Güneş sönecek bir gün; ay gizlenecek...

Yağmayacak yağmur; eriyecek kar...

Ve... Yüreğindeki sevdamızı solduracak yar.

Hatta bitecek, asla bitmez sanılan rüyalar! 

Kuşlar ilkbaharda gelip, sonbaharda dönmeyecek...

Dereler, yataklarını şaşıracak...

Ve hiç düşmeyecek artık

Annelerin rahmine çocuklar!

Dudaklar buluşmayacak belki...

Eller tutuşmayacak...

Camları buğulandıracak

Nefesimiz bile kalmayacak!

Karıncalar yan gelip yatacak...

Yumurta vermeyecek tavuklar...

Toprak o gün

Hepimizi üzerinden atacak!

Deniz, kusacak bizi...

Garip bir kızıla boyanacak çayırlar...

Yani; çığırından çıkacak doğa

“Yoruldum, dönmüyorum” diyecek dünya!

Ve ben... Tam o gün...

Belki de hazır bile değilken “elveda”ya...

Tam o son durakta yani... Yine senin gözünle

Son selamımı çakıp, öyle çıkacağım son yolculuğa!

Sana “diktatör” diyene inat

Sana “veled-i zina”, sana “deccal...”

Şöyle bir doğrulacağım ölüm döşeğinden

Ve o en güzel sözünle göçüp gideceğim yer yüzünden:

Yurtta barış, dünyada barış!

★★★

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun...

GÜNÜN SORUSU

Sorum size:

Cumhuriyeti yüreğimizin derinliklerinden gelen bir coşkuyla kutlayacağımız günlere sizce ne zaman yeniden kavuşacağız?