İkinci yarı arslanlar gibi
Geçmiş dönemde Avrupa kuraları çekildiği zaman, rakibin gücüne göre ‘Şeker gibi kura’ yorumları yapılırdı… Aynı yorumu bu sezonki kuralar için de söyleyebilirim. Güçsüz, Avrupa standardı düşük takımlara bile zaman içinde baya zorlandık. Anlayamadığım diğer konu oyunun ilk yarısında korkak, ürkek, tedirgin, fazla hücuma çıkmayan bir sistemle mücadele etmekle ne amaçlanıyordu? Galatasaray, ikinci 45 dakikada çok koşan, iyi mücadele eden, hareketli oyuncularıyla rakibi bunaltan bir görüntüye döndü. Rakibin baskıdan bunalmasıyla birçok gol pozisyonu üretildi. Pozisyonlarda golü yapabilecek daha kaliteli oyuncu ve ciddiyet yoktu. Mesela Diagne’nin 3 net gol pozisyonunu heba etmesi gibi…
İkinci yarıda Kerem’in yerine giren Barış Alper Yılmaz da çok süratli ve top taşıma yeteneği üst düzey olan genç bir futbolcu. Galatasaray’ın kanat oyuncu sorununu Kerem ve Barış Alper gibi gençler kısa sürede çözecektir. Tabi bir de şu var, şampiyonluğa oynayan 4 büyük kulübün geleceğin takımını yaratma lüksleri yok. Baştan itibaren başarılı olmak zorundalar. Terim’in takımı gençleştirme gibi planı netice olarak ters teperse başını çok ağrıtır. Buradan hatırlatayım dedim!
