Herkese, Hasan Tahsin’i hatırlatırım!..
Herkese hayırlı olsun!..
Saray iktidarının hakkımda açtığı haksız onlarca (hâlâ süren) davaya rağmen...
FETÖ ile kucak kucağa, ballım güllüm oldukları zaman, düzmece iddialarla vatana ihanet, casusluk suçlamasından ağır ceza mahkemesinde yargılanmama rağmen... (Beraat ettim-aht-)
İlk mahkemede kazanıp sonra İstinaf’ta kaybettirilen davaya ödemek zorunda bırakıldığım haksız tazminata rağmen...
Hayatta tek birikimim bir evim, bir arabam ve banka hesabıma koydurulan ipoteklere rağmen...
Mesaimim büyük bir bölümümü, karakollarda, savcılıkta ve mahkeme duruşma salonlarında ifade vererek, savunma yaparak geçirmeme rağmen...
Cadde ortasında bir terörist gibi polis ekiplerince haksız yere çevrilip gözaltına alınmama rağmen...
Evimin önünde, sopalı saldırıya uğramama rağmen...
“Sansür Yasası” TBMM Genel Kurulu’nda görüşülürken sustum. Ses seda çıkarmadım!..
Korkudan mı?..
HAYIR!..
Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi de ondan!..
“Muhalefet”i izledim ne yapacaklar diye...
Şaşırtmadılar beni...
Neden?..
Bir süredir aynı yoldan gidiyorlar da ondan...
Onların da yandaşları var... Şimdilik devlet gücünü, devlet imkanlarını kullanamasalar da onlar da yandaş medya kuruluşlarını oluşturdular...
Bakmayın, demokrat tavırlarına, sözde kalan düşünce hürriyeti laga lugalarına... Onların da eleştiriye tahammülü yok!.. Onlar da,selvi fidanlarını diktiler, yeşertip büyütecekleri günleri bekliyorlar...
Dümenden muhalefet yaptılar kara yasaya..
Meclis kürsüsünde yalandan yere cep telefonu kırarak göz boyayacaklarını sandılar...
“Bay Kemal” den Amerika’ya gitmek yerine, Türkiye için kara sicil olan bu yasaya Meclis’te grubunun başında oturarak etkili muhalefet etmesini beklerdim... “Bay Kemal” den “böyle bir yasa Meclis’te görüşülürken ben Amerika’ya gidemem. Gezimi iptal ediyorum” demesini beklerdim... Cumhurbaşkanlığı adaylığı için gözünü karartan “Bay Kemal”den altılı masanın tüm liderlerini Meclis’te bir araya getirmesini beklerdim...
Muhalefet YAPMADILAR... Yapar gibi göründüler...
Neden?..
Çünkü bu kara yasa onlara da lazım da ondan!.. Adım gibi eminim, aha buraya yazıyorum;
Hayatta kalırsak göreceğiz, gün gelir es kaza iktidara gelirlerse, onlar da bu kara yasayası tepe tepe kullanacaklar!.. Bırakın bu yasayı yürürlükten kaldırmayı, bir maddesine bile dokunmayacaklar...
Şu andaki saray iktidarının medya kuruluşları için kurduğu polis merkezlerinin sadece ekipleri değişecek!..
Bu topraklarda demokrasi anlayışı, insan hakları, fikir özgürlüğü böyledir işte... Muhalefette şikayet eder gibi göründüğünüz ne varsa iktidara geldiğinizde misli ile uygularsınız!..
Sadece bir örnek;
Muhalefette iken, siyasi partiler kanununun anti-demokratik yapısından sürekli şikayet edersiniz, iktidara gelince de durmak yok yola devam!..
★★★
Gazetecilik zor meslektir... Hele kamu vicdanının sesi olarak görev yapmaya çalışıyorsanız...
Madencilik kadar risklidir. Her kazmayı vurduğunuzda grizu patlaması tehlikesi vardır. O yüzden, gazetecinin hayatta kalmak için gerek duyduğu oksijen tüpü siyasiler ve muktedirler değil toplum vicdanıdır. Gerçek gazeteci gibi gazetecilik yapmaya çalışanlar, saray bahçelerinde değil kamu vicdanına yaslanarak ayakta durmaya çalışırlar...
Saray iktidarının “sansür yasası” dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. “Muhalefet”in katkılarıyla!..
Bugünden itibaren ne yapmamız lazım? (Gelecek günleri de düşünerek)
Her şey toz pembe... Böyle bir yasa çok gerekliydi... Çok huzurluyuz, çok mutluyuz. Bu yasayı neden yıllar önce çıkarmadılar?..
Çok şükür iyi ki reis var!.. Çok şükür, iyi ki, geleceğin reisleri var!.. Gelen ağam giden paşam!..
Yook!.. Kazın ayağı öyle değil!.. Biz bu mesleğe adım atarken, hatta taa mektebinde okurken Hasan Tahsin’i örnek aldık. Ali Kemal’i değil!..
Bu böyle bilene!..
★★★
Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.
