Korkusuz

Hangi “müjde” Türk topraklarının işgalini unutturabilir?..

Hangi “müjde” Türk topraklarının işgalini unutturabilir?..
Nasıl olsa bütün dünya onu konuşacak!.. ”Müjde”yi beklemeden dün bilgisayarımın başına geçtim. Hiç mi merak etmedim?.. Merak, gazeteciliğin ta kendisidir. Ancak, işin suyu çıkarılacağından emin olduğum için “Biraz izlemekte fayda var” dedim kendi kendime... Arada kaynatılıp giden, günlük siyasi dalaverelere hoyratça malzeme yapılan bir konuya değinmeyi daha önemli gördüm. Doğu Akdeniz’de kayıkçı kavgasını seyredenlerin, -bilgisizlikten mi yoksa aynı kayığın adamları olduklarından mı- tarihi gerçeklerin nasıl ustaca çarpıtıldığını görmelerini istedim.

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz perşembe günü yaptığı konuşmada, adalar konusunda CHP’yi suçladı. Erdoğan, “Tek Parti CHP’sinin, Misak-ı Millî sınırlarımıza sahip çıkılmamasıyla, adalar meselesinde ürkek davranılmasının, ülkemize çok büyük maliyetleri olmuştur. CHP’nin ana karamızdan bir taş atımı mesafedeki adaların nasıl elimizden alındığını milletimize izah etmesi gerekir” dedi. Yıllardır Ege’deki Türk topraklarının AKP iktidarlarının marifetiyle Yunan’a nasıl bırakıldığını belgeleriyle yazdığım için Erdoğan’ın bu sözlerine hiç şaşırmadım!.. Türkiye’de bu konunun en yetkin uzmanlarından olan Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’dan da görüş istedim. Yalım, yine tarihi belgeleriyle anlattı;

“Erdoğan’ın söylemleri, hem Misak-ı Millî hem de tarihi ve coğrafi gerçeklerle bağdaşmıyor. Misak-ı Millîye göre, 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi imzalandığı sırada işgal edilmeyen bölgeler bölünmez ve ayrılmaz Türk Yurdu’dur. Erdoğan’ın gündeme getirdiği adalar ise 30 Ekim 1918’den önce İtalya, Yunanistan ve Fransa’nın işgali altında olan adalardır. Yani Misak-ı Millî sınırları içinde değildir.

ADALAR (EGE) DENİZİ KUZEYİNDEKİ ADALAR

Yunanistan, Birinci Balkan Savaşı sırasında (1912-1913), Adalar Denizi kuzeyinde bulunan adalar ile Meis Adası’nı işgal etti. Savaş sonrasında toplanan Süfera Konferansı’nda alınan kararlar 13 Şubat 1914’te Yunanistan’a 14 Şubat 1914’te Osmanlı Devleti’ne bildirildi. Yunanistan’a, silahsız olmak kaydıyla, Taşoz, Semadirek, Limni, Midilli, Sakız, Sisam, Ahikerya, İpsara ve Bozbaba adalarının kullanma hakkı verildi. Adaların egemenliği Osmanlı Devleti’nde kaldı. Bu durum 1923 Lozan Antlaşması’nın 12 ve 13. Maddeleri ile teyit edildi.

ONİKİADA, RODOS VE MEİS ADALARI

İtalya, Trablusgarp Savaşı sırasında (1911-1912), Adalar Denizi güneyinde bulunan Onikiada ile Rodos ve Meis adalarını işgal etti. Savaş sonrasında 1912’de imzalanan Uşi Antlaşması’na göre Trablusgarp ve Bingazi, İtalya’ya bırakılacak, Onikiada, Rodos ve Meis Osmanlı Devleti’ne geri verilecekti. Ancak, Balkan Savaşı’nın çıkması üzerine bu devir gerçekleşmedi. Osmanlı Devleti 1914’te Birinci Dünya Savaşı’na girdi. İtalya, 21 Ağustos 1915’te Osmanlı Devleti’ne savaş açtı, 22 Ağustos 1915’te de Uşi Antlaşması’nı feshettiğini ve Onikiada’yı ilhak ettiğini ilan etti. Birçok cephede savaşan Osmanlı Devleti, Onikiada’nın ilhakını engelleyemedi. İtalya’nın 1915’te ilhak ettiği adaların isimleri 1923 Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi ile teyit edildi.

MEİS ADASI’NI HANGİ ÜLKELER İŞGAL ETTİ?

Erdoğan, ‘ana karamızdan bir taş atımı mesafedeki ada’ söylemi ile Meis Adası’nı işaret ediyor. Meis Adası, Antalya’nın Kaş İlçesi’ne yaklaşık 2 km. mesafededir. Meis Adası 1912’de İtalya, 1913’te Yunanistan, 1915’te Fransa tarafından işgal edilmiş ve 1921’de tekrar İtalya’ya devredilmiştir. Yani, Meis Adası da 30 Ekim 1918 öncesi ve sonrasında işgal altında olup Misak-ı Millî sınırları içinde değildir.

Buna rağmen İsmet Paşa Lozan Konferansı’nda yaptığı müzakerede, ‘Meis Adası , karasularımız içindedir. Karasularında bulunan adaların bağlı oldukları kıtaya ait olması gerekir’ diyerek Meis Adası’nın Türkiye’de kalması için direnmiştir. Ancak, İtalyan delege Montagna, ‘İsmet Paşa’nın teklifi Misak-ı Millî hükümlerine aykırıdır” diyerek Meis Adası’nın İtalya’da kalmasını sağlamıştır. (Ali Naci Karacan,Lozan, 2011, S. 290-291)

LOZAN’DA ADA VERİLMEDİ

1923 Lozan Antlaşması ile ada verilmedi. Osmanlı Devleti döneminde, Yunanistan’a kullanma hakkı verilen Taşoz-Ahikerya adaları arasındaki  toplam 9 ada ile İtalya’nın 1915’te ilhak ettiği Onikiada, Rodos ve Meis olmak üzere toplam 14 adanın isimleri teyit edildi.

MİSAK-I MİLLÎ SINIRLARI İÇİNDEKİ ADALAR YUNAN ASKERİNE TESLİM EDİLDİ!...

Erdoğan, 27 Ocak 2018’de Kocaeli’nde yaptığı konuşmada kendi döneminde verdiği adaları Lozan’a yükleyerek Atatürk ve İnönü’yü suçlamış ve Lozan dosyasını hazırlatarak milletimizle paylaşacağını iddia etmişti. Ancak, Erdoğan 2.5 yıldır dosyayı çıkartamadı.

1923 Lozan Antlaşması’nda verilmeyen, Lozan’a ekli haritada isimlerinin altı kırmızı çizgi ile çizilmeyen 18 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı, 2004’ten itibaren işgal edildi. İşgal edilen ada ve kayalıklar, Misak-ı Millî sınırları içindedir.

Yunanistan, Erdoğan ve AKP Hükümetleri döneminde, Onikiada bölgesindeki ada sayısını 14’ten 32’ye çıkardı. Venedik Kayalıkları ve Plati Kayalığı’nı da işgal eden Yunanistan topraklarını ve deniz sınırlarını büyüttü. Türkiye toprak kaybetti ve küçüldü.

Adalarımızda 13 Yunan askeri üssü kuruldu ve 5 binden fazla Yunan askeri elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Adalarımızda Yunan bayrakları ile birlikte Bizans bayrakları da dalgalanıyor. Tayyip Erdoğan’ın, Misak-ı Milli sınırları içinde olan 18 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı’nın, 2004-2020 yılları arasında Yunanistan’a nasıl teslim edildiğini milletimize izah etmesi gerekir.”

Ahh CHP ah!.. Abdullah Gül’ün peşine düşeceğine biraz da bu işlere zaman ayırabilse...

Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.