Korkusuz

AKP’nin yeni seçim malzemesi

AKP’nin yeni seçim malzemesi
Cumhur İttifakı’nı oluşturan AKP ve MHP iç politika malzemesi üretmek için çareyi bu kez ‘dışarıda’ arıyor. Her iki parti işte bu yüzden KKTC üzerinden gerilim yaratmaya ve seçmenlerini konsolide etmeye çalışıyor. Hedefleri, ‘milliyetçi’ söylem üzerinden AKP ve MHP tabanını Cumhur İttifakı içinde tutmak…

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin KKTC’ye giderek AB’nin tepki göstereceğini düşündükleri mesajları vermelerinin sebebi de zaten bu…

TEPKİ...

Aslında bu hedefe ‘kısmen’ ulaştıkları söylenebilir. Erdoğan’ın Kapalı Maraş’ın açılmasına yönelik sözlerine AB ülkeleri, İngiltere, ABD, Yunanistan ve İsrail’den tepki geldi. Zaten Erdoğan ve Bahçeli’nin istediği de buydu. Çünkü; ‘tüm dünya karşımızda’ demagojisi ancak bu şekilde inandırıcı olabilirdi. Açlık ve yoksullukla boğuşan Türk seçmenin ağzına bir parmak bal böyle çalınabilirdi!



DENKTAŞ’A ÇİLE ÇEKTİRDİLER

AKP ve MHP’nin olası bir seçimde kullanacağı yeni ve etkili malzemelerden birinin KKTC olduğu artık çok net… Oysa ki; AKP ve MHP’nin KKTC diye bir derdi yok. AKP’nin rahmetli Rauf Denktaş’a yaptıklarını bir hatırlayın… Ellerinden gelse, Denktaş’ı Fethullahçı çete ile birlikte Ergenekon operasyonlarında tutuklatacaklardı.

Hatırlayın; bugün sözde milliyetçilik rüzgarı estirerek Türk seçmeni etkilemeye çalışan AKP, Annan Planı’na karşı çıkan Denktaş ve arkadaşlarını neredeyse Türkiye’ye sokmayacaktı!



“TÜRKİYE’YE GELME...’’

Ada’da yapılacak olan referandum öncesi ‘Hayır’ oyu verilmesi için çalışan Denktaş ile Erdoğan arasında yaşanan tartışmalar unutuldu mu!

Hatırlayan; Rauf Denktaş, Türklerin aleyhine olduğunu düşündüğü Annan Planı’nı Türkiye’de de anlatmak istemiş, dönemin Başbakanı Erdoğan, “Ne anlatacaksan Kıbrıs’ta anlat’’ diyerek ülkeye gelmesine bir anlamda izin vermemişti. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tavrı da aynıydı. Gül, AB’nin gözüne girebilmek için Denktaş’a açık tavır almıştı. Bu sinyalleri alan AKP’nin besleme medyası, Denktaş’ı “ırkçı – statükocu” ilan etmişti. MHP işte şimdi bu anlayışla birlikte hareket ediyor. Bizim de geçmişte yapılanları unutmamızı istiyor!

Oysa hepimiz biliyoruz ki; AKP’nin de MHP’nin de KKTC diye bir derdi yoktur. Onlar için KKTC genel seçimde kullanacakları bir malzemeden ibarettir.

Hata üstüne hata...


AKP ve MHP yukarıda da ifade ettiğim üzere, iç politika malzemesi yaratmak adına KKTC üzerinden politika yapıyor. Ancak attıkları her adım KKTC’nin aleyhine oluyor. Dün bu köşede, yanlışlarını “AKP Kıbrıslı Türklere kötülük yapıyor” başlığı altında özetlemiştim. Bugün ise başka bir ‘kötülüğe’ dikkat çekeceğim.



Erdoğan ile Bahçeli’nin KKTC ziyareti, Türkiye’nin muhalefet partilerinin desteğini alamadığı için eksik kalmış, KKTC’nin zayıf görünmesine yol açmıştır. Oysa ki; geçmişten bugüne tüm iktidarlar, KKTC konusunda CHP olmadan hareket etmemiş ve CHP’yi mutlaka bu sürece dahil etmişti. AKP ve MHP bunun koşullarını yaratmaktan uzak bir politika izledi. Bu önemli bir hataydı.

İÇERİDEN DE DESTEK YOK

Bir diğer hata ise KKTC’nin içişlerine karışılması ve KKTC muhalefetinin de desteğinin kaybedilmesiydi. AKP ve MHP’nin ya bilinçli olarak ya da farkına varmadan izlediği bu politika, ‘’hata üstüne hata’’ yapılmasına sebep oldu. Kısacası, Erdoğan ve Bahçeli’nin KKTC çıkarmasının Kıbrıs Türklerine hiçbir faydası olmadı.

Kız Kulesi neden kapalı?


İstanbul’un tarihi sembollerinden biri olan Kız Kulesi, aylardan bu yana kapalı. Pandemi başladığından beri hiç kimse Kız Kulesi’ne çıkamıyor, çay içemiyor, etrafı izleyemiyor. Bunun sebebini aynı bölgedeki  işletme sahiplerine sordum. Bölgeyi iyi bilen bir işletmeci şunları anlattı:

“Kız Kulesi’nin kafe ve restoranını işleten şirket ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ihtilaf yaşıyor. İddiaya  göre, bakanlık mevcut işletmeciyi tahliye etmek için, kendilerine haber bile vermeden, mahalle muhtarlığına ‘Kız Kulesi’ni boşaltın’ tebligatı yolluyor. Ancak işletme sahiplerinin bundan haberi olmuyor. Bir süre sonra ise bakanlık tebligat gereği binayı boşalttırıyor.”



Bölgedeki esnafımız sözlerine şöyle devam ediyor:

“Şu an bina boş ve adeta çürümeye terk edildi. Ne olacağı da belli değil. Çünkü bakanlık herhangi bir açıklama  yapmıyor, yeniden açılması için girişimde  bulunmuyor. Burayı bir süre sonra belki de bir yakınlarına vereceklerdir. Bu yüzden konunun unutulmasını istiyorlardır.”

Kültür Bakanlığı, İstanbul’un simgelerinden olan Kız Kulesi’nin neden boşaltıldığı ve burada ne yapılacağına dair bir açıklama yapmalı ve sis bulutlarını dağıtmalıdır.