Korkusuz
Ümit Zileli

Zulüm yasaları iptal edilmeliymiş!

Yaşı 40 üzeri olanlar onu çok daha iyi tanır...

Rize belediye başkanıydı... Söylediklerini, yaptıklarını inkar eder “Bana komple yaptılar” diye sızlanırdı... Komplo demek istiyordu ancak Türkçesi o kadarına yetiyordu! Uzun yıllar Almanya’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye döndü ve ülkeyi kafasındaki şeriat düzenine teslim etme yolunda kaldığı yerden devam etti...

Adı Şevki Yılmaz, Akit gazetesinin yan kuruluşu Haber Vakti sitesinde yazıyor... En sevdiği konu ise kadınlar! Mesela iki yıl kadar önce şöyle yazmıştı:

- Aile yangınlarının sebeplerinden biri olan ‘Kadınlara İş İstihdamı teşvikinden’ acilen vazgeçilerek, hanımları evinde Eş İstihdamı teşviki artırılmalı ve evinde kendi yavrularına bakan Ana’ya sigortalı maaş bağlanmalıdır...

Bu kafaya göre toplumun en az yarısını oluşturan on milyonlarca kadın zinhar burnunu evin dışına çıkarmamalıydı! Bu konuda saçtığı incilerin tamamını buraya almam olanaksız; ancak iktidara seslendiği “Milletimiz vatandaşlık görevini yerine getirdi, şimdi sıra iktidarımızda” dediği son yazısından bir bölümü paylaşmak isterim:

- İktidarın oy kaybetmesinin ana sebeplerinden olan; geçen dönem hesabilerinin gaflet veya ihanetleriyle çıkarılan süresiz nafaka, genç evlilere mahkûmiyet, ‘kadının beyanı esastır’ gibi zulüm yasaları ya TBMM’de ya da Anayasa Mahkemesi’nde mutlak iptal ettirilmelidir!

Muhteremin “genç evliler” dediği küçük yaşta kızları iğfal eden ya da parayı bastırıp dini nikah ile “satın alan” insan tayfası tabii! Kadınlarla ilgili teklifi ise “ya öl ya da biat et” türünden doğal olarak!

Aslına bakarsanız, bu zatın söyledikleri yıllar önce hem de TBMM’de görüşülmüş, rapor haline bile getirilmiş, ancak büyük tepkiler üzerine rafa kaldırılmıştı! Eşi benzeri görülmemiş, ancak şeriat rejimlerinde görülebilecek bu tüyler ürperten komisyon raporunu paylaşayım öncelikle...

-Bakın, kadını hangi Gayya kuyusuna hapsediyordu!

Engizisyon kafası!


14 Ocak 2016’da kurulmuştu. Adı öylesine uzundu ki ilk bakışta pek bir şey de anlayamıyordunuz:

-Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi İçin Meclis Araştırma Komisyonu.

Böylesine meymenetsiz, Türkçesi bozuk, anlamsız derecede uzun ve sıkıcı isim altında çalışan komisyon ne yapıyordu acaba diye soracak olursanız, işte orası çok önemliydi; “rapor” adını verdiği müsvedde yığını ile kadının, çocuğun daha da taciz edilmesinin, Cumhuriyet sayesinde edindikleri hakların geri alınmasının, toplumda derin bir ayrımcılık yaratılmasının, dinin bu konuda da olabildiğince alet edilmesinin, intiharlara, cinayetlere ve şiddete teslim olmasının önünü alabildiğince açmaktı!..

“Çocuk, tecavüzcüsü ile evlendirilsin!”


Gelelim rapor müsveddesinin tüyler ürperten içeriğine...

Ben okurken midemin bulandığını hissetmiştim; buyurun ilk birlikte okuyalım:

-Raporda, çocukların cinsel istismarının “rızaya” dayalı olabileceği, ancak böyle de olsa suç olarak kalması gerektiği belirtildikten sonra, tecavüzcünün 5 yıl boyunca tecavüz ettiği çocukla “sorunsuz” ve “başarılı” bir evlilik sürdürmesi halinde denetimli serbestlikten yararlanması öneriliyordu...

Nasıl, mideniz iyi mi?.. O zaman devam edelim; üstelik her iki tarafın 15 yaş altında olması durumunda ise, çocuk istismarı, çocuk tecavüzü “şahsi cezasızlık” nedeni sayılıyor, yani suç olmaktan çıkarılıyordu. Böylece ailelerin 15 yaş altı çocuklarını resmi nikahla olmasa bile fiilen evlendirmelerinin yolu açılıyordu, iyi mi!..

Hangi birinden bahsetsem bilemiyorum; Ayrıca boşanma ve kadına şiddet “özel alan” kabul edilerek devletin sorumluluk alanı dışına çıkartılmaya çalışılıyor. Yargının müdahalesi azaltılırken dinin müdahalesi artırılıyordu...

-Raporu okurken Orta Çağ’da “Engizisyon Mahkemesi” tarafından kaleme alınmış hissine kapılmıştım!..

Kadına “boş ol” ya da “yok ol!”


Kadını ve çocuğu her türlü tehdide, tehlikeye karşı tamamen savunmasız bırakan bu Orta Çağ kafası bakın daha neler yumurtluyordu:

-Kadının nafaka hakkı evlilik süresine bağlanarak kısıtlanıyordu. Bu süre sonunda kadının sosyal yardım, meslek edindirme, istihdam imkanlarından faydalanmasının sağlanması öneriliyordu...

Kadınların büyük çoğunluğunun ekonomik özgürlüğünün bulunmadığı ülkemizde ne kadar yerinde bir öneri değil mi? Düpedüz kadınların her türden şiddete rağmen boşanmadan caymasının sağlanması amaçlanıyordu...

Komisyon, erkekleri korumak uğruna cansiperane bir çalışma yapmış, kadının mülkiyet ve alacak haklarına dahi göz
dikmişti... Raporda evliliğin eşlerden birinin ölümü ile sona ermesi halinde, sağ kalan eşin sadece kendi miras payını alması öneriliyordu. Yahu şu ülkede edinilen malların büyük oranda erkeğin üstüne yapıldığını Mısır’daki sağır sultan bile biliyordu... Bu öneri, eşi ölen kadının hiç bir pay alamayacağı anlamına geliyordu...

-Kısacası, bu rapor yasalaşsaydı, kadın “yok hükmünde” olacaktı...

Zamanı mı geldi?


O komisyonda Şevki Yılmaz olsaydı, bundan iyisini yapamazdı zannımca! Ancak olmadı, olamadı çünkü rapora tepki çığ gibi büyüdü, protestolar iktidara geri adım attırdı! Ama gericinin stratejisi, taktiği belli:

-Zoru görünce geri adım at, zamanını bekle!

Yoksa, Şevki efendinin “işaret fişeği” tadındaki yazısı o beklenen zamanın geldiğini mi gösteriyor? Dikkatler CHP’nin üzerinde yoğunlaş(tırıl)mışken, İstanbul Sözleşmesi de yok edilmişken, bir geceyarısı operasyonu ile Meclis’ten geçirilecek yasaya zemin mi yaratılıyor?

-Gericide kirli hesap tükenmez!