Korkusuz
Mustafa Kanarya

Eleştiri değil destek zamanı

18 yaşında Avrupa devlerini peşine takmak, Real Madrid’e transfer olmak, öyle kolay bir iş değil. Arda Güler, dün dünyanın en büyük kulübüne imza attı. Allah yolunu, bahtını açık etsin.

Son yıllarda Fenerbahçelilerin, bir senedir de Türk futbolseverlerin en çok konuştuğu isimdi Arda. Oynamaması da olaydı, oynaması da. Şimdi Fenerbahçe’den ayrılış şekli ve kazandırdığı para konuşuluyor. Şu bir gerçek ki, Arda, çok daha güzel bir vedayı hak ediyordu. Basın toplantısında, başkanı, hocasıyla kucaklaşarak ayrılsa çok daha güzel olurdu.

Eğri oturup doğru konuşalım; Türkiye’den değil de Arjantin, Brezilya veya Hollanda’dan yetişseydi, mevcut bonservisin en az 3 misli rakamlarla transfer olurdu. Avrupa’da Arda’nın yüzde 20’si kadar bile yeteneği olmayan oyunculara ödenen astronomik paraları düşününce, ‘Ucuza gitti’ diyebiliriz. Ancak, 17.5 milyon Euro serbest kalma bedeli olan bir futbolcudan bonuslarla birlikte 30 milyon Euro bonservis geliri elde etmek, sonraki satıştan da yüzde 20 pay almak bir yöneticilik başarısıdır.

Arda’nın, kariyerini Avrupa’da sürdürmesi gerektiğini herkes söyledi. Erken mi gitti, tam vaktinde mi, bunun cevabını bize zaman verecek. Ancak şu bir gerçek ki, Fenerbahçeliler de Türk futbolseverler de Arda’yı izlemeye doyamadı.

Sonuçta, bu topraklardan yetişen 18 yaşındaki bir çocuk, dünyanın en büyük kulübüyle 6 yıllık sözleşme imzaladı. Bundan sonra bize düşen, onu yıpratmak değil,  Arda’ya sonuna kadar destek olmaktır.