Korkusuz

Bir Cent

Bir Cent
Dünya Sağlık Örgütü ve birçok ülkenin bilim çevrelerine göre, bu korona işi bir-iki yıl daha devam edecek.

Aynı çevrelere göre aşı en çok iki yıl koruma sağlıyor.

Bu durumda bizim aşı tartışmaları da öylece sürüp gidecek.

Hapı yuttuk!

Maske dağıtımı gibi çok basit bir konuyu bile beceremeyen iktidar, aşı işini hiç beceremez.

Durum ortada.

Aşı geldi gelecek ama dedikodusu çoktan başladı.

Peki devlet baba hangi aşıyı ne zaman, kime ve neye göre yapacak?

‘Sınıfsal ya da siyasi’ bir ayrım yapılacak mı?

Örneğin garibanlara ve iktidara muhalif tiplere Çin ya da Rus aşısı ama torpilli olanlara Alman, Amerikan, İngiliz, Fransız aşısı!

Yakında İran ve Hindistan aşıları da piyasada olacak.

Tam bir curcuna.

Her konuda olduğu gibi.

Toplumun yüzde 70’i, bu konuda iktidara güvenmiyor.

Böyle giderse insanlar aşı bile yaptırmaz.

Bir yıldır çok büyük sıkıntı içinde olan insanların dayanacak gücü kalmadı.

Ekonomik sıkıntılarla birlikte insanlar çok ciddi sosyal ve psikolojik bunalımlar yaşıyor.

65 üstü ve 18 yaş altı uygulaması dünyanın hiçbir ülkesinde yok.

Yahu bu insanları niye evlerde tutuyorsunuz?

Her yer tıklım tıklım ama bu insanlara, Siz kendi sağlığınızı düşünemediğiniz için biz sizin adınıza düşünüp evde oturmanızı emrediyoruz diyorlar.

İktidar her konuda ve her şeyi yasaklarla yürüttüğü için yakında bu yasaklardan söz eden haberlere de yayın yasağı getirir.

Yazık hem de çok yazık.

İnsani duygusunu yitirmiş olan iktidar insanları zorla yönetebileceğini hesaplıyor.

İktidar, ‘insanları ne kadar hırpalar yorarsak onları yönetmemiz çok daha kolay olur’ modunda.

İktidara göre, “İnsanlar hop oturur hop kalkar ama sonunda kıç üstü oturur ve sesini çıkarmaz”.

Memleketin içinde bulunduğu durum her şeyi açıklıyor.

İktidarın konuşabildiği tek dil gerginlik, kavga ve nefret.

Kinlenmek işin bonosu.

Yandaş gazete ve televizyonlara bir gün bakmanız yeter.

Tabi dayanabilirseniz!

Her şey sinir bozmaya kurgulanmış.

Örneğin, şu asgari ücret hikayesi.

2 bin 825 lira ve 90 KURUŞ!

İnsanlara 10 kuruşu bile fazla görmüşler.

Bildik “Beşibirlik” müteahhide milyarlarca DOLAR ihalesiz iş, geri ödenmeyen krediler ve vergi afları ama vatandaşa gelince bir CENT hesabı!

Vatandaşına bir centi bile fazla gören bir iktidardan şu aşı işini doğru dürüst yapmasını beklemek abesle iştigal olur.

Korona verilerini nasıl açıkladıklarını hep birlikte gördük.

İktidar her konuda ve her zaman kargaşa yaratma peşinde.

Son örnek Diyanet’in (DİB) Başkanı Ali Erbaş’ın söyledikleri:

Hiçbir meslek ya da hedef; aile olmaktan, anne olmaktan daha önemli kabul edilemez.

Ne demek?

“Kızlar işini gücünü bıraksın; önce anne olmaya ve aile kurmaya baksın, sonra da kendilerine başka hedef koysunlar”!

Ya da “Adet gören kızları hemen evlendirelim”!

Yani onlara “Kızlar; okumak, bilgilenmek, kendinize, ülkenize ve dünyaya yararlı olmak tali konulardır” diyelim!

“Hem anne hem de cumhurbaşkanı, başbakan, siyasetçi, bilim insanı ya da saygın ve üretken olmak sizin neyinize!”

Sevgili Peygamberimiz, “İlim Çin’de olsa bile gidin alın” derken kadın-erkek ayrımı yapmamıştı.

Peygamberimiz, ‘çoğul’ sözcüğünü kullanmış ve ‘Ey erkekler’ dememiştir.

Bu yaklaşım DİB’in ilk vukuatı değil.

İktidardan güç alan ya da artık kendisi iktidar olan DİB başkalarını da cesaretlendiriyor.

Giderek güç kazanan tarikatlı-tarikatsız şeyhler.

Her konuda toplumu geriye götürmeye çalışıyorlar.

Zaman zaman etkili ve başarılı oldukları ortada.

İktidar sayesinde artık bu ülkede tüm değerler ve kavramlar yozlaştırılıyor.

İktidar insanların aklıyla dalga geçiyor.

AKP, iktidarda kalmak için her şeyi göze almış durumda.

AKP, hiçbir şeyden ders almıyor.

İstanbul yenilgisinden de!

Yağmur duasından da!