Korkusuz
Ümit Zileli

Anlayana ibret tablosu!..

Önce dün ile ilgili şu tabloyu paylaşayım sizlerle...

AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, 28 madde ve 2 bölümden oluşan “Çoklu Baro” teklifini TBMM’ye sunduklarını TV ekranlarından açıkladı... Neredeyse tüm TV kanalları bu açıklamayı canlı olarak yayınladı...

Aynı zaman diliminde İstanbul Barosu’nun çağrısıyla binlerce avukat İstanbul Çağlayan Adliyesi’nin önünde toplanmaya başlamıştı... Adliyenin önündeki meydanda toplanan avukatları karşılayanlar da vardı tabii:

-Binlerce polis ve çok sayıda barikat!..

Buna rağmen avukatlar Çağlayan’a akın etmeyi sürdürdüler... Meydanda kameralar, TV araçları da vardı doğal olarak; TELE 1, Halk TV, merkez medyadan Habertürk ve daha bölgesel, yerel TV muhabirleri ile gazetelerin muhabirleri...

Avukatların eylemi sırasında anlı şanlı diğer merkez medya televizyonları, NTV, CNNTürk filan ne yapıyordu peki? Hemen sıralayayım:

-NTV’de, Kim Kardashian’ın milyarderler kulübüne girdiğine dair çok önemli bir gündem maddesi, estetik fotoğraflarla resmi geçit yapıyordu!

-CNNTürk’te, çok öğretici, faydalanılması elzem bir belgesel vardı; hakiki zeytinyağı nasıl olmalı? Muhteremler Gezi eylemleri sırasında da “Penguen belgeseli” yayımlamışlardı!..

-Yine çok özgün bir belgesel A Haber’de seyirciyle buluşmuştu, Muş Ovası’nda koyun kırkma şenlikleri!..

Aynı sıralarda istanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, polis barikatlarını zorlukla aşan avukatlara bir konuşma yapıyor, ‘Biz avukatız, biz biat etmeyiz, eğilmeyiz’ diye haykırıyor” meydanda toplanan avukatlar ise şu sloganla yanıt veriyordu:

-Savunma susmadı, susmayacak!

Bir de Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu için atılan slogan vardı:

-Feyzioğlu istifa!

İzmir’de Adana’da polis müdahalesi!


Avukatlara karşı engelleme önceki gün de İzmir’de sahne almıştı!

AKP’li Cumhurbaşkanı’nın “Çoklu baro teklifini arkadaşlarımız yarın TBMM’ye verecek” açıklaması üzerine yürüyüş yapmak isteyen avukatlar, polisin barikatlarıyla karşılaşmıştı... Bunun üzerine İzmir Barosu’na kayıtlı avukatlar oturma eylemi başlatmıştı...

Adana’da da dün değişik bir şey yoktu, aksine vahim görüntüler vardı... Çoklu baro sistemine karşı eylem yapan avukatlara polis müdahale etti. Biber gazlı müdahale esnasında bazı avukatlar baygınlık geçirdi. Bu müdahalenin ardından avukatlar oturma eylemi başlattı... Kısacası, anayasada vücut bulan gösteri ve yürüyüş özgürlüğüne biber gazı bulaştı!

İstanbul’daki eylem nasıl sona erecek bilemiyorum; ancak, avukatlar 4 Temmuz Cumartesi günü büyük bir miting için hazırlıklara başladı...

-Dünün görüntüleri bu mitinge de izin verilmeyeceğini gösteriyor!

Ancak avukatlar da kararlı; 78 baronun üyeleri de biliyorlar ki; şayet AKP’nin teklifi yasalaşırsa, yargının savunma bölümünün, dolayısıyla milletin üzerine iyice kara bulutlar çökecek! Ne deniyordu 78 baronun ortak çağrısında:

-Barolar yıkıldığında adalete ihtiyaç duyan herkes, sessiz ve kimsesiz kalacak!

Sokak toplayıcılarına dokunan belediye!


Onları yaz-kış her gün bir şekilde görebilirsiniz...

İşe giderken, işten dönerken, bir yerde bir şeyler atıştırırken önünüzden, iki demir parçasına geçirilmiş, boyundan büyük bir çuvalı iki tekerlek üzerinde çekerek yürüyen o gencecik hatta küçük yaşta çocukların, çöplerden kağıt, karton, plastik topladıklarına tanık olursunuz...

-Onlar, kentin sokak toplayıcılarıdır!

Hiçbir güvencesi olmayan, birilerinin elinde adeta köle gibi çalıştırılan, sayısı, nerede yaşadığı bile bilinmeyen yurttaşlarımızdır onlar... Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, duyduğumda “Son zamanlarda duyduğum en güzel haberlerden biri” dediğim müthiş bir projeye imza attı...

-Belediye öncülüğünde GESİKOOP kuruldu!

Açılımı şöyle: Tepebaşı Geri Dönüştürülebilir Atık Toplayıcıları Sosyal İşletme Kooperatifi. Artık sokak toplayıcıları, bu kooperatife üye olarak, belirli bir statüye kavuşacak, toplumun saygı duyduğu, sıfır atık yönetim sistemine entegre olacak. Bitmedi; çok daha iyi şartlarda ve kayıt altında çalışacak! Ayrıca hastalıklara karşı da hiç olmadığı kadar iyi korunacak.

Ne kadar güzel değil mi? Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da bu yeni proje konusunda çok mutlu ve çok umutlu. “Evet, belediye bir ilke imza atarak böyle bir proje geliştirdi. Ancak  bu, Türkiye için de rol model olabilir” diyor...

Yürekten katılıyorum Ahmet Ataç’a, düşünsenize Türkiye genelinde onbinlerce, belkide çok daha fazla çocuk, genç hatta mülteci bu işi yapıyor... Hem onları bu sefaletten hem de çok sayıda insanı kayıtdışı olmaktan kurtarmak kadar ulvi bir şey olabilir mi?.

-Helal olsun Tepebaşı Belediyesi, sen çok yaşa Ahmet Başkan!