Korkusuz

Ağbal’ın başını Kılıçdaroğlu mu yedi?..

Ağbal’ın başını Kılıçdaroğlu mu yedi?..
“Muhtıra”... “Darbe”... “Böö” dediniz değil mi?..

Ancak, ne yazık ki içinizi açacak bir yazı konusu veya “Ha, tamam şimdi oldu” diyebileceğiniz bir haber bulamıyorum!..

Elimden sadece dikkatlerinizi biraz farklı bir yöne çekmek gelebilir...

Hani bir zamanlar Ankara’da bakılan papatya falları vardı ya!.. AKP  büyük kongresi bitti. Heyecanla  Bakanlar Kurulu’nda yapılacak değişiklikler bekleniyordu. Eş zamanlı olacaktı... Marmaris’e kısa bir tatile giden AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın dönüşü bekleniyordu. Ne oldu? Suyunu çekti pilav mı oldu?.. Saray kaynaklarına sorduğumuzda hep “Eli kulağında, her an açıklanabilir” cevabını alıyoruz... Onca yaşadığımız hayati kriz içinde ne kadar ilginizi çeker bilemiyorum ama biraz kulis aktarayım:

Saray da sıkıntı çok büyük!.. Bakanlıklara adam mı bulunamıyor?.. Yoo!.. Lacileri çekmiş çok sayıda isim telefon elinde “hazır ol”da bekliyor. Durum bildiğiniz  veya tahmin edebileceğiniz gibi değil. Ekonomi yönetimi nasıl şekillenecek, bazı bakanlıklar bölünürse başlarına kimler geçirilecek?.. Yeni Bakanlar Kurulu’nun yapısı sayesinde ABD Başkanı Biden’dan beklenen telefon gelir mi?.. Cevabı bulunması gereken o kadar çok soru var ki!..

Şöyle bir hatırlayın... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu iki de bir Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarının nereye gidip durduğunu soruyordu ya:

“128 milyar doları, yani tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan parayı soruyoruz. 128 milyar dolar çok büyük bir rakam. Erdoğan, bu parayı kriz mücadelesinde kullandık diyor. Peki, kargaşayı önledin, güzel. Dövizi düşürdün o da güzel. Ama esas soru şu: 128 milyar doları kime sattın, kimlere sattın?

– Merkez Bankası yaptığı tüm döviz satışlarını duyurur. 128 milyar dolarla ilgili hiçbir duyuru yok. Erdoğan’a beş soru soruyorum. 1- 128 milyar doların satışı hangi yöntemle yapıldı? 2- Bu satış hangi tarihlerde yapıldı? 3- Hangi kurdan ne kadar döviz satıldı? 4- Bu ticaretin alıcıları kimlerdir? 5- Bu satış işleminin altında kimlerin imzası var?

– Sen ve damadın el ele verdiniz Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarını Londra’daki bir avuç tefeciye teslim ettiniz! Sorumlusu sensin.”

★★★

Saraydaki kaynaklarıma göre, Tayyip Erdoğan, Naci Ağbal’ı Merkez Bankası Başkanlığı görevinden bu sorular yüzünden almış. Kaynağımın ifade ettiğine göre, Ağbal’ın yaptığı bazı kurcalamalar ve soruşturmalar Erdoğan’ın hoşuna gitmemiş, bazı bilgilerin bu yüzden CHP’ye ulaştığı sonucuna vararak -tabi bu arada çok da kızmış- Naci Ağbal’ı görevden almış. Ha, bu arada!.. Naci Ağbal’ı hâlâ Maliye Bakanlığı bekleyen isimler arasında da sayıyorlar...

Saray kulislerinde bir ara eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ismi gündemdeydi ama yine ne olduysa ondan vazgeçildi. Şu anda sıkça İş Bankası eski Genel Müdürü Adnan Bali konuşuluyor. Son ulaştığım bilgilere göre, Bali, kendisine iletilen teklifi ısrarla kabul etmemiş. Bali, ikna olmazsa Ziraat Bankası eski Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın Maliye Bakanlığı’na getirilebileceği, Lütfi  Elvan’ın da Hazine’den sorumlu olarak göreve devam edebileceği söyleniyor. Tarım Bakanlığı için de Amerikan Cargill firmasının Türkiye’deki temsilciliğinde görev yapan çok ünlü bir yetkilinin ismi dolaşıyor. Cumhurbaşkanlığı kabinesinin güvenlik kanadı da pek sıkıntılı!.. Saray koridorlarında, güvenlik alanındaki yetki çekişmeleri yüzünden bazı bakanların birbirine sert girdiği, tartışmaların sinkaflı küfürlere kadar vardığı anlatılıyor.

Anlayacağınız; saray, yeni kabineyi Biden başkanlığındaki ABD yönetiminin hoşuna gidecek 5-6 bakan ile oluşturmaya çabalıyor. Fakat, Beyaz Saray’dan beklenen  telefon sinyallerinin  hala gelmemesi ve içerdeki dengeler yüzünden meydana gelen şiddetli kavgalar işi zora sokuyor... Ankara’daki laci takım elbiseliler ise rahat uyku uyuyamıyor!..

★★★

Değerli meslektaşımız, CHP Eskişehir milletvekili Utku Çakırözer, TBMM Genel Kurulu’nda bir konuşma yaparak, gazetecilere yönelik artan saldırılar ve faillere karşı uygulanan cezasızlık politikasını TBMM gündemine taşıdı.  CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, son 5 yılda 139 gazetecinin saldırıya uğradığını belirterek, “Kolluk güçlerinin failler ve onların arkasındaki güçlerin üzerine etkin bir biçimde gitmemesi bu saldırıların önünü açtı. Saldırılar sonrasında failler hakkında iddianame bile düzenlenmiyor. Türkiye’de bir gazetecinin canına kastetmenin bedeli 2 bin lira, onu da yirmi ayda ödeyecek. Hani caydırıcılık, hani etkin cezalandırma? Meclis basına yönelik saldırıları araştırmalı” dedi.  Çakırözer, RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun gazete ve televizyon kanallarına uyguladığı cezalara da dikkat çekerek, “Bugünlerde sürekli bir darbe söylemi var! Asıl darbe demokrasinin dördüncü kuvveti olan medyanın susturulmak istenmesidir, asıl darbe basın ve ifade özgürlüğünü koruması gereken kamu kurumlarının ve onların başında olan kişilerin iktidarın sopalığına, iktidarın borazanlığına soyunmasıdır” diye konuştu.

Ülkede gazeteciye saldırmanın hiçbir müeyyidesinin olmadığını ve cezasızlık politikasının yeni saldırıların önünü araladığını söyleyen Çakırözer, gazetecilere yönelik saldırıların önüne geçilmesi için Meclis’te bir Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi. Çakırözer, “Önergemizi verdik, bu konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin araştırmasını istiyoruz. Bir araştırma komisyonu kurulsun. Gazetecilere yönelik fiilî saldırıların ardında yatan gerekçelerin, bu cezasızlık politikasının araştırılmasını istiyoruz. Gelin, destek verin, bu konuyu Meclisimiz araştırsın” dedi.

Teşekkürler Utku... İyi ki varsın!..

★★★

Ulu Tanrı,  tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar.  Mekanları cennet olsun.