Korkusuz
Ümit Zileli

Dip Dalgası!

Deyimin patenti sevgili Attila İlhan’a aitti...

Editörlüğünü yaptığı, namuslu, yurtsever aydın kalemlerin katıldığı “Bir Millet Uyanıyor” başlıklı büyük kitap dizisinde dip dalgasının önsözünü şöyle açıklıyordu:

Parola: Vatan, İşareti: Namus!..

Attila İlhan’ın cenazesi toprağa verilirken, orada bulunan 65 yaşlarındaki bir adam yanındaki eşine şöyle diyordu:

Her kesimden insan burada. Onları birleştiren Attila İlhan oldu. Vatanın ve milletin tehlikede olduğunu, kurtuluşun milletin bütün güçlerini birleştirmesinde bulunabileceğini anlattı. Başardı ki herkes burada!..

Ölümünün üzerinden uzun yıllar geçti; dip dalgası ise uzun ve meşakkatli bir yolda giderek gelişti, büyüdü... Üzerine tomalarla, biber gazlarıyla, gaz bombalarıyla, tazyikli sularla, mermilerle, coplarla gelinmesine karşın yılmadı, “Uzun Yürüyüş”ünü sürdürdü... Siyaseti, siyasetçiyi, mevcut düzenin algı metotlarını yıkarak yürüdü. Gezi Direnişi’nde, gencecik çocuklarını toprağa vererek yürüdü... 2015 seçimlerinde, 16 Nisan Referandumu’nda güçlü, coşkulu mesajlar vererek yürüdü!..

Attila İlhan’ın tanımladığı şekliyle, Batı muhipleri, İkinci Cumhuriyetçiler ve gericilerin en korktuğu, olmaması için her türden engeli oluşturmak için çırpındığı durum da işte tam olarak buydu:

Dipten gelen dalga!..

Milletin ayak sesleri


O dalga, İstanbul seçimlerinde daha öncesinden de çok güçlü şekilde gözle görülür, elle tutulur bir somutlukla çıktı karşımıza!..

Gezici Araştırma Şirketi Başkanı Murat Gezici, o süreçte çok önemli bir açıklama yapmıştı. Ne demişti biliyor musunuz?

-Seçmen konuşmuyor!..

Gezici en az 20 yıllık araştırmacıydı ve “İlk kez böyle bir şey görüyoruz” diyordu... Neydi ilk kez gördüğü? Seçmenler anketleri yanıtlamıyordu! Gezici şöyle açıyordu hayret ettiği durumu:

-Her anketörümüz 18 anket formunu doldurtmak zorundadır. Geçmişte bunun için ortalama 40-45 kapı çalardık ve 18’inden yanıt alırdık... Geçen referandumda 40-45 kapıdan 18 anket almaya alışmış anketörlerimiz, 70-80 kapı çalmak zorunda kalmışlardı!.. Bu seçimde durum daha da garipleşti; şu anda 120 kapı çalıp ancak 18 anket doldurtabiliyoruz!..

Bu ne demekti peki? Vatandaş konuşmuyor, fikrini söylemekten kaçınıyor, çekiniyor demekti!.. Murat Gezici’nin sonraki sözleri ise çok ama çok dikkat çekiciydi:

Belli ki bir dip dalga var! Nereye doğru yönlenir bilmiyorum. Ama benzerlerini bir kez 1980’lerde, bir kez de 2000’lerde gördüğümüz bir dip dalga var. 24 Haziran gecesi göreceğiz!

Tufan geliyor!


Aynen öyle oldu...

Konuşmayan, ağzını açmayan millet, ikinci İstanbul seçiminde tam 806 bin oy farkla iktidarın geride kalmasını sağladı! Attila İlhan’ın çok uzun yıllar öncesinde hem de iktidarın “cicim yılları” sürecinde tam isabetle öngördüğü milletin ayağa kalkışı gerçekleşmişti! Büyük Devrimci’nin 100 yıl önce söylediği “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır” öngörüsü bir kez daha mecrasına oturmuştu...

Bugün ise “Dip Dalgası” bu kez ülke genelinde büyük bir tufana dönüşüyor!..

Büyük millet yine konuşmuyor, yine çok kararlı!.. Oynanan her oyun, düzenlenen her kumpas, seçmene verilmeye çalışılan her “rüşvet”, sosyal medyaya varıncaya kadar yapılan her sansür, her baskı bu dalganın önünde eriyip gidecektir...

-Dip dalgası kendi kaderini çizmeye muktedir olduğunu gösterecektir!