“Konuşma... Haykırma... Bakma... Durma... Yürüme... Koşma... Hoplama... Zıplama... Dönme...  Yatma... Kalkma... Yeme... İçme... Okuma... Dinleme... Eğlenme... İzleme... Toplanma... Gezme... Gelme... Gitme... Paylaşma... Yazma... Çizme... Yontma... Oynama... Söyleme...”

“Yasakları yasaklayacağız”  diye geldiler...

Yasaklamadık bir şey bırakmadılar...

Yukarıda sıraladığım sözcüklerin hepsi son 23 yılda bir şekilde “gözaltına alma ve tutuklama” nedeni olmuş...

Hepsini mahkeme kararlarından tek tek topladım!

★★★

Konuşanı ne hale getirdiklerini zaten biliyorsunuz...

Haykıran, slogan atan gençleri, işçileri, Taksim’deki duran adamı, zıplayan gençleri, kadınları tutukladıkları yetmiyor; bir de dinlene dinlene dövüyorlar...

Basılmamış kitapları yasakladılar; tiyatro oyunlarını oynatmadılar.

Şarkıcı kızlara şarkılarını söyletmiyor, karikatürcü gençlerin çizgilerinde suç arıyorlar...

Heykeltraşlar din düşmanı, yazarlar vatan haini, kitap okuyanlar ajan...

Sosyal medyada paylaşım yapanlar provokatör, içenler günahkar, şirket çalışanları örgüt mensubu...

★★★

Peki; ne istiyorlar?

Hepsini tek tek sıralamanın alemi yok; yukarıda saydıklarımın tam tersini...

Ama en kötüsü ne biliyor musunuz?

Bunu “yargı” eliyle yapıyorlar...

Tıpkı 12 Mart ya da 12 Eylül’de döneminde... Ankara’da verdikleri bütün “asma, kesme, kapatma” kararlarını, hakimlere söylettikleri gibi!

★★★

Ben çok uzun dönemdir gelmiş geçmiş faşistleri, diktatörleri, zorbaları, despotları suçlamıyorum.

Onların ne oldukları zaten belli:

Faşist, diktatör, zorba, despot!

Benim öfkem, egemenlerin hukuksuz emirlerini hukuk kılıfına sokan hakimlere!

Onların korkmaya hakkı yok...

Bir doktor nasıl “Bu hastayı sevmiyorum, onu iyileştirmem” diyemezse...

Hakimlerin de kendi yaşam tarzlarını, ahlak kurallarını, siyasi görüşlerini; kararlarına yansıtmamaları gerekiyor...

★★★

Sürgün edilecekler...

Hatta meslekten atılacaklar...

Dert mi?

Hepsi aslan gibi hukukçu... Gider avukatlık yapar, daha fazla kazanırlar!

Yani geçim problemleri de yok...

O zaman gerçekten hukukçuysan...

Aldığın eğitimin hakkını vererek adil olacaksın...

Kimseden korkmayacak, tırsmayacak, tehditleri umursamayacaksın!

17 yaşındaki gençleri kemik yaşlarını büyüterek idam eden meslektaşlarının hazin geçmişlerinden ders alarak; aynı hataları yapmayacaksın...

Gerekirse kendi geleceğini karartmak pahasına, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına gölge düşürmeyeceksin!

★★★

Sakın yanlış anlaşılmasın:

Elbette bu dönemde de işlerini aslanlar gibi yapan hakimlerimiz var...

Durmadan sürgüne gönderilenlere bakın; kim olduklarını anlarsınız...

Benim sözüm, cübbelerine düğme dikip ilik açanlara...

Siyasetçilerin oyuncağı olanlara...

Bugünkü hukuk felaketlerinin ve adaletsizliklerin tek sorumlusu onlar...

Hepsi biliyor ki; bugün baskı altında verdikleri kararlar yüzünden kimse onlardan hesap sormayacak...

Ya vicdanları?

Ondan nasıl kurtulacaklar!

Örtüye saklanmak!

Adli emanetlerin soyulması rezaletinden haberiniz vardır:

Bakırköy’deki görevli arkadaş almış altınları kaçmış...

Konya Kulu’daki hanfendi Ayşe Selvi ise icralardan yatan emanetteki 6.5 milyon lirayı zimmetine geçirmiş...

Bu paraları da kripto borsası ile sanal bahiste sıfırlamış!

Fotoğrafına bakıyorsunuz; “sıkmabaş” dediğimiz stilde tesettürlü...

Başındaki örtünün altında bandana bile var.

Kapalılar kızmasın ama yıllardır anlatmaya çalıştığımız tam da bu:

İnsanların kafalarının dışına değil, içine bakacaksınız...

Saçının dibini göstermeyecek kadar dindar olan bir insanın, icra mallarını çalacak ve kumar oynayacak kadar dinden, imandan, insaftan ve vicdandan çıkmasını bana kimse anlatamaz...

Ya biri, ya diğeri!

★★★

Bu örnek elbette geneli bağlamaz...

Ancak birileri başı açık dürüst ve namuslu insanlardan değil; dini sembollerin altına gizlenen hırsızlardan korkulması gerektiğini artık anlamalı!

GÜNÜN SORUSU

Meclis Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmeleri sırasında Devlet Bahçeli ile DEM’lilerin verdiği sıcak görüntülere bakınca insan sormadan edemiyor:

Aşiretler arasındaki kan davasını bitirmek için kız alıp kız verilir ya... Sıra buna da gelecek mi?