Televizyonunuzu açtığınızda artık gözlerinizin yorulmamasını, üzülmemeyi, sinirlenmemeyi istiyorsanız SÖZCÜ TV’yi izleyin!
Renk yok, ses yok, haber yok...
Uğradıkları haksızlıkları anlatan insanların isyanı yok.
Bilgi yok, düşünce yok, kaygı yok...
Hiçbir şey olmadığı için ülkede olup bitenler konusunda kaygılanmak yok!
Simsiyah bir ekran ve huzur dolu bir sessizlik!
Bedava meditasyon olanağı!
Derin bir karanlık ve sessizlik!
Teşekkürler RTÜK...
Siz olmasanız bu millet gerçeklerden asla bu kadar güzel korunamazdı!
★★★
SÖZCÜ TV’yi on gün boyunca kararttılar.
Niye?
Bir konuk konuşmuş!
Ne kadar büyük bir ayıp, nasıl büyük bir suç...
Hem televizyona çıkıyorsun, hem de konuşuyorsun!
Vay kendini bilmez vay...
Vay vatan haini vay...
Konuşmak ha?
Hem de canlı yayında...
Bir de kendi düşüncelerini anlatmak...
Üstelik iktidarı eleştirmek...
Seni gidi huzur bozucu, seni gidi kışkırtıcı!
★★★
Allah’tan RTÜK var... Yoksa düşünebiliyor musunuz ülkenin halini?
On gün az, yüz gün karartın SÖZCÜ TV’yi...
Sonra Halk TV’yi, Tele-1’i...
Bir tek Fatih Altaylı yetmez; kendi YouTube kanallarından yayın yapan gazetecilerin hepsini içeri atın!
Atın ki ülkemiz daha güvenli hale gelsin...
Halk artık elektrikli bir kutudan gerçekleri duymasın!
Her şey kontrol altına girsin!
Yalan serbest, yorum yasak olsun!
Korkutmak, sindirmek serbest, bilgilendirmek yasak olsun!
★★★
Şaka bir yana dostlar, bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor...
Yoksa kararmış ekrana saatlerce bakmakla eylem yapmış olunmuyor!
Bitirici yumruk!
Yukarıdaki yazıda, “Bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor” dedim ya; ne yalan söyleyeyim CHP’liler bu konuda canla başla çırpınıyor...
Dün de Adalet Bakanlığı’nın önüne yürüdüler...
Adaleti aramak için, doğrudan adresine gittiler!
Bakanlık binasına vardılar, pankart açtılar, slogan attılar, açıklama yaptılar.
Ve sonra...
Eve döndüler!
Adalet yerini buldu mu peki?
Bakan Bey kapıyı açıp, “Buyurun, size biraz adalet ikram edelim” dedi mi?
Sorun çözüldü mü?
Hayır!
★★★
CHP’liler yıllar önce de yine adalet için Ankara’dan İstanbul’a yürümüştü.
Hem de 432 kilometre!
Bir sonuç elde ettiler mi?
Hayır.
Durum, o günkünden bin beter.
Üstelik dünkü yürüyüş 432 adım bile sürmedi.
Sonuç...
Yine sıfır!
Yürümek elbette güzel bir şey...
Ama yürüdüğün yol seni bir yere götürmüyorsa... O artık eylem değil, sabah sporudur!
★★★
Adalet Bakanlığı’nın kapısına mı gittin; adaleti getirene kadar dönmeyeceksin! TÜİK’e sefere mi çıktın; gerçekleri çarpıtan o kurumu yola getirene kadar, oturacaksın kapının önünde... Yoksa üç beş kişi topla, kameraları çağır, “Hak, hukuk, adelet” diye bağır...
Yetmiyor, hiçbir şeye!
★★★
Kısacası...
Ya döneceğin kapıya gitmeyeceksin... Ya da gittiğin kapıdan sonuç alıncaya kadar dönmeyeceksin...
İyi niyetli ama yorgun CHP üst yönetimine duyurulur.
Altun dönemi bitti!
İktidarın simge isimlerinden İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevinden alınmış, yerine AKP’ye yakınlığıyla bilinen Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Burhanettin Duran getirilmiş...
“Mış” diyorum, çünkü bu yazıyı yazdığım saate kadar henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
Ben, iktidara yakın gazetecilerin başında gelen Fuat Uğur’un yalancısıyım!
★★★
Fahrettin Altun, yaklaşık on yıl boyunca medyayı Erdoğan’ın istekleri ve AKP’nin çıkarları doğrultusunda şekillendirdi; iktidarın propaganda çalışmalarını bizzat koordine etti.
Her zaman Erdoğan’ın en yakınındaki on ismin arasında oldu. Onun bir dediğini iki etmedi.
Koskoca Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nü, Cumhurbaşkanı’nın iletişim ofisi haline getirdi.
Yandaş gazetecileri memnun etmek için elinden geleni yaparken, gazetecilik ilkelerine bağlı kalan medya mensuplarına selam bile vermedi.
Bunun karşılığında beş maaş birden aldığı öne sürüldü.
★★★
Kamuoyu onu Hitler’in Propaganda Bakanlığı’nı yapan Alman politikacı Dr. Paul Joseph Goebbels’e benzetti.
Onu yakından tanıyan iktidar yandaşları, bu görevden almaya anlam veremiyor. Ama merak etmesinler; Erdoğan’a bu kadar yakın bir isim asla devre dışı kalmaz.
Kendisini yakında “bakan” olarak görürseniz, şaşırmayın!
GÜNÜN SORUSU
Özgür Özel’in, Ekrem İmamoğlu’nun duruşmalarının TRT’den yayınlanması konusundaki talebine Devlet Bahçeli’den sonra dün de AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan yeşil ışık yaktı. Sorum ortaya:
Gerektiğinde devreye girmesi için futboldaki gibi bir VAR hakimi sistemi de oluşturulacak mı? Oluşturulacaksa bu VAR hakimi yerli mi olacak yabancı mı?