:

TV kanallarında görebilir misiniz?..



Hayır...

Okuyamazsınız...

Dinleyemezsiniz...

Göremezsiniz...



Düşünebiliyor musunuz?..

İktidar yağcılığı yapmak için...

Hak etmedikleri kadar çok maaş alıyorlar...

Ama...



Erdoğan’ın:

%5 olarak açıkladığı 2022 yılı enflasyon hedefinin...

%1200 sapmayla...

%64.9 olarak değiştirildiği bilgisini...

İzleyicilerine duyuramıyorlar...



Bir de üstüne üstlük:

“Bizim Reis daha güzel Türkiye vaat ediyor” diyerek:

Yalanlarına...

Ve...

Yağcılıklarına:

Devam ediyorlar...





Sadi-i Şirazi der ki.

“Olmaz olsun zilletle elde ettiğin yemek...

Tenceren kaynıyor, şerefin devrilmiş...”.

İşte AKP’nin ortakları


MHP Diyarbakır İl Başkanı, küçük çocuğa zorla cinsel istismar ve ihaleye fesat karıştırmaktan tutuklanmış...



Bunların şefleri Mecliste 6’yı:

Bir öyle çevirdi...

Bir böyle çevirdi...

“69” rakamını işaret etti...

Bunun üzerine ben.

Lise yıllarımızı hatırlatıp...

“Siz de gençliğinizde 69 yaptınız mı?” diye sordum...



Twitter mesajımın yayımlandığı günün gecesi:

Ülkücüler evimizi bastı...

Birkaç gün sonra da:

Şefleri:

“69 yaptın mı?” sorusunu...

Hakaret amacıyla sorduğumu ileri sürerek:

Savcılığa şikâyet etti...

İfade verdim...

Savcılık mahkemeye başvurdu:

Kovuşturma talep etti...

Bu yıl ekim ayında ilk duruşma var...



Ne diyeceğimi bilemiyorum...

Nasıl bir Şef ise bunların ki...

“69 yaptın mı?” diye sorduğum için hakaret davası açıyor...

Ama...

İhaleye fesat karıştırma suçundan mahkûm olan birini:

İl Başkanı yapıyor...

Aynı kişi bu defa da:

“Küçük çocuğa zorla cinsel istismar” iddiasıyla tutuklanıyor...



Ve canlarım...

Erdoğan:

İşte bu kadrolarla ortak olarak yönetiyor ülkeyi...

Komik değil...


Genç bölük komutanı, az sonra başlayacak göğüs göğse çarpışma için askerleri son bir konuşmayla motive ediyordu...

“Hazır mıyız?” diye bağırdı konuşması bitince...

Genç askerler haykırdı:

“Daima, daima, daima!..”.

“Süngü taaaakkkk!..”  diye emretti komutan...

Tam o sırada Hüsmen’in sesi duyuldu:

“Te be kumandanım, ben savaşmasam olmaz mı?..”.

“Neden?” diye sordu komutan...

“Akkıma düşen düşman askeriyle bakarsın oturur konuşur anlaşırım da onun için be yaaa....”



Canlarım...

Bu fıkra komik değil...

Ders verici...



Şu, vasat altı politikacılar olmasa...

Çok büyük ihtimalle...

Halklar birbirleriyle oturur:

Anlaşırlar...

Savaş falan da olmaz...

Silah ve mühimmata harcanan parayla da...

Dünyada yoksul ülke kalmaz...