Bir yandan Suriye ve Doğu Akdeniz diğer yandan Ege ve Yunanistan... Ve sonunda Karadeniz...

Dört bir yanımızda olan bitenlere bakarken o meşhur büyük resmi iyi görmek gerekiyor.

IŞİD’in yeniden başlayan saldırıları ve Emniyet’in bu terör örgütüne dair yurt içindeki çeşitli operasyonları dikkat çekici. Son olarak 32 ilden 150’den fazla gözaltı ve yakalama haberi geldi...

Aynı anda sınırlarımızın etrafında olup bitenleri ayrı görmemek lazım.

Yunanistan’ın hem Ege’deki adalar hem de Doğu Akdeniz’de GKRY üzerinden girişimleri ortada... 

Karadeniz ve İHA meselesi en sıcak adres...

Suriye’deki YPG düğümü malum...

Ve şimdi de IŞİD’e dair iç güvenlik uyarıları silsilesi... 

Bundan sonrasına ilişkin kapsamlı bir bütünlük ortaya koyuyor resim. Çevremizdeki odaklar hareketlendi, birileri tetikleme derdinde...

Hükümete yıllarca muhalefet eden/etmeye devam eden ve atılan/atılmayan adımları uzmanlıkları neticesinde haklı olarak eleştirmiş askeri uzmanlar ve emekli büyükelçiler de ısrarla bu kez meselenin ciddi ve farklı olduğu kanaatinde. 

Yeni dönemde dış politika eskisine göre daha “hayati” olacak gibi ve bu hep kullanışlı bulunan “iç siyaset” için malzeme olamayacak kadar kritik görünüyor.

O yüzden iç siyaset ile süreç kulislerine bugünlük ara olsun satırlarda...

İHA’ların derdi

Bir idi, iki oldu, sonra üçüncüsü ortaya çıktı.

Ülke topraklarımızda imha ettiğimiz ya da düştükten sonra haberdar olduğumuz dron ve/veya İHA’lardan söz ediyorum. 

İlkine ilişkin askeri kaynaklardan gelen bilgiyi aktarmış ve F-16’nın kontrollü takibinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde gerçekleştiğinin altını çizmiştim. Yenileri ise tartışmaları şimdilik epey artırmış görünüyor. Karadeniz dolaylarında ısınan hareketlilik ve ABD-Rusya-Ukrayna üçgeninde yaşananlar farklı ihtimallerin milli güvenlik meselesi olarak önümüze gelebileceğini gösteriyor. 

Askeri uzmanlar da gerilimin bu kez ciddi olduğuna ve siyaset ötesi yaklaşımın gerekliliğine işaret ediyor. 

Güvenlik kaynaklarına göre; takip ve alarm halinin seviyesinde artışa gidilmiş durumda. Hava kuvvetlerimiz planlı eğitim uçuşları adı altında Karadeniz üzerinde sık uçmaya başladı. Uluslararası hava sahasında bu durum elbette bir mesaj...

Diğer yandan ekonomi görevi eleştirilerle hatırlansa da enerji alanındaki girişimleriyle bildiğimiz Berat Albayrak döneminde temelleri atılan Karadeniz sondajlarının da yeni dönemde artırma yoluna gideceğimizi anlıyoruz. Enerji Bakanlığı kaynakları, altıncı sondaj gemisinin de Karadeniz’de görev yapacağının ve hazırlıkların tamamlandığının altını çiziyor. Bu ısınan sularda geri adım atılmadığının bir işareti olarak sunulacak belli ki...

Bunlar milli güvenlik meselemize ilişkin resmi kanallardan gelen bilgiler...

Gelelim ihtimallere... Çok sayıda askeri uzman bazı ülkelerin “Ne kadar ileri gidebiliriz” ölçümü yapabileceğini, son düşen/düşürülen İHA’ların istihbari veri toplama konusunda kullanılabileceğini söylüyor. Yakından takipte fayda var. 

Öte yandan Almanya’da da gündem İHA’lar... Bu hareketlilik sadece bizim sınırlarımızda yaşanmıyor.

Ekim ayında Münih havalimanında iki gün üst üste görülen İHA haberlerini hatırlarsınız... Bu şüphe nedeniyle uçuşlar iptal edilmiş, diğer havalimanları, askeri tesisler, demiryolları ile enerji başta olmak üzere kritik altyapılar üzerinde de çok sayıda İHA görülmesi tartışmaları artırmıştı. Bunun üzerine geçtiğimiz hafta Almanya İçişleri Bakanlığı, artan casusluk ve sabotaj tehdidiyle daha iyi mücadele amacıyla İHA savunması için eyalet ve federal yetenekleri bir araya getiren ilk ortak savunma merkezini açmıştı. Orada da potansiyel şüphe olarak Rusya işaret edilmişti...

KÖŞENİN GÖZÜ

Hazırlık aşamasına dair de bir hatırlatma yapalım...

Diyeceksiniz ki mesele bu kadar ciddiyse biz başka neler yapıyoruz?

Hisar Test Merkezi füze testlerini artırdı, Sinop Test Merkezi’nden gelen bilgiler de öyle. Somut olarak bir şeylerin hızlandırıldığını anlıyoruz.

ASELSAN, Polonya ile 410 milyon dolarlık elektronik harp sistemi ihracat sözleşmesi imzaladı. Dahasının da yolda olduğu söyleniyor. 

Yani alış, satış, yerli üretimleri deneme, test etme...

Hepsinde bir takvim yılında görülemeyecek sıklıkta hareketlilik var ve ilerleyen günlerde çok daha fazlası görülebilir.

KÖŞENİN SÖZÜ

“Hayatta en büyük lüks yarına dair cümleler kurmaktır, o cümleler yarına ulaştığında ise tek gerçeğin dündür.”

- Gün Batmadan.