Korkusuz

“Bay Kemal” yol mu veriyor?..

“Bay Kemal” yol mu veriyor?..
Hiç sağa sola bükmeden, lafı da gevelemeden doğrudan konuya gireyim;

İYİ Parti Genel Merkezi’nin üst düzey kadroları, bazı CHP sözcülerinin Millet İttifakı’nda tartışma yaratan çıkışlarının CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilinde yapıldığına inanıyor... CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun, “Kılıçdaroğlu aday çıkarılmazsa masa dağılır” sözleri de İYİ Parti’deki kuşkuları iyice pekiştirmiş. Anlayacağınız, İYİ Parti’nin kurmay kadroları “Kemal Kılıçdaroğlu yol vermese, bu açıklamaları CHP sözcüleri kesinlikle yapamaz” diyor...

Gerçekten öyle midir?..

CHP Medya ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanlığı her hafta ‘Bilgilendirme Raporu’ yayınlar. Bu raporda güncel konular ile ilgili kapsamlı değerlendirmeler ve CHP’nin görüşleri yer alır. Raporun hazırlanması ve yayınlanmasındaki temel amaç- sanırım-  kamuoyunun bilgilendirmesinin yanı sıra parti içinde ortak dili ve bütünlüğü sağlamaya yönelik. Sayfalar dolusu raporu kaç CHP’li yönetici okuyor bilemem ama hemen girişte yer alan “Konuşulmaması gerekenler-dikkat edilmesi gereken konular” başlığı altında maddeler yer alır. Millet İttifakı’nda kriz yaratan gelişmeler sonrasında bu hafta yayınlanan rapora baktım, maddeler güncellenmemiş. Merakınızı gidermek için yer vereyim;

-Kutlama mesajlarının dışında dini konulara girilmemeli. Röportaj ve televizyon programlarında konu ile ilgili gelen ısrarlı sorulara, laiklik vurgusu ile dini konuların siyasilerin değil konu ile ilgili çalışan ilahiyat kökenli akademisyenler ile din alimlerinin vermesi gerektiğine vurgu yapılmalı. Siyasilerin din konuşmasının dini siyasete alet etmek olduğu vurgusu yapılabilir. Camiye, kışlaya ve okullara siyaset sokulmamalı.

-Ak Parti’nin kendi içerisinde yaşadığı tartışmalara girilmemeli, konu ile ilgili sorular cevaplanmamalıdır. Bu konudaki en önemli yaklaşım “Biz de izlemekteyiz, demokrasimiz açısından gözlemekteyiz” yanıtıdır.

-Türk Ordusu ve Genel Kurmay Başkanlığı ile ilgili eleştirel söylemlerde bulunulmamalı. AKP’nin millet (Milliyetçilik) ve ümmet (Din) siyaseti üzerinden rant elde etmeye çalıştığı, bu ideal doğrultusunda duyguları sömürerek oyunu arttırma çabasında olduğu unutulmamalıdır. Doğruda olsa söylenecek tek bir cümle dahi rakibin eline çok önemli bir fırsat verebilir.

-Türkiye’nin etnik ve mezhepsel, cinsiyet ve sınıfsal yapılanmalarına yönelik daima birleştirici bir söylemde bulunulmalı. Söylemlerimiz Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı ortak paydasından hareket etmeli. Kurtuluş savaşındaki birliktelik ruhundan dem vurulmalı, hak arayışlarımızı ve adalet söylemlerimizi belirli zümreler ve olaylar için değil kavramlar ve olgular için kullanmaya dikkat edilmeli.

★★★

-Parti’nin iç organlarında konuşulması gereken hususlar medya önünde konuşulmamalı.Ülkenin menfaati için ilkemiz daima ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ olmalıdır. Parti içi sorunların çözüm noktası medya ve kamuoyu değil parti içi organlardır. Parti sorunlarını kamuoyunda konuşmak ‘Bunlar daha kendi sorunlarını çözemezken ülkeyi nasıl yönetecekler’ algısı oluşturup, CHP’ye ve ülkenin geleceğine zarar vermektedir.

-Söylem oluştururken unutulmaması gereken yegane husus; doğru, güncel ve ilkeleri kapsar olmasıdır. Aynı zamanda unutulmaması gereken bir diğer önemli hususta; söylemleriniz tamamen doğru olabilir fakat onun yeri, zamanı ve kime söylendiğidir. Püf noktası, kimin, ne zaman ve nerede söylediğidir. Zira; Doğru, doğru yerde ve doğru zamanda doğrudur.

-Sosyal medya hesaplarından yapılacak paylaşımlarda bireysel görüşler yerine parti politikasına uygun söylemler tercih edilmeli. Zamanlamanın önemi paylaşımın hedef kitlesi ve paylaşım yapılan mecraya göre belirlenmeli.

-Diğer önemli bir husus, bir şeyi sizin kaç kere söylediğiniz değil karşıdakinin duyup duymadığıdır. Doğruları defalarca söylemekten çekinmeyin. Sizin tekrar dediğiniz karşınızdakinin ilk kez duyduğu olabilir. Tekrarın gücüne inanın.

-Eleştirel söylemlerimizi, projelerimizle desteklemeliyiz. Yanlışı gösterip, doğruyu anlatmalı, bunun adresinin de CHP iktidarı olduğu vurgusunu yapmalıyız.

-Her açıklamaya, herkese ve her soruya cevap verilmemeli. Düşük seviyeli söylemlerle ilgili sorulara muhatap almayarak cevap verilmeli. Muhatap almamak çoğu zaman en güzel cevaptır. Muhatap almadığımız ya da o seviyeye inmeyeceğimiz dile getirilmeli. Zira o tarz söylemlerde bulunan insanların amaçları bizleri o polemiğe sokmaktır, amaçlarına ulaştırmamak için verilecek tek cevap ‘muhatap almıyoruz’ olmalıdır.

★★★

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Elazığ da meslektaşlarımızın, “Akşener’in ve diğer partililerin açıklamalarına bir yorumunuz var mı?” sorusunu şöyle cevaplandırmış;

“Sayın Akşener’le görüşüyoruz zaten. Zaman zaman tartışmalar olur, bu siyasetin doğasında vardır. O tartışmalarda bizim açımızdan önemli olan genel başkanların söyledikleridir. Genel başkan yardımcıları düşüncelerini ifade edebilir. Önemli olan genel başkanların görüşleridir. Genel Başkan dışındaki parti yetkililerinin açıklamalarını dinleriz, saygı duyarız ama bunu altılı masada kriz olarak düşünmeyiz. Hiçbir lider de düşünmüyor benim gördüğüm.”

Kısacası; Kılıçdaroğlu “tartışma siyasetin doğası” dır diyor

Eyvallah o zaman da!.. Şimdi burada büyük bir çelişki sırıtmıyor mu?..

Bağlayıcı olan Genel Başkan’ın söyledikleri ise ve diğerlerinin söylediklerine saygı duyuluyorsa o zaman yukarıda alıntı yaptığım o uyarılara ve yasaklamalara ne gerek var?.. Neden her hafta aynı şeyleri tekrarlamaya ihtiyaç duyuluyor?..

“Parti içi sorunların çözüm noktası medya ve kamuoyu değil parti içi organlar” ise Millet İttifakı’nda ki sorunların konuşulması ve çözülmesi gereken yer neresi?..

Kemal Kılıçdaroğlu o uyarılarda ısrarlı ise ve 6’lı masada kriz yaratan konuları oraya koydurmuyorsa o zaman İYİ Parti ve kamuoyunun bir kesiminde “Kendi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yol veriyor” kuşkuları haksız mı sayılır?..

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.