Yeni Türkiye bugünden sonra atlayabileceği yeni bir eşik bırakmadı.
Siyaset ve yargının betimlediği girift konjonktür, yeni çizgisini resmi olarak çekmiş görünüyor.
FETÖ’nün kumpas operasyonlarında da 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra da devlet katında bir çizgi çekildiği görülmüştü.
Çizgi bazen dolambaçlı bir patikayı andırsa da kimin üzerini çizeceği hususunda hep hesaplı ilerlendi.
Üzeri çizilenler olduğu kadar çizginin içinde ve dışında kalanlar da büyük resmin belirleyicileri oldu.
Bu kez “Yeni Türkiye” olarak anlatılan yeni rejim ve/veya sistem, ilk kez bu kadar kapsamlı bir biçimde sac ayaklarını uzatıyor.
2018’den düne dek siyasette olan biten her şeyin fragman, yargıda görülenlerin ise reklam arası olduğu anlaşılıyor.
İmamoğlu’na ve çevresine dönük başlayan soruşturmalarla işin finaline gelindi.
Yeni konjonktürde roller dağıtıldı, film gösterime girdi.
Şimdi ne olacağını da izleyenlerin bu filmden anladığı seviye belirleyecek.
Çünkü filmi izleyenler, kabul etseler de etmeseler de asıl belirleyici.
İmamoğlu’nun yolu
“Güçlenerek çıkacak...”
“Artık yükselişi engellenemez...”
“Seçimde büyük fark atacak....”
Yukarıdaki satırlar iyi niyetli çıkarımlar....
İmamoğlu için “özgür” günlerde bu ihtimaller elbette en güçlü olanlar... Belki de uzun vadede kaçınılmaz son Cumhur İttifakı adına....
Şimdi ise önce “gözaltı”, sonra “diploma”, sonra yine “siyasi yasak” gibi gelişmeler söz konusu...
Yani “İmamoğlu’nu göz göre göre büyütüyorlar” denmesi normal bir siyaset alanının metaforu...
Bugün hiçbir şey “normal değil” ve bu metaforun bir karşılığı yok.
Karşılığının olması için İmamoğlu’nun yargı ve siyaset ablukasından sıyrılması gerekecek.
Diğer tüm ihtimaller sadece iyi niyet beyanları...
İmamoğlu’nun seçime giremeyeceği yönündeki gerçek değişmeden, Türkiye’deki toplumsal muhalefetin başka bir gerçek gündemi olamayacaktır.
KÖŞENİN GÖZÜ
Tarih: 31 Mart 2024.
Adres: Saraçhane, İBB önü.
Daha bir yıl dahi geçmedi....
Bugün yaşadıklarımız malum...
Açık ara farkla bir seçim zaferine daha imza atan Ekrem İmamoğlu o gece şunları söylemişti:
“Merhaba İstanbul. 16 milyon kazandı 16 milyon İstanbullu kazandı kutlu olsun. Bu seçimin kaybedeni yok biliyorsunuz değil mi? Bizim olduğumuz yerde öteki yok. Bir kişinin vesayet dönemi bugün itibarıyla bitmiştir.”
Bu sözlerin sahibi İmamoğlu şimdi gözaltında....
KÖŞENİN SÖZÜ
“Dününü unutanların bu günü olur mu?” - İbn-i Haldun.