Korkusuz

Görünmeyen tehlike!

Görünmeyen tehlike!
“Müsilaj” olarak tabir edilen ‘’Deniz Salyası’’ çabuk unutan bir toplum olma özelliğimiz yüzünden gündemimizden düştü. Oysa ki; müsilaj yok edilmiş değil. Tehlike sürüyor ancak biz göremiyoruz! Denizdeki canlıların düşmanı olan müsilaj, Marmara Denizi’ni yok etmeye devam ediyor. Ancak konu gündemden düştüğü için, herkes müsilaj yokmuş gibi davranıyor.

‘TEMİZLEDİK’ DİYOR AMA…

Önceki gün basın toplantısı düzenleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, on binlerce metrekare müsilaj toplandığını söyleyerek, “Müsilaj temizleme çalışmalarımızı, Temmuz ayı itibariyle Marmara Denizi yüzeyinde ve kıyılarında müsilajın tamamen ortadan kalkması sebebiyle tamamladık. Bir aylık temizleme çalışmalarımız sonucunda 11 bin metreküp müsilajı toplayarak bertaraf ettik” ifadesini kullandı.

UZMANLAR FARKLI DÜŞÜNÜYOR

Kurum’un “Müsilajı bertaraf ettik” şeklinde konuşması dikkatimi çekti. Doğrusu nasıl bertaraf ettiklerini anlayamadım. Kurum’un sözleri üzerine, yıllardan bu yana “temiz deniz” için mücadele eden Deniz Kültürü Derneği Başkanı Ayşe Olcay’la konuştum. Aynı zamanda öğretim görevlisi de olan Ayşe Olcay, söze “Müsilaj bitmedi, biz yüzeyde görmüyoruz ama Marmara can çekişmeye devam ediyor” dedi.

[caption id="attachment_299007" align="alignnone" width="600"] Ayşe Olcay[/caption]

UYARIYOR!

Ayşe Olcay, “görünmeyen tehlike”nin denizlerimizi tehdit ettiğini belirterek, Eğer hızlıca gerekli önlemler alınmazsa özellikle önümüzdeki yaz aylarında bizi bu seneden daha büyük bir felaket bekliyor. Müsilaj, diğer ismiyle deniz salyası konusunda geri dönülemez noktaya gelmek üzereyiz. Lafla peynir gemisi yürümüyor, eylem planının acilen uygulanması gerekiyor” diye konuştu.

Ayşe Olcay şöyle devam etti:

“Ne yazık ki sadece denizin yüzeyinde görünen müsilajın temizleme çalışmaları yapıldı ki bu tamamen yetersiz. 7 Temmuz’da Çevre ve Şehircilik Bakanı Müsilaj Temizleme Seferberliği’nin sona erdiğini açıkladı. Çünkü yüzeyde müsilaj kalmamıştı. Oysa müsilaj denizin dibine oturdu. Müsilaj yapılan yüzey temizliği, artan karışımlar ve deniz yüzey suyu sıcaklığının artmasına bağlı olarak ortaya çıkan aktivite sonucu yüzeyde gözükmez oldu.”

CANLILAR YOK OLUYOR

Deniz Kültürü Derneği Başkanı Ayşe Olcay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üniversitelerdeki bilim insanları, MAREM (Marmara İzleme Projesi) kapsamında bilim insanları, ODTÜ’nün yürüttüğü çalışmalar bölgelere göre değişmekle birlikte yüzeyden itibaren 5-30 m derinlikler arasında müsilajın devam ettiğini gösteriyor. Diğer taraftan oluştuğu ilk günden itibaren deniz dibine çöken müsilaj dipte süngerler, yumuşak mercanlar, pinalar, midye ve istiridyeleri öldürmeye devam ediyor.”

ÇÖZÜM NE?

Diğer illerden gelen denetçilerin kendi bölgelerine döndüğünü de belirten Ayşe Olcay, çözüm önerilerini ise şöyle sıralıyor:

“Müsilajın üç tetikleyicisinden ikisi yani iklim değişikliğine bağlı yüzey suyu sıcaklığı artışı ve Marmara Denizi’nin durağan yapısını değiştirme şansımız yok. Öyleyse Marmara Denizi’nin atık yükünü azaltmak gerekiyor. Bunu yapmadan müsilajdan kurtulamayız. Burada da başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm yerel yönetimlerle ilgili kurumlara görev düşüyor. Denetim, denetim, denetim… Tabii ki yüksek cezalar. Başka Marmara yok… Özellikle kara kaynaklı kirliliği bitirmek zorundayız. Sanayi tesislerinin ileri atık deşarj sistemlerini devreye sokmaları ve çok sıkı denetim ve cezalar gerekiyor.”



“MARMARA LAĞIMA DÖNÜŞECEK’’

Bu bağlamda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a çağrı yapan Ayşe Olcay, üzerinde çok fazla durulmayan başka bir tehlikeye de dikkat çekiyor. Olcay, şunları ifade ediyor:

“Ergene havzasındaki kirliliğin Marmara Denizi’ne boşaltılması uygulamasının başlaması şu anda var olan kirlilik sorununu büyütecek ve müsilaj sorunuyla görünür olan Marmara Denizi ekosistemindeki çöküşü derinleştirecek. Ergene Nehri Derin Deniz Deşarjı Projesi faaliyete geçirildi. Projeyle normalde Meriç Nehri’yle birleşerek Ege Denizi’ne dökülen Ergene Nehri’nin taşıdığı atıklar toplanarak Marmara Denizi’ne deşarj ediliyor. Bu Marmara’yı lağıma çevirecek… “

İKİ DENİZ DAHA RİSK ALTINDA

Olcay, sözlerini şu iç karartıcı tabloyu ifade ederek tamamlıyor: “Ergene deşarjının ölçüm cihazlarına bile gerek duyulmayacak ölçüde aşırı olumsuz etki yaptığı Marmara Denizi’ne söz konusu deşarj devam ettirildiği takdirde Karadeniz yok olma sürecine girecek ve kuzeyinden başlamak üzere Ege Denizi’ de büyük bir risk altına sokulmuş olacak.”

CHP Kuleli’yi meclise taşıdı


Cuma günü bu köşede Kuleli Askeri Lisesi Mezunları Derneği üyelerinin okullarını ziyaret etmek istediklerini ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın buna izin vermediğini belirtmiştim. Konuyu gündeme getirmemizin ardından CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, ziyarete izin verilmemesinin gerekçesini bakanlığa yazılı bir önergeyle sordu. Gelecek cevabı da takip edeceğiz.