Korkusuz

AKP ve MHP’nin çözmek istemediği sorun...

AKP ve MHP’nin çözmek istemediği sorun...
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’deki sığınmacıların durumu hakkında üç ayda üç kez fikir değiştirdi. Önce, “Sığınmacıları göndermeyeceğiz” dedi. Bu sözlerin üzerinden çok geçmeden bu kez “Onurlu bir şekilde evlerine dönecekler” ifadesini kullandı. Şimdi ise yine başa döndü ve “Onları kimse gönderemez” diye konuştu.

AKP’nin esas politikası birinci ve üçüncü cümlede yer alan ifadelerdir... AKP sığınmacıların gitmesini ya da gönderilmesini istemiyor. Çünkü AKP, Türkiye’deki sığınmacılardan “çok amaçlı” olarak faydalanıyor.

TEK TEK BAKALIM...

Bunlardan biri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da ifade ettiği üzere “iş gücü”dür. Soylu, bu durumu, “Suriyelileri gönderirsek iş insanları isyan eder” diyerek özetledi. Zira; yaklaşık 600 bin Suriyeliden, “ucuz iş gücü” olarak faydalanılıyor. Bu birçok işverenin işine geliyor. AKP de bu duruma göz yumuyor.



AKP FAYDACI DAVRANIYOR

Sığınmacıların Türkiye’de ısrarla tutulmasının sebeplerinden biri de AKP’nin mevcut durumu kullanmak istemesidir. AKP iktidarı, sığınmacıları Avrupa’ya karşı bir koz ve siyasi şantaj aracı olarak kullanıyor. Avrupa, “Açarız kapıları, görürsünüz gününüzü” tehditleri karşısında AKP ile diyaloglarını sıkı tutmak zorunda kalıyor.

UZUN VADELİ PLAN

Sığınmacıların AKP tarafından kullanıldığı bir diğer alan ise “yapay seçmen mühendisliği”dir. İktidar, şu ana kadar 200 bin Suriyeliyi Türk vatandaşı yapmış ve oy kullanma hakkı vermiştir. Bu ilk adımdır.

Gürkan Hacır’ın TV 100’deki programında konuşan Akit Gazetesi Yazarı Hacı Yakışıklı, “200 bin kişi, Türkiye’deki seçmenin yüzde 0.2’sidir, abartıyorsunuz” dese de kazın ayağı öyle değil...

1 OY BİLE SONUCU DEĞİŞTİRİR...

Seçimlerle yakından ilgilenenler bilir ki; vatandaşlığa alınan 200 bin kişinin 100 bini AKP lehine oy kullandığı an, birçok ildeki milletvekili sayısı AKP’nin lehine değişir. Zira; partiler bazı illerde bir milletvekili daha çıkarma şansını kimi zaman 80 kimi zaman 90 kimi zaman da 500 oyla kaybeder. 100 bin kişinin değişik illere dağılımı birçok seçim bölgesindeki vekil sayısını AKP lehine değiştirir. İşte bu da bir nevi “yapay oy mühendisliği”dir.

AKP’nin sığınmacıları Suriye’de genel af ilan edilmesine rağmen ülkelerine göndermek istememesinin altında yatan başka bir hesap da yukarıda ifade ettiğimiz planın parçasıdır. AKP ve MHP başta Suriyeli sığınmacılar olmak üzere değişik ülkelerden gelen insanları, demografik değişim programı çerçevesinde kullanmak istemektedir.

GARİP HESAPLAR...

Buna göre, Türk vatandaşlığına geçirilen yabancılar, HDP’nin gelişen oy potansiyelinin karşısında “dengeleyici faktör” olarak kullanılmak istenmektedir. Bu uzun vadeli plan aynı zamanda “kültürel hegemonya” kurma ve laikliği topraklarımızdan tamamen silme özlemini de içermektedir.

Kısaca özetlemeye çalıştığım bu tablodan da göreceğiniz üzere, AKP ve MHP mevcut sorunu çözmez, çözemez ve çözmek istemez.

Mevcut sorunun çözümü, iktidar değişikliğinden ve Suriye ile yeniden dostane ilişkiler kurmaktan geçmektedir.

Ekmek alamıyorsanız, ev alın...


Çok bilinen ama gerçekliği hakkında çeşitli şüphelerin de olduğu bir hikaye vardır...

Fransa Kralı 16. Louis’in taç giyme töreninin yapıldığı sırada Paris’teki ekmek kıtlığı doruğa ulaşmıştır. Tören yapılırken sarayın dışında toplanan halk dertlerini duyurmak istemekte ve çare aramaktadır. Rivayet odur ki; dışarıdan gelen sesler yükselince, Kral Louis’in eşi Marie Antoinette “Ne istiyor bu insanlar?” diye sormuş, yakınlarından biri “Ekmek yokmuş, ekmek istiyorlar” demiştir. Bunun üzerine, Antoinette’nin “Ekmek yoksa pasta yesinler” sözünü dile getirdiği iddia edilir.



Kimi tarihçiler, Antoinette’nin böyle bir söz söylemediği halde bu sözün kendisine mal edildiğini belirtir. Kimi tarihçiler ise bu sözün saraydaki başka bir kişi tarafından dile getirildiğini yazar... Ancak bu söz gerçek olsun ya da olmasın, bir bakış açısını ifade etmek için hep örnek verilir.

2 TL’LİK EKMEK KUYRUKLARI UZARKEN...

AKP iktidarının gündeme getirdiği son ev kredisini duyunca aklıma bu hikaye, gözlerimin önüne ise uzun ekmek kuyrukları geldi. AKP iktidarı, 2 TL’lik Halk Ekmek kuyruklarında bekleyen milyonlarca kişiye güya müjde veriyor ve 120 ay vade ile ev alabileceklerini söylüyor.

Yurttaşlar 2 TL’lik ekmeğe zam gelmesin diye dua ederken, iktidar partisi halkın 1. 5 milyon TL değerindeki ortalama bir ev için ayda 20 bin TL taksit ödeyebileceğini düşünüyor. Halktan o denli kopmuşlar ki; bunu bir de müjde olarak duyuruyor ve saatlerce anlatıyorlar.

Ne dersiniz; “Biz ekmek alamıyoruz, ne evi!” diye tepki gösteren olursa, “Ekmek alamıyorsanız, ev alın” diyen biri çıkar mı içlerinden?

Çıkarsa hiç şaşırmam...