Korkusuz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'sistem' açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ilgili “Gelişmelere göre elden geçirmeye, nerede eksiğimiz olsun, bunları giderme bizim yapıcı üslubumuz. Emniyet, sağlık, adalet, eğitim, dış politikada ne gibi eksiklikler var, hepsini gözden geçireceğiz. Bunların hiçbirisi hükümet sistemimizle ilgili değil. Bunlar demokratik reform önerilerimiz. Biz toplumun, STK'larla görüşerek bu alanda söz sahibi olan akademisyenlerimizle görüşerek adımları atma fırsatını bulacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'sistem' açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ilgili “Gelişmelere göre elden geçirmeye, nerede eksiğimiz olsun, bunları giderme bizim yapıcı üslubumuz. Emniyet, sağlık, adalet, eğitim, dış politikada ne gibi eksiklikler var, hepsini gözden geçireceğiz. Bunların hiçbirisi hükümet sistemimizle ilgili değil. Bunlar demokratik reform önerilerimiz. Biz toplumun, STK'larla görüşerek bu alanda söz sahibi olan akademisyenlerimizle görüşerek adımları atma fırsatını bulacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam CNN Türk ve Kanal D ortak yayınına katılarak gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“İSTANBUL’DA 300 BİNİNİN ACİL DÖNÜŞMESİ GEREKİYOR”

“Deprem bölgesinde evi yıkılan vatandaşlarım bize güvensinler. Her birini en kısa zamanda sağlam, dayanıklı konutlara yerleştireceğiz. İlk toplantımızı İstanbul'da hocalarımızla 120 kişiyle yaptık. İkinci ve üçüncüyü de Çevre Şehircilik Bakanım yaptı. Bunu devam ettireceğiz. Zemin artı 3, bilemedin 4. Bunlar en ideal yapı çeşitleri. Bu konutlar bizi daha güvenli hale getirecektir. Bilhassa 1999 öncesi yapılan binaların risk analizini yapmaya başladık. Bunları yoğun şekilde çalışarak bitireceğiz. Hakkaniyete dayalı dönüşümle sağlıksız yapı stoku ortadan kaldırılacak. Yeni yerleşim alanları tespit edilecek. Bütün bu konularda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İstanbul burada ayrı önem taşıyor. 39 ilçesinde tüm risk unsurlarını ele alacak şekilde harita çıkardık. 1,2 milyon bina ve 5,9 milyon konut bulunuyor. Gördük ki, toplam 220 bin bina yaklaşık 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altında. 300 bininin acil dönüşmesi gerekiyor. Bir de bugüne kadar yaptığımız var. Hepsinden öte vatandaşımın devletine inanması lazım. Muhalefetin bu kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm propagandalarına kesinlikle aldanmaması lazım.

"BU İŞİN AFFI MAFFI OLMAZ"

(İmar affı, anayasada affedilmeyecek suçlar arasına girecek mi sorusu üzerine) Kanal İstanbul'la birlikte oralarda rezerv şehirler ortaya çıkacak. Orada yoğun inşaatlar başlayacak. Aynı şekilde imar affı diyorsunuz. Bu konuyla ilgili de parlamentoyla ilgili, Anayasa'nın aklımda kaldığı kadarıyla 50. maddesi olsa gerek, bunların içerisinde katalog suçlar var. O da yerini alacak. Biz onunla daha da köşeye sıkıştıracağız. Bu için affı maffı olmaz. Benim belediye başkanlığımda İstanbul'a girişte vize demiştik. Dediler ki, 'siz şehirden şehire gidişi vizeye mi bağlayacaksınız'. Bunlar dünyayı tanımıyorlar. Londra'da merkeze giremezsiniz. Belli ücrete, vizeye tabi. İstanbul o zaman benim belediye başkanlığımda 8 milyondu. Şimdi yaklaşık 16 milyon oldu. O gün bunu söyleyenler şehircilik, göç nedir haberleri yoktu. O gün bizim iddialarımız şimdi haklılığı getirdi. O zamanki dediklerimize saygı duyulmuş olsaydı, o günkü planlamalarımız çok daha güçlü olacaktı. O planlamalar neticesinde İstanbul'a gelenler önce iş buldu mu, belli imkana sahip misin, akraban vesairen var mı? Bu şekilde sorarak gelecekti. Vizeye tabi oldukları için herkes gelemeyecekti.

"BİZ DEVLET NASIL YÖNETİLİR BİLEN BİR HAREKETİZ"

Her seçim dönemine özgü çalışmalarımız oldu. Kadın ve genç temsiline kadar bütün demografik yapıyı masaya yatırmak suretiyle tespitleri yaptık. Alt komisyon çalışmalarını üst komisyonda değerlendirdik. Burada yaptığımız toplantılarımızda elemine edilerek önümüze gelen tabloyu orada da gözden geçirdik. Demografik yapı, nüfus, seçmen sayısını masaya yatırdık. Bir atlama olmuşsa gerekirse yine geri döndük. Hassasiyetle buna dikkat ettik. Tespitlerimizi de buna göre yapmış olduk. Bütün bunlara rağmen çok da az olsa bazı hatalarımız, bazı illerimizde olmadı değil, oldu. Sistem böyle bir şeye gerek duyulursa zaten adım atmaya müsait.

Kalkıp da tabi şu anda CHP zihniyetinin yaptığı uygulamayı asla yapamayız. Temel ilkelerimizle de ters. Şu anda diyor ya, 'hepsine, bir tane sana, bir tane sana' derken her birine Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı sözü verdi. Biz devlet nasıl yönetilir bilen hareketiz. Bunu da başarıyla zaten yaptık. Bir Cumhurbaşkanı yardımcısıyla bu iş yürütülüyor. Başbakanlığım döneminde 36 bakanla devraldım. 15'e kadar düşürdük. Cumhurbaşkanlığımız döneminde de en son 17 bakanla işleri tıkır tıkır yürütüyoruz. Bol bol devlet bakanlığı ihdas ettiler. Bir işe yaradığı yok. Bize teklifler yapıyorlar. Şu kurumu bakanlık yapsak. O kurum şu anda kurumsal olarak personeliyle yürüyor mu? Yürüyor. Niye kalkıp bakanlık haline getireceksin. Mesele işin yürütülmesi değil mi?

"CUMHUR İTTİFAKI BUNLARA AHLAK DERSİ VERECEKTİR"

Düşünün, bir ana muhalefet partisi, yavrucuklarla bir araya geliyor. Oturup pazarlık yapıyor. Sen ne kadar istersin 5 tane, sen 10, sen daha fazla. Bunların hepsine yer bulacaksın, kolay değil, yer beğendireceksin. Şimdi bu çalışmalarla seçime gidiliyor. 14 Mayıs'ta bütün tabloyu göreceğiz. Bu bir defa siyasi ahlakın iflasıdır. Bırakın herkes rüştünü ispat etsin. Bu tür yolla siyasi mücadele verilemez. Şu andaki durumlarda kavgalar, gürültüler her şey ortaya çıkıyor. Temenni ederiz ki, inşallah 14 Mayıs'ta da herkes buradan öyle veya böyle nasibini alacaktır. Cumhur İttifakı bunlara en güzel siyasi ahlak dersini verecektir.

"KENDİ LOGOLARIYLA GİRMELERİ KENDİ TAKDİRLERİDİR"

Onun takdirini biz yaparsak bu defa biz Cumhur İttifakı içinde yer alan arkadaşlarımıza, liderlere müdahil olmuş oluruz. Arkadaşlarımızın kendi takdiridir. Kendi logosuyla girmek, Cumhur İttifakı içerisinde bizim logomuzun altında girmek kendi takdirleridir. Cumhur İttifakı'nın ortakları herkes takdirini kullanmıştır. Bu bakımdan diğerleriyle yani Millet İttifakı ile benzer yanımız hemen hemen hiç yok. Mâlum HÜDA PAR bizim logomuzla giriyor. Mesajlar bakımından diğer partilerle de bu ittifakımızı koruyacağız.

"MEYDANLARIN DİLİ BİZE 'YÜRÜYÜN' DİYOR"

Seçimi yaparsın, hakikaten kabinede öyle ya da böyle birilerine diğerlerinden yer vermek, bu olabilir. Ama bir şeye dikkat etmek lazım. Parlamentoya girebilmişse, parlamentodan seçeceğiniz bir kişi milletvekili olamıyor. Bakanlıktan öte, Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı diyorlar, bu daha da öte. Şimdi bunlar parlamentoya da giremeyecekler. Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı veriyor ya. Partilerin genel başkanları parlamentoya girme şansları olmuyor. Şu anda bizim bütün yaptığımız ki bu dönemlerde anketlere şu deprem sebebiyle güven de olmaz ama bizim bütün anketlerimizin dışında, yaptığımız açılış törenleri vesaire. Meydanların dilini herhalde mevcutların içinde herhalde bu fakir anlar. Açılışlar bizim doğal mitinglerimizdir. Meydanların dili bize yürüyün diyor, yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan diyor.

"MİLLETİMİZ BU İŞİ ZORA SOKMAYACAKTIR"

Milletimizin işi zora sokmadan bitireceğini düşünüyorum. Deprem bölgesinde Bağcılar'da gördük. İnşallah milletim hiç işi zora sokmayacaktır diye inanıyorum. Bir taraftan mitingleri yapacağız, bir taraftan ben açılışları yapacağım. Süreci son ana kadar devam ettireceğiz.

"CUMHURBAŞKANI ADAYI BU LAFI NASIL SÖYLER?"

Girdiğimiz seçimleri kritik ve önemli gördük. Şu anda beyefendi girdiği seçimlerin hepsinde mağlup oldu. Bütün yenilgilere rağmen doymadı. Şu anda yapılanları yok etmek isteyen bir güruh var. Bu güruhun tek vaadi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmemize engel olmak. Önümüzdeki seçimin farkı ve önemi buradan geliyor. 'Bunlar alacaklarını alamaz' diyor. Bunu bir Cumhurbaşkanı adayı nasıl kullanır. Tabii ki bunun ödemesini yapacaksın. Bir ülkenin güvenirliği buradan gelir. Ahmet gider Mehmet gelir. Mehmet gelirse Ahmet'in bıraktığı yerden devam edecek. Ana muhalefet de yandaki hanım da 'Biz bunu ödemeyiz' diyor. Diyemezsin bunu. Devletin devamlılığına leke sürecek, tüm dünyada ülkemizin itibarını zedeleyecek olanlara milletim fırsat vermeyecektir.

"AİLE VE GENÇLİK BAKANLIĞI KURACAĞIZ"

Burada gençler konusunda bizim yola çıkışımızda, o zaman yaş sınırı neydi? 30'du. 30 yaş seçme seçilme yaşıydı. Sonra 18'e kadar indi. Biz ara müdahale yaptık. Seçilme yaşı 25. Dedik ki, yetmez, gençlikle ilgili adımımızı seçme seçilme olarak 18'e indirelim. Verdiğimiz mücadelede neticeyi aldık. Seçme ve seçilme yaşı 18 oldu. Bu seçimde adaylarımızdan bir veya iki tanesi 18 yaşında. Bir tane bizim iyi yüzücümüz var. 19 yaşında. Galatasaray Üniversitesi'nde başarılı bir yüzücü. Şimdi bunlar, 30 yaş altı 25 adayımız mevcut. Her yıl on binlerce gencimiz ve engellilerimiz işe başlıyor. Mülakatların sebebi kurumların ihtiyaçlarına en uygun insan kaynağına erişme gayesidir. Gençlerimizin kafasında soru işareti bırakmamak için, zorunlu bazı alanlar dışında başarı sıralamasıyla işe alımı esas hale getireceğiz. Üniversiteli öğrencilerimizin aldığı ilk bilgisayar ve cep telefonundan vergiyi kaldırıyoruz. Gençlerimizi aile kurmaya teşvik ediyoruz. Yeni evlenen çiftlere 48 ay vadeli evlilik kredisi vereceğiz. Bunun için Aile ve Gençlik Bankası kuracağız. Doğal gazın gelirini buraya aktaracağız, her alanda gençlerimizi bu bankayla destekleyeceğiz. Norveç benzerini yapıyor. Onu gençlik için kullanıyor. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimizi hibe ve teşvik programıyla yanlarında olacağız.

"SEÇİMLERDEN SONRA MÜLAKATI KALDIRACAĞIZ"

Seçim bitecek, inşallah bunun adımlarını atmış olacağız. Biz gençlerin çağının adeta misafiriyiz. Aile koruma kalkanı programımız, aileyi güçlendirmeye yönelik yenilikçi mekanizmalarımızdan sadece biri. Bu programın ilk aşamalarını zaten başlattık. Şimdi daha kuşatıcı şekilde programı genişletiyoruz. Ev hanımlarının emekliliğine destek vermek olacak programın en yeniliklerinden biri. Her aileden en az 1 kişiye iş imkanı sunacağız. En az 3 çocuk diyorum. Onların eğitimden istihdam, evliliğinden çocuk bakıma kadar her alanda ailelere maddi katkı vereceğiz. Ev hanımlarına yönelik aynı şekilde planlarımız var. Bunlarda da ev hanımlarının sigortalılığı konusunda atacağımız adımlar olacak. Ev hanımlarının emeklilik primlerinin bir kısmını devlet olarak biz ödeyeceğiz.

“AİLE BİZİM KUTSALIMIZ. BU KURUMUN KORUNMASI ÖNCELİĞİMİZ. ANAYASAL DEĞİŞİKLİK YAPACAK KADAR KONUYA SAHİP ÇIKIYORUZ”

Aile bizim kutsalımız. Bu kurumun korunması önceliğimiz. Anayasal değişiklik yapacak kadar konuya sahip çıkıyoruz. Aile yapımızı, kadınları, çocukları korumak için her türlü mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz. Kazanımlardan geri gitmek mümkün değil. Bizim mücadelemiz kazanımlardan geri düşürecek sapkın akımlardır. Yani LGBT gibi sapkın akımların ülkemizde varlık göstermesine, milletimize dayatılmasına izin vermeyeceğiz.

"EKSİKLİKLER NELERDİR, YAŞAYARAK UYGULAMAYA KOYMAMIZ LAZIM"

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemimizin başarısını son 5 yılda güçlenen siyasal ve ekonomik istikrarda gördük. Afetlerde müdahalede, terörde birçok adımları yeni sistemle atabildik. Sistem değişime, dönüşüme, restore etmeye açık. İlk dönemdeki tecrübelerimizin ışığında sistemi daha ileri taşıyacak adımları atmakta tereddüt etmeyeceğiz. Gelişmelere göre elden geçirmeye, nerede eksiğimiz olsun, bunları giderme bizim yapıcı üslubumuz. Emniyet, sağlık, adalet, eğitim, dış politikada ne gibi eksiklikler var, hepsini gözden geçireceğiz. Bunların hiçbirisi hükümet sistemimizle ilgili değil. Bunlar demokratik reform önerilerimiz. Biz toplumun, STK'larla görüşerek bu alanda söz sahibi olan akademisyenlerimizle görüşerek adımları atma fırsatını bulacağız.” (ANKA)