Korkusuz

ABD'nin Türkiye Büyükelçiliği'nden dikkat çeken paylaşım

ABD'nin Türkiye Büyükelçiliği'nden dikkat çeken paylaşım
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, Twitter üzerinden bir açıklama yaptı.

ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği, resmi Twitter hesabı üzerinden bir açıklama yayınladı.

Açıklamada, “ABD, 18 Ekim tarihli açıklamaya ilişkin bazı soruların yöneltilmesi vesilesiyle, Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 41’inci maddesine riayet etmeyi teyit eder” denildi.

ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği’nden açıklama geldi

41’İNCİ MADDE NEDİR?

Viyana Sözleşmesi’nin 41’inci maddesinde konsolosluk çalışanlarının kişisel dokunulmazlıkları ile ilgili bilgiler yer alıyor.

Sözleşmede şu ifadeler kullanılıyor:

1- Kabul eden Devletin kanunlarına ve nizamlarına riayet etmek, ayrıcalıklarına ve bağımsızlıklarına halel gelmeksizin, bu gibi ayrıcalıklardan ve bağışıklıklardan yararlanan her şahsın görevidir. Anılan Devletin iç işlerine karışmamak da bu şahısların keza görevidir.

2- Gönderen Devlet tarafından kabul eden Devlet nezdinde yapılması misyonun uhdesine tevdi olunan bütün resmî işler, kabul eden Devletin Dışişleri Bakanlığı veya mutabık kalınacak başka Bakanlık ile veya aracılığıyla yürütülür.

3- Misyonun binaları, misyonun bu Sözleşmede belirtilen görevleri veya diğer genel uluslararası hukuk kuralları veya gönderen ve kabul eden Devlet arasında yürürlükte olan özel anlaşmalar ile bağdaşmayacak bir tarzda kullanılmaz.

İSTENMEYEN ADAM NEDİR?

Diplomaside sıklıkla kullanılan istenmeyen adam (persona non grata), yabancı diplomatları ağırlayan ülkenin başvurduğu bir yöntemdir. İstenmeyen adam ilan edilen diplomatların dokunulmazlığı kaldırılabilirken, bu kişiler bulundukları ülkede diplomatik temsilcilik çalışanı olarak görülme statüsünü yitirirler.

Viyana Sözleşmesi’nin maddelerine göre diplomatın bulunduğu ülke, önceden haber vermeksizin bir diplomatı istenmeyen adam ilan edebilir. İstenmeyen adam ilan edilen diplomatlar genelde ülkeleri tarafından geri çağrılırlar. Casusluk şüphesiyle diplomatları sınır dışı etmek için de kullanılan bu yöntemde anlaşmazlığın olduğu ülkeden de aynı şekilde bir yanıt gelmesini doğurabilir.

NE OLMUŞTU?

18 Ekim’de Osman Kavala’nın tutukluluğunun dördüncü yılı nedeniyle ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda’nın imzaladığı ortak bir açıklama yayımlandı. Açıklama, ABD, Almanya ve Kanada başta olmak üzere bazı ülkelerin Ankara’daki büyükelçiliklerinin sosyal medya hesaplarında da paylaşıldı.

Açıklamada, “Bugün, Osman Kavala’nın tutukluluğunun başlamasının 4. yıl dönümü. Daha önce verilen beraat kararının ardından farklı davaların birleştirilmesi ve yeni davaların açılması yoluyla davasında süregelen gecikmeler, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve Türk yargı sisteminin şeffaflığına gölge düşürüyor. Kanada, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri büyükelçilikleri olarak birlikte, Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri ve iç hukukuyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz” şu ifadeler yer almıştı.

Açıklamanın ardından, 10 ülkenin Ankara büyükelçileri Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Salı günü büyükelçiler dışişleri bakanlığına gittikten sonra Bakanlık’tan yapılan açıklamada, “büyükelçilerin uyarıldığı” belirtilmişti.

21 Ekim’de 10 ülkenin Ankara Büyükelçilerinin Osman Kavala’nın serbest bırakılması yönündeki açıklamaları sorulduğunda Erdoğan, “Bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz” demişti.