“Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini/ Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini” demişti...
★
Mustafa Kemal Paşa, 13 Ocak 1921 günü Meclis’e hitaben yaptığı konuşmanın bir yerinde Namık Kemal’in az önce okuduğunuz dizelerini hatırlattı...
Ve şöyle devam etti:
“İşte ben bu kürsüden bu yüce Meclis’in Reisi sıfatıyla, yüksek heyetinizi teşkil eden bütün
üyelerin her biri namına ve bütün millet namına diyorum ki: Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini/ Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini...”.
★
Canlarım...
Kötü durumdayız...
Hatta...
Çok kötü durumdayız...
Ama...
Bu, “Bittik battık mahvolduk” demek için gerekçe değil...
Bu ülkede...
Daha iyiyi yapabilecek potansiyel her zaman var...

★
Ancak canlarım...
Öncelikle şunu kabul edelim...
Günümüzde artık Mustafa Kemal gibi liderler yok, olamaz...
★
Karizmatik lider dönemi de çoktan sona erdi...
Kaldı ki...
Son 18 yıldır başımıza ne geldiyse...
Karizmatik lider sevdasından geldi...
★
Günümüzde...
Ve...
Geleceğin dünyasında...
Karizmatik siyasi lider değil...
Organizatör siyasi parti genel başkanlarına ihtiyaç olacak...
ENSENİZİ KARARTMAYIN HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
Şu anda Türkiye’nin:
“Kodu mu oturtan...”.
Nobran...
Eğitimsiz...
Bilgisiz...
Adalet duygusu infisah etmiş...
Deneyimsiz...
Zayıf karakterli...
Paraya karşı zaafı olan...
Ama...
Karizmatik bir siyasi lidere bırakın ihtiyacı olmayı...
Tahammülü bile yok...
★
Ulusumuzun ve ülkemizin ihtiyacı:
Toparlayıcı...
Kodu mu değil...
Güldü mü oturtan...
Müzakerelere:
Sıkılı yumruklarla değil...
Kucaklamaya açılmış kollar ve gülen gözlerle giren...
İletişim yeteneği yüksek...
Uzlaşmacı...
Paylaşımcı
bir siyasi parti
genel başkanına
(Ya da genel başkanlarına) ihtiyacı var...
★
Mevcutlar içinde böyleleri var mı?..
Elbette var...
Ensenizi karartmayın...
“Vatanın
bağrına düşman dayasın hançerini/ Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini...”.
LİDER SULTASI OLMAYAN PARTİ VAR MI?
Siyasi parti liderleri (Genel Başkanları) despot...
Parti içi disiplin adına lider diktası hâkim partilerde...
Mevcut sistemde...
Mevcut genel başkanı değiştirmek adeta mucize...
★
Ahmet Davutoğlu, bu mevcut siyasi partiler yasasını değiştirmek...
Partilerde lider sultasını yıkmak için kanun teklifi veren ilk iktidar partisi genel başkanı ve başbakandı...
★
Peki ne oldu?..
“Pelikan” adı verilen bir medya çetesinin aldığı “saldır” emri sonrası linç edildi...
Ve...
Hem genel başkanlıktan...
Hem de başbakanlıktan istifa etmek zorunda kaldı...
★
Sonra?..
Sonrası yok...
Çünkü...
Sonrasında korku hâkim...
MUKTEDİRLERDEN KORKUYORLAR MI?..
Aktif siyasetçilerin büyük çoğunluğunun Siyasi Partiler Yasası’nın Meclis’te kabul edilmesini istediklerinden eminim...
Ama...
İsteklerinin olması için neler yapılması gerektiğini söylemeye yanaşmıyorlar...
Neden acaba?..
★
Bu bir özgüvensizlik mi?..
Fikirlerinden utanmak mı?..
Yoksa...
Muktedirlerden korkmak mı?..
UMUTLU OLMAMIZ İÇİN SEBEP ÇOK...
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Adnan Bali, harika bir durum tespiti yaptı...
Ve böylece...
Sıkıntılarımızın sebeplerini de sıraladı...
★
Canlarım...
Doğru teşhis...
Doğru tedavinin ilk adımıdır...
★
Bakın ne dedi Adnan Bey:
“Geçmişte bizi koruyan birçok özelliğimiz vardı. Reytingimizin gerektirdiği risk primlerinden daha düşük risk primimiz vardı. Global krizlerden iskontolu etkileniyorduk. Bütün bunları sağlayan dört şey vardı: disiplin, AB tanımlı borç stokunun GSYH’ye oranının yönetilebilir olması, tek haneli enflasyon ve sağlam bankacılık sistemi. Bu dört unsurda oluşan bazı tahribatları tamir etmeliyiz. Çare budur...”.
★
Doğru mu?..
Kesin doğru...
O halde umutlu olmamız için sebep çok...
Yeter ki...
Bu sorunların bilinen çarelerini getirmeyi kabul edebilecek devlet insanlarını bulalım...
OTOBANA ÇIKIŞ YOK...
Canlarım...
Gerçekçi olayım ve sorayım:
Parti içi demokrasi açısından Kılıçdaroğlu’nun...
Bahçeli ve Erdoğan’dan farkı var mı?..
★
Cevabınızı aldım...
O halde toplum olarak...
Vicdanlı bir medya öncülüğünde...
Lider sultasını yıkacak...
Devleti parti teşkilatlarıyla birlikte yöneten karizmatik ve fakat diktatör siyasi liderlerden kurtaracağız...
(Bence) Bu yolu aşmadan...
Kalkınma ve büyüme otobanına çıkış yok...