Korkusuz
Mustafa Kanarya

Bugünü değil geleceği kurtarın

Türkiye Futbol Federasyonu yönetimi ile Kulüpler Birliği Vakfı arasında önceki gün önemli bir toplantı gerçekleştirildi. Ana gündem maddesi, yeni sezondaki yabancı kuralının ne olacağıydı. Herkes fikrini beyan etti, her zamanki gibi ortak bir karara varılamadı. Taslaklar üzerinde çalışmalar devam edecek.

TFF, cumhuriyetle yaşıt. Kuruluş tarihi 1923. Türkiye’de profesyonel ligler 1959’dan beri oynanıyor. ilk kez 1951’de yabancı oyuncuyla ilgili karar alındı ve 1966’ya kadar 1 yabancıya izin varda. 1966 ile 1989 arasında 2 yabancı oyuncu oynatılabildi. Bu rakam 1989’da 3’e, 1996’da 4’e 1999’da 5’e yükseldi. 2000’li yıllarda neredeyse her sezon kural değişti. Hatta aynı sezonda iki farklı sınırlama bile getirildiği oldu. Mevcut kurala göre kulüpler 14 yabancı alabiliyor ama ilk 11’de en az 3 Türk oyuncu forma giymek zorunda.

Bugünlerde futbolu yönetenler, serbest mi olsun, sınırlama mı gelsin, kaç+kaç olsun, hangi ülkenin modeli takip edilsin diye tartışıyor.

Şunu da belirtelim; Türk futbolunun, futbolcusunun gelişmesi için yapılmıyor bu tartışmalar. Her kulüp, mevcut kadro yapısına hangi sistem daha uygun olacaksa onu savunuyor. Yani günü kurtarma çabası.

Malum, haziranda seçim var. Mehmet Büyükekşi’nin göreve devam etmek istediğini herkes biliyor. Karşısına aday çıkacak mı, önümüzdeki günlerde belli olur. Peki, Büyükekşi, koltuğu korumak için kulüplere istediğini verecek mi veya nasıl bir orta yol bulacak? Yani dönüm dolaşıp yine koltuk sevdasına geliyoruz.

Bir ülkede bir sistem olur. Bu sistem üzerine her kulüp hazırlığını yapar ve buna uygun hareket eder. Her sene yabancı kuralını değiştirerek futbolumuzu günübirlik başarıların bir adım ötesine götüremezsiniz. Kulüpler zaten batık. Bırakın günü kurtarmayı da geleceği kurtarmak için adım atın.