Korkusuz

Bu iş bitti

Bu iş bitti
Önceki gün öğle saatlerinde, YouTube kanalımda kaydettiğim videoda, “Şuşa’nın düşmesiyle bu iş bittiğini” söylemiştim.

Karabağ ve çevresini iyi bilen ve savaş sırasında oralarda dolaşan biri olarak; Şuşa’nın stratejik konumunu ve Şuşa’yı alanın, Karabağ’ın başkenti Hankendi’yi çok kolay alabileceğini biliyordum.

Ayrıca Ermeni ordusunun, Türkiye ve biraz da İsrail destekli Azerbaycan ordusuna karşı hiçbir şansı yoktu.

Psikolojik üstünlük Azeri ordusunda ve tarih tekerrür edecekti.

1992’de; Azerilerin, Karabağ ve çevresindeki köy ve kasabaları bırakıp kaçtığı gibi şimdi Ermeniler bırakıp kaçtı.

Çünkü Batı, konuya ilgisiz ve Rusya onların arkasında değildi.

Çünkü Rusya; Türkiye ile birlikte hareket ediyordu.

Çatışmaların başladığı 25 Eylül’den bu yana Erdoğan’la üç kez telefonla görüşen Putin, “Ortadoğu’dan Karabağ’a taşınan paralı askerler konusunda rahatsızlığını” dile getirse de Ermenilere “Çatışmalar, işgal altındaki Karabağ ve çevresinde yaşanıyor; dolaysıyla sizi savunamam” diyordu.

Putin bölgeye taşındığını söylediği Suriyeli paralı askerlerden rahatsız oluyor çünkü Karabağ bölgesi Rusya’ya sınır.

Çeçenistan ise bu sınıra çok yakın.

Suriye’de Nusra ve benzeri örgütlerin içinde binlerce Çeçen ve Uygur Türkü militan var. 

Şimdi Ermenistan yenilgiyi kabul ettiğine göre Suriye konusunda olduğu gibi Karabağ konusunda da Astana ve Soçi benzeri bir süreç başlayacak.

Rus ve Türk gözlemciler ateşkesi denetleyecek.

AGİK’e bağlı Minsk Grubu’nun 28 yıldır çözemediği Karabağ sorunu, Erdoğan-Putin diyaloğu ile çözüldü.

Bu diyalog olmasaydı Ankara ve Bakü, Rusya’ya rağmen bu kadar kısa bir zamanda bu konuda bu kadar yolu alamazdı.

Tam da ABD’de seçim kargaşasının yaşandığı dönemde.

Tam da ABD ve Almanya’nın Libya sorununu çözüm yoluna koyduğu sırada.

Tam da Putin ve Erdoğan’ın İdlib çevresinde Türk askeri gözlem noktalarının çekilmesi konusunda anlaştığı bir dönemde.

Özetle anlaşma olmasaydı yani Putin ‘yeşil ışık’ yakmasaydı, Karabağ’da zafer bu kadar kolay ve hızlı kazanılamazdı.

Tıpkı Ağustos 2016’da Cerablus, Ocak 2018’de Afrin ve Ekim 2019’da Fırat’ın doğusunda olduğu gibi.

Rusya ve Türkiye birçok yerde birçok şeyi paylaşmak konusunda anlaşmış olabilirler!

Doğal gaz, nükleer reaktör, S-400, ticaret, inşaat şirketleri ve turizm.

Rusya, Türkiye üzerinden NATO ve Batı ittifakını sarsmayı hesaplıyor olabilir.

Beklenildiği gibi Biden, Erdoğan’a yüklenirse; Putin’in işi daha kolaylaşır.

Yok eğer Biden, Türkiye’nin önemini gözeterek Erdoğan’la ilgili söylediği her şeyi unutur ve Ankara ile yeniden dost olmaya çalışırsa; bu kez Putin zorlanır.

Her ikisinin ekonomik ve mali sıkıntıları olan ile Putin ve Erdoğan’ın çekişme ve kavgası iki ülke için yıkım olur.

Her iki ülkenin buluşma noktaları kadar çatışma ve kavga alanları var.

Suriye, Libya, genel olarak Ortadoğu, Kafkaslar ve yıllar sonra da Rusya’nın arka bahçesi Orta Asya’da.

Uzlaşma ve ortak anlayış olmazsa, sürekli gerginlik kaçınılmaz olur.

Her iki ülke buna dayanamaz.

Önemli olan bu gerçeğin farkında ve bilincinde olmak.

Bu kavga içerdekilere benzemez.

Dışarıda düşmanı bol birden çok cephe var ve onları RTÜK ya da mahkemelerle susturmak olası değil.

Yandaş medyanın mehter takımı işe yaramaz.

Her şeyin suçlusu CHP demekle bu iş olmaz.

Bu biraz da her şeyin sorumlusu ABD demeye benzer.

ABD ile iş birliği yapan ihanet içindeki bölgenin iktidarlarına ne demeli?

Ama biz yine de Trump’ın Beyaz Saray’dan ayrılacağı 20 Ocak’ı bekleyelim.

Adam seçim yenilgisinin intikamını İran’a, Suriye’ye ya da Libya’ya saldırmakla almaya çalışabilir.

Ya da gidip Fırat’ın doğusunu işgal eder ve PYD/YPG/PKK Kürt devletini ilan edebilir.

Ya da toptan kafayı üşütebilir.