Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Atatürk ve İnönü'ye iftira...

Benim:

Temiz ahlâklı, geleceğin güvencesi olan gençlerim...

“Emine Şenlikoğlu” adını belki de hiç duymadınız...

Ben hatırlatayım...



Bu kadın Türkiye’de:

Dinci bölünmenin yaratıcısıdır...





Bu kadın Türkiye’de:

Atatürk ve İnönü merhumlardan nefret edilmesi için:

İsyana kalkışan bir mücrimdir (Kriminal...).



Ve bu kadın...

İki gün önce bir “dinci” kanalda bakın ne dedi:

“Atatürk ve İnönü, MEB’i 100 yıllığına ABD’ye verdi, süre 2023’te doluyor...”.



Evet canlarım...

Aynen bu iğrenç yalanı uydurdu...



Türk Müslüman kadınını...

İslam dininde olmayan “selefi” kurallarla zehirleyen bu kadın:

(Bence) Türkiye’de yaşayan kadınların “en günahkarıdır...”.



Ve bu kadın...

Adeta:

“Tek kişilik dinci terör örgütü” gibi çalışmaya devam ediyor...

BU KADIN TUTUKLANMALIDIR...


Tek kişilik İslami terör örgütü gibi çalışan Emine Şenlikoğlu eğer:

“Atatürk ve İnönü dönemlerinde çok kötü bir eğitim politikası uyguladılar” veya benzeri şeyler söyleseydi...

O cümleye “görüş, düşünce, fikir” gözüyle bakar...

“Demek ki onun baktığı yerden öyle görünüyor” der:

Güler geçerdim...



Ama...

“Atatürk ve İnönü MEB’i 100 yıllığına ABD’ye verdi, süre 2023’te doluyor” yalanına gülüp geçemem...



Bu ülkede kamu görevi yapan hiç kimse de gülüp geçemez...

Çünkü...

Bu kadın...

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan bütün kadınlara...

Avrupa devletlerinde bile verilmemiş hakları veren Büyük Atatürk’e...

Ve o büyük insanın silah ve devlet arkadaşı İnönü’ye:

İftira atıyor...



Bu kadının yalanı:

Bölücü amaçlıdır...

Suçtur...

Bu kadın tutuklanmalıdır...

YUH YANİ...


Bu günahkar...

Bu kriminal...

Bu bölücü kadın...

“Atatürk ve İnönü MEB’i 100 yıllığına ABD’ye verdi, süre 2023’te doluyor” yalanını niçin mi uyduruyor?..

Söyleyeyim...





Bu kadın...

AKP’nin cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini kaybedeceğini görüyor...

Ama...

Erdoğan kaybederse...

Şahsi çıkarlarının kaybolacağını da biliyor...

O nedenle...



“AKP mutlaka şeriat devleti kuracak” yalanlarıyla kandırdığı cahil yığınlara:

Eğitim sistemimizde asıl dönüşümün...

2023 seçimlerinden sonra...

Ve tabii ki...

Seçilirse eğer:

Erdoğan tarafından gerçekleştireceğinin:

Haberini veriyor...



Ve cumhuriyet savcıları...

Bu kriminal tipin isyanına karşı sessizce beklerken...

Aralarından kimileri:

“Erdoğan dondurmayı yalayarak yedi” dediğim iddiasıyla...

Beni hapse atmaya çalışıyor...



Yuh yani...

Yuh, yuh, yuh...

İFTİRA ATMAK SUÇTUR...


Canlarım...

Her türlü inanç ve fikir, özgürce ifade edilebilmelidir...

Ancak...

“Yalan söylemek” özgürlüğü olamaz...



Yalan:

Modern hukukta suç...

Dinlerde ise:

En büyük günahlardan biridir...



Hele o yalan: Bir ülkede iç huzuru sabote ediyor...

Halkı birbirine karşı kışkırtıyorsa:

Kesinlikle yasaktır...

Yalanı söyleyen yargılanır...

Ve:

Mahkum edilir...

HİÇ İSTEMEZDİM...


Dünya kadınlar gününde:

Bir kadının tutuklanmasını:

Hiç istemezdim...

Ama...



Bu kadın...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti yurttaşı kadınlarımızı:

“Köle” yapmak için yola çıktığı...

Ve...

Kadınlarımızı özgürleştiren Atatürk ve İnönü merhumlara iftira attığı için suçludur...

Suçlu olduğu için tutuklanmalıdır...



NE GÜZEL ABİMİZDİN SEN PUTİN ABİ...


Erdoğan, Putin’i telefonla aradı...

Bu telefon görüşmesini yapabilmek için...

Üç gün önceden randevu alındı...



Görüşme sağlandı...

Erdoğan:

“Bazı şehirlere insani yardım koridoru açılmasını” rica etti...

Putin:

“Olmaz” dedi...



O görüşmeden sadece birkaç saat sonra...

Macron aradı bu defa Rus Çarı’nı...

Ve Çar:

Fransa Cumhurbaşkanı’nın ricasını kıramadı...

İnsani yardıma izin verdi...



Ve ne yazık ki canlarım...

Çok daha kötüsünü de yaptı Putin...



Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı’nı “istiskal” etmek istermiş gibi:

“Majesteleri Macron’un kişisel ricası üzerine Ukrayna’daki bazı şehirlere insani yardım yapılmasına izin verildi” açıklamasıyla...

Bu “münasebetsiz” karar:

Tüm dünyaya duyuruldu...


AYAĞA KALKACAKSINIZ...


İstanbul Sözleşmesi var ya...

Yüce Meclis’te:

Oy birliğiyle kabul edildiğinde...

Ayağa kalkıp alkışlayan...

Umutlanan...

Geleceğe:

Güvenle bakabilen...



İstanbul Sözleşmesi...

Tek kişinin emriyle...

Kaldırıldığında:

Acıyla inleyen:

Kadınlarımız...



Enseyi karartmayın...

Her 24 saatte bir olduğu gibi...

Yine bir:

Seher vakti:

Yaşıyorsunuz...



Onlarca 24 saat geçtikten sonra...

İstanbul Sözleşmesi:

Geri gelecek ve... Yeniden:

Kalkacaksınız ayağa...



Tüm kadınlarımızın “Dünya Kadınlar Günü” kutlu olsun...