Boğaziçi Üniversitesi’nin gerçek rektörü Mr. McGurk mu?..
Belki de en fazla bekleyenlerin başında Türkiye var...
ABD gibi kurumsal karar alma süreçlerinin yerleşik olduğu, denge-kontrol mekanizmasının sert şekilde uygulandığı ülkelerde başkan değişimlerinin ABD’nin uzun vadeli politikalarında değişiklik yaratmadığı ortadayken Biden’ın gelmesi dış politikanın ana rotasında değişlik yaratmayacak.
Dikkatlice bakın... Her başkan bir sonraki başkanın –Trump’ın deliliklerine rağmen-dış politikada atacağı adımların alt yapısını hazırlıyor. Trump yönetiminin görevi bırakmasına haftalar, günler kala bakanları ülke ülke gezip anlaşmalar imzaladılar. Mesela, ABD’li Anayurt Güvenliği Bakanı geçen hafta GKRY ile sınır güvenliği için anlaşma imzaladılar. Biden’ın Trump döneminde Rumlara yönelik kaldırdığı silah ambargosunu, imzaladığı istihbarat ve güvenlik anlaşmalarını iptal edeceği beklenebilir mi?..
Biden’ın, Trump’ın uygulamaya soktuğu S-400 yaptırımlarını tek bir talimatla kaldırması da mümkün değil. Yaptırımların kaldırılması yasaya göre şartlara ve belli bir denetim süreci raporuna bağlı.
Hal böyle olunca ABD’nin Suriye’nin kuzey doğusunda PKK/YPG’ye desteğini keseceğini beklemek de hayal.
Bunun böyle olacağının son somut kanıtı Biden’ın Beyaz Saray’daki Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Ortadoğu ve Afrika’dan sorumlu direktör olarak McGurk’u seçmesi. Kim bu adam? Azılı bir PKK/YPG savunucusu. ABD’nin Suriye politikalarının hayata geçirilmesinde PKK/YPG’yi ana aktör kabul eden birisi. Bush, Obama, Trump dönemlerinde yönetimde etkin görev almış bir diplomat. Obama’nın IŞİD’le mücadele koordinatörü. 2016’da Suriye kuzeyinde PYD/YPG elebaşından plaket alan şahsiyet. Trump, Barış Pınarı Harekatı’na göz yumdu, “Türkler Kürtleri katledecek” iddiasıyla Trump’a tepki gösterip istifa eden PKK sever!..
★★★
İşte tam bu noktada, özel bir McGurk parantezi açmamız lazım. Savunma, güvenlik, dış politika analisti emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek, “ABD, PYD/YPG dışındaki diğer grupları da bu yapıya entegre etmek için son dönemde önemli mesafe aldı. Resmen ilan edecekleri özerk yönetimin anayasası olacak bir metin oluşturmanın, yönetimin paylaşılmasında son aşamaya geldiler” diyor. Cahit Armağan Dilek, gözlerden kaçmaması gerekenleri şöyle özetliyor;
-Yolda sonuca ulaşmak ve özellikle de Türkiye’yi razı edecek bir çözüm bulmak adına 2020’nin son aylarında Suriye kuzeyinde PKK ile YPG arasında anlaşmazlıklar hatta yer yer silahlı karşı karşıya gelmeler yaşandı. Göstermelik senaryo çatışmalar olma olasılığı yüksek. Maksat, PKK ile YPG birbirinden ayrılıyor algısı oluşturmak. Suriyeli olmayan PKK’lıların Suriye’den ayrılması süreci yaşandı. Kaç kişi ayrıldı bilinmez ama isimleri medyaya yansımış PKK’lıların temsili sayıda da olabilir ama Irak tarafına geçtikleri biliniyor. Yani oluşturulmak istenen algı şu: Suriye kuzeyindeki topraklarını savunmak isteyenler var teröristler yok. Irak kuzeyinde peşmerge nasıl kendi topraklarını korudu Suriye kuzeyindekiler de aynı pozisyonda.
-Ayrıca Irak kuzeyinde de PKK ile peşmerge arasında çatışmalar da yaşandı. Sincar’da da PKK’yı bölgeden çıkarmak için Bağdat-Erbil BM gözetiminde anlaşma imzaladı. Sonuç. Kandil’den geldiği öne çıkan YBŞ içindeki birkaç PKK’lı gitti kalanlar üniforma değiştirip sözde Irak ordusuna bağlandılar. Suriye kuzeyinde olup bitenler de bundan farklı değil.
-ABD Savunma Bakanı James Mattis’in 2018 başında “YPG’yi PKK’ya karşı savaştırabilecekleri” yönünde açıklamalar yaptığında Türk yetkililer şaşırmıştı ama ABD’nin gerçekten böyle bir planının olduğunu görüyoruz artık.
-PKK/YPG’ye yardımın önünü Obama açtı diye şikayet ediyoruz ama Trump döneminde PKK/YPG’nin en büyük askeri ve ekonomik desteği hem de açıktan ve resmen aldığını gördük.
-ABD Trump’ın talimatıyla her ne kadar Afganistan, Irak ve Suriye’den asker çekmiş olsa da son dönemde Suriye doğusuna yine asker ve silah sistemleri getirdi. Bunlardan birisi de orta menzilli füzeler muhtemelen HIMARS’lar. Yeni yıla giriş kutlamalarında bu füzelerden de attılar.
-Bunun yanında 2020’de ABD Suriye’de askeri varlığını nispeten azaltırken siyasi diplomatik varlığını artırdı. Buna Avrupa ve Körfez ülkeleri de eşlik etti.
-Peki bu gelişmeler Biden döneminde nereye varacak? McGurk 2016’da teröristten plaket aldığında ABD aslında PYD/YPG’yi siyasi olarak tanımıştı. İşte McGurk’un yeni görev periyodunda ABD Fırat doğusunda PKK/YPG (SDG) kontrolünde özerk yönetimi ilan etmeye ve artırdığı siyasi-diplomatik varlığın da gereğince bölgede konsolosluk açmaya hazırlanıyor. Bu Biden yönetiminin ilk aylarında ve Suriye anayasa komite toplantılarından olursa şaşırmayalım. Çünkü 2021’in ilk yarısında Fırat doğusunda seçimler de planlanıyor.
-Türkiye S-400 yaptırımlarına klasik standart açıklamayla tepki gösterdi ve adeta üstüne yattı. S-400 bir süre daha ötelenebilir artık zaten yaptırım süreci yürüyor. Ama Suriye kuzeyindeki durum S-400’lerin de önüne geçmiş durumda. Herkes ABD’nin ne çıkarı var bu işten diyor? ABD’nin uzun vadeli küresel ve bölgesel politikaları içinde aslında PKK/YPG konusu onlar için çok lokal bir konu. Ama Türkiye için hayati bir konu. İsrail için de hayati. Ama Suriye’nin bölünmesi veya Irak gibi zayıf merkezi yönetim ve güçlü bölge yönetimlerden oluşan federal bir yönetime kavuşması İsrail’in güvenliği için şart. Fark bu.
-McGurk’un yeni görev alanı Libya’yı da kapsıyor. Libya’da da aynı Suriye’de olduğu gibi Türkiye aleyhine bir askeri-politik durumun yaratılması için çalışacaktır McGurk. Mevcut durum zaten o yönde gelişiyor. Aynı Suriye gibi orada da ABD’nin planlarıyla Türkiye aleyhinde durum yaratıldı. McGurk bunu hızlandıracak.
★★★
“Terör örgütleri”, “teröristler”i Boğaziçi Üniversitesi’nin kampüsüne koymaya çalışmak... Akıllarla alay eden algı oyunları... Bence çok yanlış bir strateji!.. Herkes, kör, sağır, akılsız değil... Burnumuzun dibinde neler olup bittiğinin farkındayız. Mızrak çuvala sığmıyor!..
★★★
Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.
