Demokrasiyle yönetilme­yen ülkelerde ifade özgür­lüğü yoktur.

Siyasi iktidar, demokrasi­nin temeli olan “Kuvvetler ayrılığını” sevmez, ülkede “Kuvvetler birliği” sağlar, devletin bütün gücü (yargı, yasama ve yürütme) tek elde toplanır, her şeye tek kişi karar verir, yasalar key­fi kullanılır, baskı altında suskun bir toplum yaratıl­maya çalışılır.

Ülkemizde de durum böyle!

Son dönemde artan siyasi baskı, CHP’li belediyelerin silkelenmesi, hapse atılan parti başkanı ile ilçe bele­diye başkanları, gözaltına alınan gazeteciler hazin halimizi gözler önüne seriyor! Gözaltı ve tutuklamalar arttıkça demokrasiden daha da uzaklaşıyoruz.

AKP iktidarı ülkeyi geri­lim içinde, otoriter bir siya­set anlayışıyla yönetmeyi tercih ediyor, muhalefete gözdağı vererek “Kuvvet bende... Her istediğimi yaparım...” mesajı vermek istiyor.

Karşımızda siyaset uğru­na hukuktan ve demokra­siden uzaklaşan baskıcı bir zihniyet görüyoruz.

“Sosyal medyada yaptığı bir paylaşım” yüzünden tutuklanıp hapse atılan çok insan var... Bir kadın astro­loğu bile içeri tıktılar!

Bu şekilde iktidarda daha fazla kalacaklarını sanı­yorlar ama halk artık her şeyi görüyor, biliyor, anlıyor!