Korkusuz

Yüzde 1

Yüzde 1
Seçimlerde...

Yüzde 1 alan partiyle...

Yüzde 50 alan parti...

Ayrı ayrı kongrelerini toplasalar...

İkisinde de eşit kalabalık olur.

★★★

Vallahi öyle...

★★★

Örneğin...

Yüzde bir oy alan bir partimizi gözünüz önüne getirin...

Bu hafta Ankara Atatürk Spor Salonu’nda büyük kongresini toplasın.

Salon 10 bin kişilik...

Tribünler... Zemin... Kapılar...

Her yer ağzına kadar dolar...

Tıka basa...

★★★

Neden?

Çünkü... Bir siyasi partinin faaliyet gösterebilmesi için...

En az 41 ilde örgütlenmiş olması gerek.

41 il demek 41 il başkanı demek...

41 il yönetim kurulu demek.

Onun bir de ilçeleri var.

İlçenin yönetim kurulu üyeleri.

Disiplin kurulu...

Çarpın...

E bi de parti üyeleri olacak iyi kötü.

Oldu mu sana salon tıka basa.

★★★

Bir sonraki hafta...

Örneğin...

12.5 milyon üyesi olan...

Yüzde 49’ları görmüş Ak Parti kongresini toplasın.

O da 10 bin kişilik salon...

O da tıksa basa...

Tribünler... Zemin...

Ağzına kadar...

★★★

Aynı kalabalık görüntü oluşur.

★★★

Şunun için anlatıyorum.

Herhangi bir partinin...

Genel Başkanlık koltuğuna oturdunuz mu...

Çevrenizde algılayabileceğiniz kalabalık aynıdır.

Yüzde 1 de olsanız aynı...

Yüzde 51 de olsanız aynı...

★★★

Sizi aynı sayıda kalabalık karşılar...

Aynı sayıda kalabalık uğurlar...

Gram fark olmaz.

★★★

Başkanım...

Hele Anadolu’da bir geziye gitsin...

Karayoluyla gidecekse...

Şehrin girişinde...

Havayoluyla gidecekse...

Havaalanının çıkışında...

İl Başkanı, il sekreteri... İlçeler yönetim kurulu üyeleri... Partililer...

Ellerinde kocaman bir buket...

Hazır kıta onu bekler...

★★★

Arabamız hazır...

Audi A 6.

Şoförümüz çalıştırmış bekliyor.

Başkanım arka sağa geçer...

Kapısını yavaşça örter partililer...

Sol yanına, İl başkanı kurulur.

Arkada konvoy...

Korna çala çala...

“Türkiye’nin umudu...”

★★★

Şehre girdik...

Kısa bir şehir turu...

“Vali’den randevu alındı mı?” “Bugün Ankara’da olacakmış başkanım... Yerinde değil... Ama sıkıntı yok başkanım... Vali muavini bizi bekliyor.”

(Bu “sıkıntı yok abileri”ni her yerde bulabilirsiniz.

Partide... Şirkette... Kulüpte... Hatta Oto sanayi sitesinde...

Hangi problemle karşılaşırsanız karşılaşın...

Cevapları hazırdır...

“Sıkıntı yok!”

Biri size sıkıntı yok diyorsa...

Bilin ki o “sıkıntı yok abisi”dir.

(Ve işin kötü tarafı... Büyük sıkıntı var demektir.)

★★★

Başkanımın arabası tam Hükümet konağına doğru yönelir.

“Sıkıntı Yok Abi”miz ön koltuktan mırıldanır.

“- Başkanım Vali muavinimizin bir yakını vefat etmiş...

Size çok selamlarını iletti. Bir dahaki sefer inşallah” dedi.

★★★

Sıkıntı yok...

Yeni programımız

Testi kebabı...

“Başkanım geçen geldiğinizde götürememiştik.

Testi kebabı yapan bir yer var...

Havası da mis...”

★★★

Türkiye’ye dair büyük büyük laflar edilir.

Kutlu davadan söz edilir.

Ölen fikri önderlerin hayatından örnekler verilir...

Bu arada...

Yenilip içilmiştir.

Hesap bir il yöneticisine kitlenir.

★★★

Geziler, Türkiye turları hep böyledir.

★★★

Başkanımın uzaktan bir akrabası mı vefat etti?

Cenaze kalabalık olur...

İl başkanları... İlçe başkanları... Taziyeler... Çelenkler...

★★★

Başkanımın bir yakının düğünü mü var?

Altın takma kuyruğu...

100 metre...

Halay başı genel sekreter...

★★★

Seçime girme hakkı kazanan 19 parti var.

Bunlardan 5’i siyasetin ana aktörü.

AKP, CHP, İYİ PARTİ, MHP ve HDP...

Peki ya gerisi...?

★★★

Geride tam 14 parti var...

Yeni kurulan 6 partiyi de buna ekleyin.

Oldu mu sana 20!

Tam 20 parti yüzde 1 ila 3 arasında bir oy hesabı yapıyor.

50+1’in hayati önem kazandığı Başkanlık sisteminde yüzde 1’in pazarlık masasına oturmayı hedefliyor.

Daha kurulma hazırlığı içinde olanları yazmadım.

Onları da eklersem 23 olacak liste.

Neden herkes çılgın gibi parti kurma yarışında?

Çünkü herkes kendi borusunun öteceği bir dükkan peşinde...

Herkesin yüzde 1’in peşinde...

Hatta yüzde yarımın...

★★★

Oysa...

Siyaset bir iddia işidir.

Peki... Mesela son 5 seçimdir yüzde 1 bile alamayan partinin iddiası nerde?

Niye halen yola devam ediyor?

Niye halen genel başkanlık koltuğunda aynı kişi oturuyor?

★★★

Çünkü konfor alanını terk etmek istemiyor.

Büyük partilerden birinde sıradan bir vekil olmaktansa...

Küçük de olsa kendi partisinin başkanı olmak istiyor.

Düğünüm kalabalık... Cenazem kalabalık...

Gelenim var gidenim var.

Kapımda her daim birileri var.

Ara sıra da Tv lere çıkarım.

★★★

Yahu arkadaş...

Sen son 5 seçimde yüzde yarım bile alamadın.

Oy pusulasındaki fotoğrafın olmasa seçmen seni hatırlamayacak bile...

Büyük partiler ise adını sadece ittifak pazarlığında anımsıyor.

Siyasette esamen okunmuyor...

Niye burası halen açık.

Niye halen bu koltukta oturuyorsun?

★★★

Başkanımın 3 kelimelik cevabı hazır.

“Biz dava partisiyiz!”

Neyin davası?

Yüzde 1’in mi?

Tamam o zaman...

Sıkıntı yok!