Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Bu üslup ve sonuçlar AKP ve MHP’yi bozar arkadaş...

İlkokul beşinci sınıfta tahrir (Kompozisyon) dersimizde öğretmenimiz Fatma Dülgerbaki Hanımefendi bir özlü söz vermiş ve üzerine düşüncelerimizi yazmamızı istemişti.

Söz şöyleydi:

“Birisini tanımak istiyorsanız ona başkasını sorun”...



Sevgilim dinlerken kulağıma ilişti sesi ve söyledikleri...

Bergüzar Korel’in ablasıymış...

Dinledikçe midem bulandı...



Sevgilim de üzülmüştü dinlediklerinden çünkü Bergüzar’ı çok seviyordu.

Ben ise gençlik yıllarımdan tanışıyordum baba Tanju Korel’le...

Mükemmel bir insandı Tanju...

Saygıdeğer bir karakterdi...

Kaliteli bir entelektüeldi de aynı zamanda...



Eşi ve çocuklarının annesi Hülya Darcan Korel’i son nefesine kadar büyük bir aşk ve sadakatle sevdi...

Ve fakat...

Rahmetli Tanju’nun büyük kızı Zeynep, küçük kızı Bergüzar ve eşi Hülya Darcan Korel hakkında öylesine iğrenç, öylesine tehdit ve şantaj kokan şeyler söylüyordu ki...

Tanju yaşasaydı asla affedemezdi...



Zeynep Hanım’ı dinlerken aklıma geldi ilkokul öğretmeninim tahrir dersinde yorum yapmamızı istediği o özlü cümle...

“Birisini tanımak istiyorsanız ona başkasını sorun”...



Zeynep Korel başkasını da değil, kız kardeşini anlatırken öylesine kin ve nefret kustu ki...

Onları söyleyen birisinin iyi olabilmesi mümkün değil...



Araştırmalar CHP, İYİ Parti ve hatta Gelecek Partisi ile DEVA’nın oylarının giderek tırmandığını, AKP ve MHP oylarının ise eridiğini gösteriyor...

Sebeplerden en önemlisi, Erdoğan ve Bahçeli’nin muhalefete karşı kullandığı sert, kırıcı, nobran üslup...

KAŞINIYORLAR MI NE?..


İstanbul’da yaşayan eski arkadaşı ısrarla kendisine gelmesi, yazılarını çok sakin bir semtte olan evinde yazması için sürekli ısrar ediyordu.

Taşralı yazar arkadaşının ısrarını kıramadı İstanbul’a gitti.

Arkadaşı sabah işe gidiyor o da onun çalışma odasına geçip zengin kütüphanesinden yararlanıyordu.

Fakat arkadaşının berbat küfürler eden bir papağanı vardı...

Kapıyı kapasa bile kendisine ettiği küfürler yüzünden bir türlü çalışamıyordu.

Dayanamadı.

Arkadaşına, papağanını şikayet etti...



Ertesi sabah arkadaşı evden çıkmadan önce papağanın kafesini büyükçe bir çarşafla örttü...

Taşralı yazar birkaç gün rahatça çalıştı...

Sonra sesi soluğu çıkmayan papağanı merak etti...

“Sakın ölmüş olmasın?” diye düşündü...

Kafesin yanına gitti...

Çarşafı usulca kaldırdı...

Papağanla göz göze geldi...

Papağan bu defa küfretmedi şöyle dedi:

“Kaşınıyorsun ama...”



Muhalefet darbe lafı etmiyor...

İma bile yok...

Ama...

AKP, bir numaradan son numaraya kadar kaç gündür kendilerini eleştiren herkesi darbecilikle suçluyor...

Ben de AKP sözcülerini dinlerken bu fıkrayı hatırlayıp gülümsüyorum...

DEVLET Mİ, MÜLKİYET Mİ?


Devlet yönetenlerin merhameti de olmaz nefreti de olmaz...

Devleti yönetenlerin adaleti olur...



Bir Devlet İnsanı, dünyanın en güçlü ya da en zayıf ülkesiyle, merhamet veya nefret duygularıyla ilişki kurmaz ...

AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’u dinlerken damarlarımda kanımın donduğunu hissettim.

ABD’ye yapılan sağlık yardımlarının, PKK-PYD’ye gönderildiği hatırlatıldığında:

“Biz merhameti yüce bir milletiz” diye cevap verdi...



Devlet ve merhamet...

Devlet ve nefret eğer bir araya getirilmişse...

O Devlet, kurum olmaktan çıkmış, bir kişinin özel mülkiyeti haline gelmiştir...

ÖFKE


“İyi bir adamsın çabuk öfkelenmiyorsun...”

Bunu, Yedi Yaşam filminde Will Smith, Woody Harelson’a söylüyordu.



Mefhumu muhalifinden okuyun cümleyi...

“Kötü adamsın çabuk öfkeleniyorsun...”

YOK ARTIK...


Dışişleri Bakanlığı, koronavirüsten Çin’i sorumlu tutan Trump’a gönderdiği raporda, virüsün CHP Genel Merkezi’nde üretildiğini iddia etmiş...



Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcılığına, kamuoyunda “Yeliz” adıyla tanınan AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Bey getirilecekmiş...



Bundan böyle her konuda yasakları İçişleri Bakanı, izinleri ve özgürlükleri ise Cumhurbaşkanı açıklayacakmış...



Ve... Bütün bunlar...

Eğlenmek için uydurduğum sulu şakalarmış...