Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

5N1K kuralına göre ihanet edilseydi tutuklama ve sürgün olmayacaktı...

Hürriyet, bildiğiniz gibi Erdoğan’ın yarı resmî sözcülerinden...

Gazetenin köşelerinden birinde yer alan habere göre...

Kuzey Irak’ta sürdürülen (En son dört şehit verdiğimiz) Pençe-Kilit operasyonu tamamlanır tamamlanmaz:

TSK, Suriye’ye girecek...



Canlarım...

TSK yasalarına göre...

Sınır ötesi bir askeri operasyon hakkında yer ve zaman bilgisi vermek:

“Vatana ihanet” suçudur...



Bu durum tespitini yaptıktan sonra geleyim bir başka habere...

O haber ki...

Bu haberin yanında:

“Güneş’in yarın doğudan doğacağı açıklandı” haberi kadar masumdur...



Canlarım...

SÖZCÜ gazetesi internet nüshası, 15 Temmuz 2016 günü saat 16.00’da bir haber yayımladı...

Haberde:

Erdoğan’ın Marmaris’te konakladığı otelin adından söz edilmişti...



Haberin yayın saatini bir kez daha yazıyorum:

Saat. 16.00...

Yani...

İktidar yetkililerinin savunmalarına göre:

O gece askeri darbe girişimi yapılacağını:

Cumhurbaşkanı dahil kimse bilmiyor...

Ama...

Erdoğan’ın Marmaris’te hangi otelde konakladığını:

İlçedeki ilkokul çocukları bile biliyordu...



Canlarım...

SÖZCÜ internet nüshasının yaptığı haber:

“5N1K” kuralına harfiyen uyuyordu...

Yani:

“Ne...

Nerede?..

Nasıl?..

Ne zaman?..

Neden?..

Kim?..” sorularının hepsine cevap veriyordu...

Çünkü...

Bu soruların biri sorulmaz ve cevaplanmazsa:

Haber, haber olmaktan çıkardı...



Hukuk tarihimizin en kara komik yargılamalarından biri:

İşte böyle başladı...

[caption id="attachment_360493" align="alignnone" width="600"] Abdulkadir Selvi[/caption]



Başarısız darbe girişiminden bir süre sonra...

“Muhalefet de yapan” ana akım medyanın en etkili gazetesi SÖZCÜ’nün haberi yapan muhabiri:

Gökmen Ulu...

Haberi yayımlayan internet nüshası sorumlu yazı işleri müdürü Meliha Olgun tutuklandı...



Yani canlarım...

Gökmen Ulu...

Haberinin “nerede?” sorusuna cevap vermeyip...

5N1K kuralını çiğneseydi...

Hem kendisi...

Hem de Meliha Olgun hapse girmeyecek...

Gazetenin sahibi Burak Akbay:

Sürgüne gitmeyecekti...

İNANILMAZ AMA...


Dünyada:

5N1K kuralına harfiyen uydukları için tutuklanan iki gazeteci:

Meliha Olgun...

[caption id="attachment_360489" align="alignnone" width="600"] Meliha Olgun[/caption]

Ve...

Gökmen Ulu’dur...



Amman haaaa!..

Hürriyet’te, Suriye’ye operasyon yapılacak zamanı açıklayan arkadaşın da tutuklanmasını istediğim sanılmasın...

Asla...

[caption id="attachment_360487" align="alignnone" width="600"] Gökmen Ulu[/caption]



Bence bu haber:

Doğal bir gazetecilik işidir...

Benim anlatmak istediğim ise...

Ülkemizdeki yargının:

Yürek yakan durumunu gözler önüne sermektir...

AYIPLI DOSYALAR...


Yeri gelmişken gazeteci Can Dündar ve gazeteci Milletvekili (CHP) Enis Berberoğlu’na yapılan yargı zulmünden söz etmemek olmaz...

[caption id="attachment_360490" align="alignnone" width="600"] Can Dündar[/caption]



Can Dündar, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü olduğu dönemde...

Daha önce Aydınlık’ta yayımlanan...

Ancak...

Yasaklanmayan...

Yayımlayanlar aleyhinde dava da açılmayan bir haberi verdiği için:

Tutuklandı...

Yıllarca hapis yattı...

Yıllardır da sürgünde yaşıyor...

[caption id="attachment_360491" align="alignnone" width="600"] Enis Berberoğlu[/caption]



Can Dündar’a yapılan yargı zulmünün bir benzeri keza:

Enis Berberoğlu’na uygulandı...

Aynı haberi Can Dündar’a verdiği iddiasıyla tutuklandı...

Hapse konuldu...

Milletvekilliği düşürüldü...



Ve böylece canlarım...

Dündar ve Berberoğlu’nun başına gelenler...

Hukuk tarihimize:

“Kara bir leke” olarak geçti...

KANIT: NİYET OKUMA...


Hapse girmesine sebep olan haberi ve görüntüleri Can Dündar’a:

Berberoğlu’nun verdiğine ilişkin:

Kanıt neydi?..



Güleceksiniz biliyorum...

Ama...

Yazmak zorundayım:

İddiaya göre:

Birbirleriyle telefon görüşmesi yapmışlardı...



Kahkahalarla güldüğünüzü biliyorum...

Ama aynen böyle...



Yılların iki dostu...

İki meslektaş ki, biri o günlerde milletvekili...

Telefonla görüşüyorlar...

Ne konuştukları bilinmiyor...

Ama olsun...

Savcı niyet okuma ustası:

“Mutlaka bu haberi konuşmuşlardır...”.



Sözümün özü canlarım...

Bütün dünyanın dinlediğinde gerçek olduğuna inandığı...

Aksi de kanıtlanamayan konuşmaların yer aldığı tapeleri:

“Bunlar usulsüz dinlenmiş” diye yakıp atan cumhuriyet savcılığı...

Karşılıklı yapılan telefon görüşmelerinden:

“Casusluk” suçu icat etmişti...



Yaaa...

Aziz Nesin yaşıyor olsaydı...

100 kitap daha yazardı...

TEK ÖRNEK...


Sadece demokrasi değil...

Cumhuriyetin (Askeri darbe dönemleri dahil) hiçbir döneminde...

Daha önce yayımlanmış...

Ve...

Bir “suç unsuru” taşımadığına inanılmış haberi yayımladıkları için:

Tek bir gazeteci hapse girmedi...



Şükürler(!) olsun ki...

O ayıp da...

20 yıllık siyasal İslâm iktidarına:

“Nasip oldu...”.

 

NE ÇOK YOKMUŞ...


SÖZCÜ’den Sayime Başçı haberi:

“İhracata dönük yatırımcılar ve turizm sektörü için nisan ayında açıklanan 150 milyar TL’lik kredi paketi henüz açılamadı. Başvuru yapan şirketlere kaynak veya limit olmadığı söyleniyor”.



[caption id="attachment_360492" align="alignnone" width="600"] Burhan Felek[/caption]

Yıllar önce Burhan Felek (Merhum) yazmıştı Milliyet’te...

Her sabah olduğu gibi vapurla gazeteye gidiyor...

Her zamanki yerine geçtiğinde, yanına bir beyefendi gelip oturuyor...

Kanepe komşusu, vapur iskeleden ayrıldıktan sonra yalılardan birini eliyle gösterip:

“Şu gördüğünüz yalı benim değil” diyor...

Sirkeci’ye varıncaya kadar en az 7-8 yalı gösterip:

“Şu gördüğünüz yalı benim değil” demeye devam ediyor...

Üstat bekliyor ki:

“Aha işte bu yalı benim” diyecek...

Ama demiyor...

Vapur iskeleye yaklaştığında Felek ayağa kalkıp elini uzatıyor:

“Tebrik ederim beyefendi” diyor, “meğer ne çok yalınız yokmuş...”.



Ben de bizim iktidarı tebrik ediyorum...

Meğer...

Ne çok:

Verecek kredileri yokmuş...