Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde Filistin'in Geleceği Konferansı'na katıldı. Erdoğan, yaptığı konuşmada; artan İsrail saldırılarıyla ilgili Birleşmiş Milletler’i (BM) eleştiren Erdoğan, İslam dünyasının da yaşananlar karşısında ne zaman adım atacağını sordu.
İsrail’in Gazze’ye saldırılarının üzerinden bir yıl geçtiğini belirten Erdoğan, “İsrail’in Gazze'ye yönelik başlattığı saldırılar, Filistin meselesini tekrar insanlığın gündemine taşıdı. Gazze’de çoğu çocuk ve kadın yaklaşık 50 bin masumun hayatına mal olan ve halen devam eden katliamlar Filistin halkına yönelik zulmü bir kez daha tüm dünyanın gündemine getirdi. Gazze’den sonra şimdi de Lübnan’a uzanan İsrail’in soykırım politikası insanlığın Siyonizmin gerçek yüzüyle tanışmasına da vesile oldu. Yine bu süreçte, Siyonist lobinin küresel güçleri ve sistemi nasıl kontrol ettiğini, ekonomiyi, ticareti, medyayı, sinema sektörünü, sanatın her dalın, akademiyi, üniversiteleri hatta bazı ülkelerde devleti askeri ve sivil bürokrasiyi nasıl baskı altında tuttuğunu hepimiz çok iyi gördük.
BM Güvenlik Konseyi dahil uluslararası örgütlerin İsrail’in şımarıklıkları karşısında nasıl büyük bir acze düştüklerini yine hep beraber yüzümüz kızararak takip ettik. İnsan hakları örgütlerinin küresel ölçekte yayın yapan meşhur medya organlarının söz konusu Filistin olunca söz konusu Filistinli, Batı Şerialı, Lübnanlı mazlumlar olunca, mesele Gazze’de vahşice öldürülen masum çocukların hakları olunca, keskin nişancı kurşunuyla katledilen henüz 1-2 yaşındaki bebekler olunca, nasıl derin bir sessizliğe büründüklerine nasıl 3 maymunu oynadıklarına yine sizlerle birlikte şahitlik ettik.
Batı’nın yıllardır savunageldiği özgürlük, demokrasi, hukuk, ifade ve basın hürriyeti gibi değerlerin tamamı bir çırpıda rafa kaldırıldı. Daha bunun gibi insan insanlığından utandıran nice sahne gözlerimizin önünde yaşandı. Canlı yayında gazeteciler kurşunlandı. Hastaneler, camiler, okullar, kiliseler vuruldu. Yardım kuyruğundaki sivillerin üzerinde bombalar yağdırıldı. Siyasetçiler, doktorlar, insani yardım görevlileri hunharca katledildi.
360 kilometrekarelik daracık bir alana sıkıştırdıkları 2 milyon insana her türlü zulmü reva gördüler. Açlıkla, susuzlukla, gıdasızlıkla, ilaçsız, doktorsuz, hastanesiz bütün bunları bu şekilde bırakarak canlarını alamadıkları insanları bombalarla öldürdüler.”
"Tüm bunları ve çok daha fazlasını 7 Ekim’den bu yana hepimiz içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz"
“Tüm bunları ve çok daha fazlasını 7 Ekim’den bu yana hepimiz içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz” diyen Erdoğan, “Her ne kadar dünya, İsrail vahşetine 7 ekimden sonra gözlerini açmış olsa da Filistin halkı bu zulmü 10 yıllardır yaşıyor. İsrail’in işgal, yıkım ve infaz politikası tam 76 yıldır aralıksız devam ediyor. Esasında Filistin’de kan, gözyaşı ve zulüm hiçbir zaman dinmedi” diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsrail Devleti, 1948 yılında kuruldu, buna devlet dersem yanlış olur. İlk adımı böyle atıldı. Filistin halkının gözünde 14 Mayıs 1948 büyük bir felaket demekti. İsrail güçleri Nekbe sırasında yaklaşık 1 milyon Filistinliyi sürgün etti. Filistinlilere ait 675 köyü ve kasabayı yo etti. Binlerce Filistinliyi öldürdü.
Bugün BM üyesi olup da resmi sınırları halen netleşmemiş tek devlet, adı devlet, İsrail’dir. Bu gerçeği 74. BM Genel Kurulu’nda 1947 yılından bu yana İsrail’in değişen haritasını göstererek İsrail’in sınırları neresi diye tüm dünyaya sormuştum. Aradan geçen zaman zarfında bu sorunun cevabını veren çıkmadı. İsrailli yöneticiler bırakın cevap vermeyi Gazze soykırımlarıyla birlikte yeni haritalar paylaşmayı sürdürdüler. Fakat biz bu haritaları göstermeye devam edeceğiz. Bununla kalmayıp Gazze’yi işgalle yetinmeyeceklerini Lübnan’a saldırarak ne yaptılar?”
Yaklaşan kış mevsimiyle birlikte Gazze’deki trajedinin derinleşeceğini belirten Erdoğan, “Gazze’ye kış mevsiminden önce daha fazla insani yardım ulaştırılması noktasında uluslararası toplumun ve İslam dünyasının daha fazla gayret sarf etmesi gerekiyor” dedi.
“İsrail, başta Güvenlik Konseyi olmak üzere BM’ye alanen meydan okumuştur"
İsrail’in BM’nin Lübnan Geçici Görev Gücü’ne saldırısına da dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
“İsrail, başta Güvenlik Konseyi olmak üzere BM’ye alanen meydan okumuştur. Bu hoyratlıklara şimdiye kadar daimi üyelerden net bir tepki gelmemesi en az saldırılar kadar vahim bir durumdur. Soruyorum, kendi personelinin hakkını korumayan bir BM başkalarını hakkını nasıl savunacak? Kafasında UN yazılı mavi kaskı olan askere uzanan elleri kıramayan BM, Gazzelilere Lübnanlılara uzanan elleri nasıl engelleyecek? Her gün itibar kaybeden BM’yi içine düştüğü bu utanç girdabından kim çekip alacak? İslam dünyası bu barbarlığın önüne geçmek için ne zaman adım atacak?
İsrail yönetimi, Gazze ve Lübnan’da uyguladığı vahşetle sadece on binlerce masumu değil, dünyanın son bir asırda inşa ettiği tüm yapıları, kuralları ve değerleri de katletmektedir.”
"İsrail’e karşı somut tedbirler alan tek devletiz"
Türkiye’nin İsrail ve Filistin savaşında her zaman Filistin halkının yanında olduğunu ifade eden Erdoğan, “Türkiye olarak ilk günden itibaren bu soykırım karşısında itirazlarını ve ikazlarını en yüksek seviyede dile getiren ülkeyiz. Biz, Filistin halkının derdini kendi derdi olarak gören bir milletiz... İsrail’e karşı somut tedbirler alan tek devletiz. Önce 54 kalemde ardından da bütün kalemlerde İsrail’le ticari ilişkileri durdurduk. Yaklaşık 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarfınazar ettik. Mısır makamlarının da destekleriyle Gazzeli kardeşlerimize gönderdiğimiz insani yardımların toplam miktarı 84 bin tonu aştı. Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuzu 7 Ağustos’ta yaptık. Filistin halkının özgürlük mücadelesine tüm imkanlarımızla destek çıkacağız” dedi.
(ANKA)