İktidar hep birlik ve beraberlikten bahsediyor.
“Gün birleşme, dayanışma günüdür”
“İç barışı sağlamalıyız!”
“Bu bayrak benim, bu ülke benim, diyen herkes birleşmeli, birbirimize kenetlenmeliyiz” diyorlar...
Bunlar güzel sözler... Gerçekten yurt içinde birlik ve beraberliği sağlamamız bir beka sorunu olarak karşımıza çıkıyor.
İktidar bir yandan bunları söylerken, bir yandan da, CHP’li belediye başkanlarını, muhalif gazetecileri hapse atıp duruyor.
15 milyon seçmenin koşarak sandıklara gidip “Bizim cumhurbaşkanı adayımız” diye oy verdiği Ekrem İmamoğlu, iddianamesi bile hazırlanmadan aylardır Silivri Cezaevi’nde çile çekiyor...
Gazeteci Fatih Altaylı, bazı tarihi olayları anlatıp samimi uyarılar yaptı diye tutuklandı, şimdi Silivri zindanında...
Hakkın-hukukun, düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı bir yerde “İç barış” nasıl sağlanır?
Yarın Ankara’da önemli bir dava var. Mahkeme, CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı’nın iptalini görüşecek. Türkiye’nin ana muhalefet partisine “Kayyum” atanması ihtimali bile var.
Böyle bir ortamda “İç barış nasıl sağlanır?” Bunu anlamak mümkün değil!